T.C. YARGITAY
15.Ceza Dairesi
Esas: 2015/14133
Karar: 2015/30608
Karar Tarihi: 02.11.2015
ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU -
DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİ ÖDEMESİ - BELGELERİN MAHKEME HEYETİ TARAFINDAN İNCELENİP
ÖZELLİKLERİNİN ZAPTA GEÇİRİLEREK ALDATMA KABİLİYETİ BULUNUP BULUNMADIĞININ
BELİRLENMESİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU
ÖZET: Sanıkların mağdur Ö.’a ait
birçok tarım arazisini onun rızası ile fiilen kullandıkları, mağdur Ö.’ın
arazilerin kullanımı konusunda önceden rızası olduğunu ancak kimseyle kira
sözleşmesi yapmadığını ve bu yönde izin vermediğini beyan etmesi karşısında,
sanıkların gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla sahte kira sözleşmesi
düzenlemeleri ve kullanmaları nedeniyle eylemin TCK’nın 211. maddesi kapsamında
kaldığı gözetilmeden, 01/06/2005 tarihinden önce işlenen sahtecilik suçlarının
zamanaşımına uğrayacağı dikkate alınarak, sahte sözleşmelerin hangi tarihte
kuruma ibraz edildiği araştırılmadan ve sanık A.’in doğrudan gelir desteği için
kullandığı üç adet sözleşme dışında suça konu diğer sözleşme asılları
getirtilip, söz konusu belgelerin mahkeme heyeti tarafından incelenip
özelliklerinin zapta geçirilerek aldatma kabiliyeti bulunup bulunmadığı
belirlenmeden hüküm kurulması isabetsizdir.
(5237 S. K. m. 158, 207, 211) (765
S. K. m. 102, 104)
Dava ve Karar: Dosya incelenerek
gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi
için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek
nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına,
kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir
yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve
ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak
nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur
yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından
sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı
nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği,
fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen
belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK'nın 158/1-e bendinde
belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun
işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal
nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen
mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum
ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.
Zarar vermek, kamu kurum ve
kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek
şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir.
Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç
oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının
zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanık A....’in ....... İlçesi
....... Köyü'nde bulunan ve Ö. isimli mağdura ait olan 7,17, 64, 66, 111 ve 213
parsel numaralı taşınmazları 2005, 2006 ve 2007 yılları arasında, sanki
mağdurdan kiralanmış gibi 3 adet sahte kira sözleşmesi düzenleyerek ve bu
sözleşmeleri de ilgili kuruma ibraz etmek suretiyle 2005 ve 2006 yıllarında
doğrudan gelir desteği ödemesi aldığı, 2007 yılı başvurusunda da durumun fark
edilmesi nedeniyle sanığa herhangi bir ödeme yapılmadığı, aynı şekilde sanık
A.’in mağdur Ö. ve Y.’a ait 1049, 105, 1047, 1048, 1014, 338, 376, 1015 parsel
numaralı taşınmazları taşınmaz sahipleri yerine imza atarak sanık N.’e
kiralanmış gibi 3 adet sahte kira sözleşmesi düzenlediği, sanık N.’in sahte
sözleşmeler ile 2005 ve 2006 tarihleri arasında doğrudan gelir desteği aldığı,
2007 yılında doğrudan gelir desteği ödemesi yapılmadığı, sanık A....’in mağdur
Ö. adına .......... numaralı taşınmazları taşınmaz sahipleri yerine imza atarak
sanık D....’ye kiralamış gibi 2 adet kira sözleşmesi düzenlediği, sanık D.’nün
sahte sözleşmeler ile 2006 yılı için doğrudan gelir desteği aldığı, 2007 yılında
ise hesabı bloke edildiğinden para alamadığı, sanık A...’in Ö. adına kayıtlı
676, ................. parsel numaralı taşınmazları taşınmaz sahipleri yerine
imza atarak sanık H.’a kiralamış gibi 2 adet kira sözleşmesi düzenlediği, sanık
H.’ın sahte sözleşmeler ile 2006 yılı için 822.33 TL doğrudan gelir
desteklemesi ve mazot gübre ödemesi aldığı, 2007 yılında ise hesabı bloke
edildiğinden para alamadığının iddia edildiği olaylarda;
1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan
verilen hükme yönelik incelemede;
Mahkemece bozma üzerine yapılan
yargılama sonucunda arazilerin belirtilen dönemlerde ekilip ekilmediğine
ilişkin sanıkların beyanlarının aksine bir tespit yapılamadığı, 24/06/2014
tarihli İlçe Tarım Müdürlüğü’nün cevabi yazısında çiftçilerin üretim beyanı
esas alınan ve muhtarca üretim yaptığı onaylanan arazilerin kurumlarınca ancak
%2'sinin kontrol edilebildiğinin belirtilmiş olması, mağdur Ö.’ın beyanları
nazara alınarak sanıkların atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden
uzak delil bulunmadığından beraatlarına yönelik kararda bir isabetsizlik
görülmemiştir.
Bozmadan sonra yapılan yargılamaya,
toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına
uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre,
katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün
ONANMASINA,
2- Özel belgede sahtecilik suçundan
verilen hükme yönelik incelemede;
Sanıkların mağdur Ö.’a ait birçok
tarım arazisini onun rızası ile fiilen kullandıkları, mağdur Ö.’ın arazilerin
kullanımı konusunda önceden rızası olduğunu ancak kimseyle kira sözleşmesi
yapmadığını ve bu yönde izin vermediğini beyan etmesi karşısında, sanıkların
gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla sahte kira sözleşmesi düzenlemeleri ve
kullanmaları nedeniyle eylemin TCK’nın 211. maddesi kapsamında kaldığı
gözetilmeden, 01/06/2005 tarihinden önce işlenen sahtecilik suçlarının 765
sayılı TCK'nın 102/4, 104/2. maddeleri gereğince zamanaşımına uğrayacağı
dikkate alınarak, sahte sözleşmelerin hangi tarihte kuruma ibraz edildiği
araştırılmadan ve sanık A.’in doğrudan gelir desteği için kullandığı 3 adet
sözleşme dışında suça konu diğer sözleşme asılları getirtilip, söz konusu
belgelerin mahkeme heyeti tarafından incelenip özelliklerinin zapta geçirilerek
aldatma kabiliyeti bulunup bulunmadığı belirlenmeden yazılı şekilde hüküm
kurulması,
Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, katılan
vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin
bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması
gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.11.2015
tarihinde oybirliği ile, karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder