1 Temmuz 2018 Pazar

YABANCI ÜLKELERDE YAPILACAK TEBLİGAT


Yabancı ülkelerde kişilere yapılacak tebligat


Yabancı ülkelerde kişilere yapılacak tebligat da milletlerarası adli yardıma dahildir; ve aynı zamanda, milletlerarası istinabe kavramı içerisinde yer alır.

Dava ile ilgili usulü işlemlerin davalıya tebliği, savunma hakkına riayetin temel unsurunu teşkil eder. Tebligat işlemi usulüne uygun olarak yerine getirilmedikçe dava görülemez. Türk mahkemelerinde açılan davalarda veya Türkiye'de yapılan icra takiplerinde, davalı veya borçlu yabancı ülkede bulunmakta ise tebligatın yabancı ülkede yapılması zarureti ortaya çıkar. Yabancı ülkede bir tebligatın nasıl yapılacağı ve yapılma yolları milletlerarası tebligatın konusunu teşkil eder.

Yabancı ülkelerde yapılacak tebligat, Tebligat Kanunu (m. 25-27) ile Tebligat Tüzüğünde (m. 36-43) düzenlenmiştir. Türkiye ayrıca birçok devletle iki taraflı adli yardımlaşma anlaşması yapmış ve yukarıda sözü edilen konuyla ilgili en önemli iki milletlerarası çok taraflı sözleşmeye katılmıştır. Bu duruma göre;

1. Türkiye ile tebligatın yapılacağı yabancı ülke arasında milletlerarası bir sözleşme mevcut değil ise, Tebligat Kanunu'nun ilgili hükümleri (m. 25 vd.) uyarınca hareket edilecektir. Buna göre, esas prensip tebligatı çıkaran makamın tebliğ edilecek evrakı bağlı bulunduğu Bakanlık vasıtasıyla Dışişleri Bakanlığına göndermesi, evrakın görev bölgesi göz önünde bulundurularak ilgili Türkiye Elçiliğine veya Konsolosluğuna intikal ettirilmesi ve bunların bulundukları yer hukukuna uygun şekilde yetkili makamlardan tebligat yapılmasını istemeleridir. Diplomatik usullere tabi olan bu yol uzun zamana ihtiyaç göstermektedir.

Yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kişi Türk vatandaşı ise, tebliğ o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığı ile de yapılabilir. Bu halde, ilgili Bakanlık ve Dışişleri Bakanlığı devreye girmeksizin, bildirim doğrudan doğruya Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur vasıtasıyla yapılır (m.25/a).

Tebliği çıkaran merciin, yabancı ülkede bulunan Türklere, öncelikle bu maddede belirtilen usulde tebligat yapmak mecburiyeti yoktur. Buradaki tebligat usulü, muhatabın Türk vatandaşı olduğu durumlarda, tebliği çıkaran mahkeme, kurum veya kişi için bir alternatif teşkil etmektedir. Diğer bir ifadeyle, 25/a'daki tebligat usulü kullanılmadan da, doğrudan diğer milletlerarası tebligat usullerinden istifade edilebilir.

2. Türkiye ile tebligatın yapılacağı yabancı ülke arasında tek bir milletlerarası sözleşmenin bulunması halinde, tebligatın tarafları bağlayan bu sözleşme hükümlerine göre yapılacağı hususunda tereddüt yoktur.

3. Türkiye milletlararası tebligat konusunu düzenleyen çok taraflı iki milletlerarası sözleşmeye taraftır. Bunlardan birisi 1.3.1954 tarihli Usul Hukukuna Dair La Haye Sözleşmesi, diğeri de 15.11.1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair La Haye Sözleşmesidir. Türkiye'nin tebligatın yapılacağı yabancı ülke ile birlikte birden çok milletlerarası sözleşmeye taraf olması halinde, bu sözleşmelerden hangisinin diğerine veya diğerlerine tercih edileceği tesbit edilmek gerekir.

a) Hukuk Usulüne Dair La Haye Sözleşmesi ile Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair La Haye Sözleşmeleri arasındaki ilişkide, Hukuk Usulüne dair Sözleşme, Tebligat Sözleşmesinden daha geniş kapsamlıdır. Ayrıca tebligatla ilgili hükümler bakımından da aralarında farklılıklar mevcuttur. Ancak Tebligat Sözleşmesi konuya açıklık getirerek (m. 22), her iki Sözleşmeye taraf olan ülkeler açısından, tebligatın Tebligat Sözleşmesine göre yapılacağı, diğer konularda Hukuk Usulüne dair Sözleşme hükümlerinin uygulanacağı esasını kabul etmiştir.

b) Türkiye'nin iki taraflı adli yardım anlaşması yaptığı ülkelerle birlikte, aynı zamanda Hukuk Usulüne dair Sözleşmeye ve (veya) Tebligat Sözleşmesine taraf olması ihtimalinde, tebligat konusunda iki taraflı sözleşmenin mi yoksa çok taraflı sözleşmelerin mi tercih edileceği konusu, yine Tebligat Sözleşmesinin bir hükmü (m. 25) ile halledilmiştir. Buna göre, iki taraflı adli yardım sözleşmelerinin uygulanması La Haye Sözleşmeleri ile engellenmiş değildir. Bu duruma göre, tebliğ evrakının gönderileceği ülke ile Türkiye arasında adli yardım konusunda iki taraflı ve aynı zamanda çok taraflı sözleşme mevcut ise, mahkeme bu iki sözleşmenin getirdiği hükümlerden hangisi tebligatın daha kolay ve süratle yapılmasına imkan veriyorsa onu tatbikte serbest olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder