18 Temmuz 2018 Çarşamba

AÇIĞA İMZANIN KÖTÜYE KULLANILMASI


AÇIĞA İMZANIN KÖTÜYE KULLANILMASI SUÇU


MADDE 209- (1) Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı, verilme nedeninden farklı bir şekilde dolduran kişi, şikayet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukuki sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılır.

SUÇLA KORUNAN HUKUKSAL DEĞER:


Açığa imzanın kötüye kullanılması suçları, ispat araçlarının her türlü sahtecilikten uzak olduğuna ve sözleşmelere ilişkin kamu güvenini zedelemektedir. Suçun düzenlendiği bölüm başlığından da anlaşıldığı üzere bu suçlarla korunmak istenilen hukuksal yarar, kamu güvenidir.

SUÇUN KONUSU:


Maddede tanımlanan suçların maddi konusu, güvene dayalı olarak veya hukuka aykırı olarak elde edilen imzalı fakat kısmen veya tamamen boş olan ve bu haliyle "belge" oluşturmayan bir kağıttır. "Kısmen veya tamamen boş bir kağıt" ibaresini, belge oluşturmayan, tamamlanmış bir hukuki işlemi ifade etmeyen imzalı ve fakat kısmen veya tamamen boş bir kağıt olarak anlamak gerekir. Buna göre, imzalı kağıt üzerinde hukuki işlemin yazılabilmesini sağlayacak derecede bir açıklık bırakılmış olması ve yazılmış bulunan yazıların hukuki bir hüküm ifade etmemesi yeterli ve gereklidir. Maddenin 1.fıkrasındaki suçta fail, kendisine teslim edildiği anda "belge" niteliğinde bulunmayan "belge" haline getirmektedir. Burada imza sahibi, suça konu olan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı kendi isteği ile "belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere" faile teslim etmekte ancak fail bunu "verilme nedeninden farklı bir şekilde" doldurmaktadır. Eğer suça konu olan kağıt faile teslim edilmiş olmayıp da, fail bu kağıdı hukuka aykırı herhangi bir yolla ele geçirmiş ve hukuki sonuç doğuracak şekilde doldurmuşsa bu durumda 209/2.fıkradaki suçtan ve ayrıca belgenin ele geçiriliş biçimine göre dolandırıcılık veya yağma suçundan dolayı failin sorumluluğu söz konusu olmaktadır.

Fail verildiği andaki durumu itibariyle gerçek ve tam bir belgeye ekleme yapılması halinde bu suç değil, belgenin niteliğine göre özel veya resmi belgede sahtecilik suçu işlenmiş olur. Bu suçun konusunu oluşturması için, kısmen veya tamamen boş kağıdın faile teslim edilmeden veya hukuka aykırı olarak ele geçirilmeden önce "imzalı" olması gerekir. İmzanın bizzat fail tarafından atılması veya failin doldurduğu kağıdı mağdura zorla imzalatması halinde bu suç değil, fiilin işleniş biçimine göre senedin yağması veya sahtecilik suçlan oluşabilir.

Açığa imza atan, teslimi bizzat yapabileceği gibi, kendisinin uygun göreceği yöntemler, araçlar veya kişiler aracılığı ile de teslim olduğu gerçekleştirilebilir.

SUÇUN FAİLİ VE MAĞDURU:


a) Suçun Faili: Kendisine sahibinin serbest iradesiyle teslim edilen veya hukuka aykırı herhangi bir biçimde imzalı boş kağıdı ele geçiren ve kullanan herkes bu suçların faili olabilir.

b) Suçun Mağduru: Bu suçların mağduru, suça konu olan kısmen veya tamamen boş olan kağıtta imzası bulunan kişi veya kişilerdir.

SUÇUN MADDİ UNSURU:


a) 209/1. Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru: Kısmen veya tamamen boş ve imzalı kağıdın "verilme nedeninden farklı biçimde doldurulması"dır. Suç, kısmen veya tamamen boş olan kağıdın doldurularak belge haline getirilmesiyle tamamlanmaktadır. Aynca doldurulan belgenin kullanılmış olması aranmamıştır. Boş kağıda yazılan işlemin batıl olması suçun oluşmasını engellemez.

Yargıtay, geçmişte olduğu gibi yeni bir kararında da "24.03.1989 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve yerleşik Yargıtay uygulamaları karşısında, imzalı ve yazısız bir kağıda sahibinin zararına hukukça geçerli bir yazı yazıldığı iddiasının HUMK'nun izin verdiği ayrık durumlar dışında tanıkla ispatının olanaksız olduğuna" karar vermiştir. Bu konuda hukuk mahkemesinde açılmış bir dava varsa, mahkemece CMK'nun 218.maddesi uyarınca bu davanın sonuçlanması ile ilgili olarak "bekletici sorun" kararı verilebilir.

b) 209/2.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru: İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı; hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da "hukuki sonuç doğuracak şekilde doldurmak"tır. Bu durumda, imzalı kağıt teslim veya tevdi edilmemiş, fail bunu hukuka aykırı herhangi bir suretle (örneğin; çalmak suretiyle, hileyle, zorla) ele geçirmektedir. Bu itibarla, 209/2.fıkrada yapılan yollama uyarınca fail belgenin niteliğine göre resmi veya özel belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılacaktır. Ayrıca, belgenin ele geçiriliş biçimine göre failin hırsızlık, dolandırıcılık veya yağma suçundan dolayı da cezalandırılması gerekir.

SUÇUN MANEVİ UNSURU:


Bu suçların manevi unsuru bakımından genel kast yeterlidir. Failin saiki önem taşımaz. Bu suçların taksirle işlenmesi mümkün değildir.

SUÇA ETKİ EDEN NEDENLER:


Bu suçlara ilgili olarak cezanın artırılmasını gerektiren özel bir hüküm öngörülmemiştir. Sahtecilik suçlarına özgü daha az cezayı gerektiren hal (211md.) bu suçlar bakımından da uygulanabilir. Buna göre, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla bu suçların işlenmesi halinde, verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.

SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ:


a) Teşebbüs: Bu suçlar, imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdın doldurulmasıyla tamamlandığından, bu suçlara teşebbüs mümkün değildir.

b) İştirak: Aralarında iştirak iradesi bulunması koşuluyla, boş kağıt kendisine teslim edilen kişi ile, onu dolduran kişi, her ikisi de suçun müşterek faili olarak cezalandırılmalıdır. Bu suçlara, şerik (azmettiren veya yardım eden) sıfatıyla da iştirak mümkündür.

c) İçtima: 212.maddede yer alan özel içtima hükmü uyarınca, suça konu olan belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde hem 209.maddedeki suçtan ve hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur. Bu suçların zincirleme suç biçiminde işlenmesi mümkündür. Maddenin 2. fıkrasındaki suçun işleniş biçimine göre failin bu suçun yanı sıra ilgili suç hükümleri (hırsızlık, dolandırıcılık, yağma gibi) uyarınca gerçek içtima kurulları uyarınca cezalandırılmaları gerekir.

KOVUŞTURMA, GÖREVLİ MAHKEME, SUÇUN YAPTIRIMI VE DAVA ZAMANAŞIMI:


a) Kovuşturma: 209.maddenin 1.fıkrasında yer alan suçun soruşturulması ve kovuşturulması suçtan zarar görenin şikayetine bağlıdır. Şikayet süresi, TCK'nun 73/1.fıkrası uyarınca suçtan zarar gören mağdurun suçu öğrendiği tarihten itibaren altı aydır. Maddenin 2.fıkrasında tanımlanan suç, C. Başsavcılığınca genel hükümlere göre re'sen soruşturulur ve kovuşturulur.

b) Görevli Mahkeme: Maddenin 1.fıkrasında yer alan suç dolayısıyla ağlan davaya bakma görevi asliye ceza mahkemesine aittir.

c) Suçun Yaptırımı: Maddenin 1.fıkrasındaki suçun yaptırımı üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır. İkinci fıkradaki suçun faili ise, belgenin niteliğine göre resmi veya özel belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılacaktır.

d) Dava Zamanaşımı: Bu suçların dava zamanaşımı süresi YTCK'nun 66/1-e bendi uyarınca bu suçların dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır.

BİLİŞİM SİSTEMİNE GİRME SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
8.Ceza Dairesi
Esas:  2014/30037
Karar: 2015/14023
Karar Tarihi: 18.03.2015

ÖZET: Somut olayda; katılanın cep telefonundan çekilmediği halde sanığın; "Sen H.'i değil, parayı seviyorsun...., kızım seninle görüşmez, bırak kızımın peşini, dolanma peşinde, seni uyarıyorum, H.'in seninle işi olmaz, bir daha bir araya gelmeniz ben hayattayken imkansız" şeklindeki mesajı oluşturduğu ve telefonuna geldiği iddiasıyla boşanma dava dosyasında delil olarak ibraz ettiğinden bahisle açılan davada, sanık suçlamayı kabul etmemiş, bilirkişi raporunda ise iletişim detaylarında suça konu mesajlaşmaya dair kayıt bulunmadığı, ancak cep telefonlarına özel yazılımlar yüklenerek veya internet vasıtasıyla mesaj oluşturulabileceği belirtilerek mesaj çekilen ve mesaj alan cep telefonlarının incelenip, iletişim kayıtlarıyla karşılaştırılması gerektiğinin bildirilmesi karşısında, cep telefonlarında mobil işletim sistemleri bulunduğu ve program yüklenebilmesinin mümkün olduğu gözetilerek, taraflara ait cep telefonları alınıp uzman bilirkişi tarafından incelenip, iletişim kayıtları ile karşılaştırılmak suretiyle program yükleme veya internetten gönderme şeklinde suça konu mesaj gönderilip gönderilmediğinin araştırılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, cep telefonlarının bilişim sistemine girme ve orada kalma suçunun konusunu oluşturmayacağından bahisle, eksik incelemeye dayanarak hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

(5237 S. K. m. 243)

Dava ve Karar: Gereği görüşülüp düşünüldü:

Bilgisayarın çalışmasını düzenleyen tüm programlara işletim sistemi denilmekte olup işletim sistemlerinin sadece bilgisayarlarda değil cep telefonlarında, tablet PC'lerde de kullanılması mümkündür. İşletim sistemleri Windows 8, Android, Linux gibi isimler almaktadır.

Bir bilgisayarın işleyişi ve özellikle de verimliliği, işletim sistemi ile ilgilidir. İşletim sisteminin ana görevi, bilgisayarın çalışması için gerekli komutları vermek ve işlevleri sağlamaktır. Donanım ile yazılım arasındaki bağlantıyı sağlayan işletim sistemi çalışmadığı takdirde bilgisayarın kullanılması, program yüklenmesi olanaksızdır.

En çok kullanılan ve en çok bilinen işletim sistemleri aşağıda örneklendirilmiştir.

• Unix - Unix Çeşitleri

System V, BSD, Solaris, AIX..

• Linux - Linux Dağıtımları
Pardus, Ubuntu, Fedora, Debian..

• Windows - Windows Sürümleri
Windows 7, Windows 8, Windows Server 2012

• MacOS - MacOS/IOS Sürümleri
OS X, IOS

• Android

Windows: Microsoft  şirketinin geliştirdiği Windows (pencereler) kullanıcıya grafiklerle ve görsel iletilerle yaklaşarak, yazılımları çalıştırmak, komut vermek gibi klavyeden yazma zorunluluğunu ortadan kaldıran, dünyada en çok kullanılan işletim sistemidir. En çok kullanılan sürümü Windows 7 olup özellikle tablet PC'Ier için Win-dows 8 geliştirilmiştir.

Apple İOS: İOS eski adıyla (IPhone OS) Apple'ın orjinal olarak iPhone için geliştirdiği ancak daha sonra İPod Touch ve iPad'de kullanılan mobil işletim sistemidir.

Android: Cep telefonlarında ve tabletlerde en çok kullanılan mobil işletim sistemi olan Android'in en yaygın sürümleri 2.3 Gingerbread, 4.0 Ice Cream Sandwich, 4.1 Jelly Bean'dır.

Somut olayda; katılanın cep telefonundan çekilmediği halde sanığın; "Sen H.'i değil, parayı seviyorsun...., kızım seninle görüşmez, bırak kızımın peşini, dolanma peşinde, seni uyarıyorum, H.'in seninle işi olmaz, bir daha bir araya gelmeniz ben hayattayken imkansız" şeklindeki mesajı oluşturduğu ve telefonuna geldiği iddiasıyla boşanma dava dosyasında delil olarak ibraz ettiğinden bahisle açılan davada, sanık suçlamayı kabul etmemiş, bilirkişi raporunda ise iletişim detaylarında suça konu mesajlaşmaya dair kayıt bulunmadığı, ancak cep telefonlarına özel yazılımlar yüklenerek veya internet vasıtasıyla mesaj oluşturulabileceği belirtilerek mesaj çekilen ve mesaj alan cep telefonlarının incelenip, iletişim kayıtlarıyla karşılaştırılması gerektiğinin bildirilmesi karşısında, cep telefonlarında mobil işletim sistemleri bulunduğu ve program yüklenebilmesinin mümkün olduğu gözetilerek, taraflara ait cep telefonları alınıp uzman bilirkişi tarafından incelenip, iletişim kayıtları ile karşılaştırılmak suretiyle program yükleme veya internetten gönderme şeklinde suça konu mesaj gönderilip gönderilmediğinin araştırılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, cep telefonlarının bilişim sistemine girme ve orada kalma suçunun konusunu oluşturmayacağından bahisle, eksik incelemeye dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. Maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince bozulmasına 18.03.2015 gününde oybirliği ile, karar verildi.

BİLİŞİM SİSTEMİNE GİRME SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
8.Ceza Dairesi
Esas:  2015/7077
Karar: 2015/24705
Karar Tarihi: 18.11.2015

ÖZET: Şikayetçinin mahkeme huzurunda verdiği "Olay tarihinde Facebook hesabıma erişim sağlayamadım. Şifremin kırılarak girildiğini tespit ettim. Bununla ilgili olarak her ne kadar sanığın IP numarası üzerinden bağlantı yapıldığı tespit edilmiş ise de T.... benim nişanlımdır, yakında da evleneceğiz, bu eylemi T......'ın gerçekleştirdiğini düşünmüyorum. Bunu yapması için bir neden yoktur, benim şifrelerim zaten T....'da vardı. Benim hesabıma bu şekilde her zaman girebilirdi. Onun IP numarasından bağlantı yapılması bu nedenle normaldir. Şikayetimden vazgeçiyorum." şeklindeki ifadesi karşısında; sanığın, şikayetçinin rızası dışında giriş yaptığına ilişkin delil bulunmadığından, beraati yerine yetersiz gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi isabetsizdir.

(5237 S. K. m. 243) (1412 S. K. m. 321) (5320 S. K. m. 8)

Dava ve Karar: Gereği görüşülüp düşünüldü:      

Şikayetçiye ait ......@hotmail.com internet adresine ve Facebook hesabına sanık tarafından şifrelerinin kırılması yoluyla girilerek kullanılamaz hale getirildiği iddiasıyla açılan davada, sanığın E-Mail-Facebook hesaplarına giriş yapıldığının tespit edildiği belirlenmiş ancak girişin engellediği iddia edilmişse de, buna ilişkin bir tespite rastlanmadığı ve ayrıca şikayetçinin mahkeme huzurunda verdiği "Olay tarihinde Facebook hesabıma erişim sağlayamadım. Şifremin kırılarak girildiğini tespit ettim. Bununla ilgili olarak her ne kadar sanığın IP numarası üzerinden bağlantı yapıldığı tespit edilmiş ise de T.... benim nişanlımdır, yakında da evleneceğiz, bu eylemi T......'ın gerçekleştirdiğini düşünmüyorum. Bunu yapması için bir neden yoktur, benim şifrelerim zaten T....'da vardı. Benim hesabıma bu şekilde her zaman girebilirdi. Onun IP numarasından bağlantı yapılması bu nedenle normaldir. Şikayetimden vazgeçiyorum." şeklindeki ifadesi karşısında; sanığın, şikayetçinin rızası dışında giriş yaptığına ilişkin delil bulunmadığından, beraati yerine yetersiz gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi,  

Sonuç: Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.11.2015 gününde oybirliği ile, karar verildi.