Yabancı ülkelerde kişilere yapılacak tebligat
Yabancı ülkelerde kişilere yapılacak tebligat da
milletlerarası adli yardıma dahildir; ve aynı zamanda, milletlerarası istinabe
kavramı içerisinde yer alır.
Dava ile ilgili usulü işlemlerin davalıya
tebliği, savunma hakkına riayetin temel unsurunu teşkil eder. Tebligat işlemi
usulüne uygun olarak yerine getirilmedikçe dava görülemez. Türk mahkemelerinde
açılan davalarda veya Türkiye'de yapılan icra takiplerinde, davalı veya borçlu
yabancı ülkede bulunmakta ise tebligatın yabancı ülkede yapılması zarureti
ortaya çıkar. Yabancı ülkede bir tebligatın nasıl yapılacağı ve yapılma yolları
milletlerarası tebligatın konusunu teşkil eder.
Yabancı ülkelerde yapılacak tebligat, Tebligat
Kanunu (m. 25-27) ile Tebligat Tüzüğünde (m. 36-43) düzenlenmiştir. Türkiye
ayrıca birçok devletle iki taraflı adli yardımlaşma anlaşması yapmış ve
yukarıda sözü edilen konuyla ilgili en önemli iki milletlerarası çok taraflı sözleşmeye
katılmıştır. Bu duruma göre;
1. Türkiye ile tebligatın yapılacağı yabancı
ülke arasında milletlerarası bir sözleşme mevcut değil ise, Tebligat Kanunu'nun
ilgili hükümleri (m. 25 vd.) uyarınca hareket edilecektir. Buna göre, esas
prensip tebligatı çıkaran makamın tebliğ edilecek evrakı bağlı bulunduğu
Bakanlık vasıtasıyla Dışişleri Bakanlığına göndermesi, evrakın görev bölgesi göz
önünde bulundurularak ilgili Türkiye Elçiliğine veya Konsolosluğuna intikal
ettirilmesi ve bunların bulundukları yer hukukuna uygun şekilde yetkili
makamlardan tebligat yapılmasını istemeleridir. Diplomatik usullere tabi olan
bu yol uzun zamana ihtiyaç göstermektedir.
Yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kişi
Türk vatandaşı ise, tebliğ o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu
aracılığı ile de yapılabilir. Bu halde, ilgili Bakanlık ve Dışişleri Bakanlığı
devreye girmeksizin, bildirim doğrudan doğruya Türkiye Büyükelçiliği veya
Konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur vasıtasıyla yapılır
(m.25/a).
Tebliği çıkaran merciin, yabancı ülkede bulunan
Türklere, öncelikle bu maddede belirtilen usulde tebligat yapmak mecburiyeti
yoktur. Buradaki tebligat usulü, muhatabın Türk vatandaşı olduğu durumlarda,
tebliği çıkaran mahkeme, kurum veya kişi için bir alternatif teşkil etmektedir.
Diğer bir ifadeyle, 25/a'daki tebligat usulü kullanılmadan da, doğrudan diğer
milletlerarası tebligat usullerinden istifade edilebilir.
2. Türkiye ile tebligatın yapılacağı yabancı
ülke arasında tek bir milletlerarası sözleşmenin bulunması halinde, tebligatın
tarafları bağlayan bu sözleşme hükümlerine göre yapılacağı hususunda tereddüt
yoktur.
3. Türkiye milletlararası tebligat konusunu
düzenleyen çok taraflı iki milletlerarası sözleşmeye taraftır. Bunlardan birisi
1.3.1954 tarihli Usul Hukukuna Dair La Haye Sözleşmesi, diğeri de 15.11.1965
tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı
Memleketlerde Tebliğine Dair La Haye Sözleşmesidir. Türkiye'nin tebligatın
yapılacağı yabancı ülke ile birlikte birden çok milletlerarası sözleşmeye taraf
olması halinde, bu sözleşmelerden hangisinin diğerine veya diğerlerine tercih
edileceği tesbit edilmek gerekir.
a) Hukuk Usulüne Dair La Haye Sözleşmesi ile
Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde
Tebliğine Dair La Haye Sözleşmeleri arasındaki ilişkide, Hukuk Usulüne dair
Sözleşme, Tebligat Sözleşmesinden daha geniş kapsamlıdır. Ayrıca tebligatla
ilgili hükümler bakımından da aralarında farklılıklar mevcuttur. Ancak Tebligat
Sözleşmesi konuya açıklık getirerek (m. 22), her iki Sözleşmeye taraf olan
ülkeler açısından, tebligatın Tebligat Sözleşmesine göre yapılacağı, diğer
konularda Hukuk Usulüne dair Sözleşme hükümlerinin uygulanacağı esasını kabul
etmiştir.
b) Türkiye'nin iki taraflı adli yardım anlaşması
yaptığı ülkelerle birlikte, aynı zamanda Hukuk Usulüne dair Sözleşmeye ve
(veya) Tebligat Sözleşmesine taraf olması ihtimalinde, tebligat konusunda iki
taraflı sözleşmenin mi yoksa çok taraflı sözleşmelerin mi tercih edileceği
konusu, yine Tebligat Sözleşmesinin bir hükmü (m. 25) ile halledilmiştir. Buna
göre, iki taraflı adli yardım sözleşmelerinin uygulanması La Haye Sözleşmeleri
ile engellenmiş değildir. Bu duruma göre, tebliğ evrakının gönderileceği ülke
ile Türkiye arasında adli yardım konusunda iki taraflı ve aynı zamanda çok
taraflı sözleşme mevcut ise, mahkeme bu iki sözleşmenin getirdiği hükümlerden
hangisi tebligatın daha kolay ve süratle yapılmasına imkan veriyorsa onu
tatbikte serbest olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder