T.C. YARGITAY
15.Ceza Dairesi
Esas: 2016/1389
Karar: 2016/5743
Karar Tarihi: 01.06.2016
NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇU -
SANIĞIN KATILANA KENDİSİNİ VALİ YARDIMCISI OLARAK TANITIP YARDIM BAHANESİYLE
MENFAAT ELDE ETTİĞİ - TELEFONUN KAYIT SAHİBİ TANIĞIN DİNLENEREK TELEFONU KİMİN
KULLANDIĞININ TESPİTİ - EKSİK ARAŞTIRMA - HÜKMÜN BOZULDUĞU
ÖZET: Gerçeğin kuşkuya yer
bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; mağdurun arandığı telefonun kayıt
sahibi ....... adlı tanığın dinlenerek, telefonu kimin kullandığının tesbit
edilmesi, Ziraat Bankası Ankara Şubesinde ....... adına açılan sahte hesaptaki
imzanın hangi sanığın el ürünü olduğunun ve hesaptan bu şekilde paraların kimin
tarafından çekildiğinin belirlenmesi ve sanık .....'nın yeğeni olan .......'nin
bu konuda bilgi ve görgüsü alındıktan sonra, tüm deliller birlikte
değerlendirilip sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri
gerektiği halde eksik araştırma ile karar verilmesi isabetsizdir.
(5237 S. K. m. 58, 157, 158)
Dava ve Karar: Nitelikli dolandırıcılık
suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz
edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık .. ... hakkında nitelikli
dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizin incelenmesinde;
5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi
gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 311. maddesi hükmüne göre,
eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması
halinde, bu talebi inceleme merciinin Yargıtay'ın ilgili dairesi olmasına göre;
Sanığın yokluğunda verilen hükmün gerekçeli kararına dair tebligat işleminin
usulüne uygun olduğu, buna rağmen sanığın hükme yönelik olarak yasal süresi
geçtikten sonra temyiz edildiği anlaşıldığından, sanığın temyiz isteminin, 5320
sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın
317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanık .. .. hakkında nitelikli
dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizin
incelenmesinde ise;
Sanığın katılana kendisini Vali
yardımcısı olarak tanıtıp yardım bahanesiyle 800 TL haksız menfaatin banka aracılığıyla
gönderilmesini sağladığı bu suretle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği
iddia edilen olayda,
Sanığın suçlamayı kabul etmediği,
mağduru arayan telefon numarasının başkasına ait olduğunun ve paranın yatırıldığı
....... adına açılan hesabın kim tarafından açıldığının belirlenmemiş olması
karşısında;
Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak
şekilde belirlenmesi bakımından; mağdurun arandığı telefonun kayıt sahibi
....... adlı tanığın dinlenerek, telefonu kimin kullandığının tesbit edilmesi,
Ziraat Bankası Ankara Şubesinde ....... adına açılan sahte hesaptaki imzanın
hangi sanığın el ürünü olduğunun ve hesaptan bu şekilde paraların kimin tarafından
çekildiğinin belirlenmesi ve sanık .....'nın yeğeni olan .......'nin bu konuda
bilgi ve görgüsü alındıktan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilip
sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği halde, yazılı
şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi,
Kabule göre de;
a)Katılan tarafından yatırılan
paranın sanıklar tarafından çekilmesi eyleminde, bankanın ödeme vasıtası olduğu
ve eyleminin TCK 157/1 maddesi kapsamında dolandırıcılık suçunu oluşturduğunun
gözetilmemesi,
b)Nitelikli dolandırıcılık suçundan
hüküm kurulurken, TCK 158/f- son fıkrası uyarınca adli para cezasının haksız
menfaatin iki katından az olamayacağı gözetilmeyerek eksik adli para cezası
tayini,
Sanık ........’in tekerrüre esas
sabıkası bulunduğu halde, TCK 58 maddesinin uygulanmaması,
Sonuç: Kanuna aykırı olup, sanığın
temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden
dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412
sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK 325 maddesi
uyarınca, bozmanın hükmü süresinde temyiz etmeyen diğer sanık ... ...’ye
sirayetine, sanıkların CMUK 326/son maddesince kazanılmış haklarının saklı
tutulmasına, 01.06.2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder