T.C. YARGITAY
18.Ceza Dairesi
Esas: 2015/7959
Karar: 2015/5947
Karar Tarihi: 29.09.2015
GÜRÜLTÜYE NEDEN OLMA SUÇU -
GÜRÜLTÜNÜN SÜRESİ KONUSUNDA BEYANLARINA BAŞVURULMASI DAHA SONRA DOSYANIN UZMAN
BİLİRKİŞİLERE GÖNDERİLEREK GÜRÜLTÜNÜN İNSAN SAĞLIĞINA ZARAR GÖRMESİNE ELVERİŞLİ
OLUP OLMADIĞI YÖNÜNDE RAPOR ALINMASI - HÜKMÜN BOZULMASI
ÖZET: Somut olayda, öncelikle
şikayetçiler A. ve A.'nin duruşmaya çağırılarak şikayetlerinin tespiti,
gürültünün süresi konusunda beyanlarına başvurulması daha sonra dosyanın uzman
bilirkişilere gönderilerek gürültünün insan sağlığına zarar görmesine elverişli
olup olmadığı yönünde rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun
belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirmiştir.
(2709 S. K. m. 56) (5237 S. K. m.
123, 153, 183) (2872 S. K. m. 12, 14)
Dava: Yerel Mahkemece verilen hüküm
temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre,
dosya görüşüldü:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
56. maddesine göre "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına
sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevrenin kirlenmesini
önlemek devletin ve vatandaşın ödevidir."
TCK'nın 183. maddesine göre ilgili
kanunlarda belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak, başka bir kimsenin sağlığının
zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olan kişi cezalandırılır.
Bu düzenleme ile kişilerin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı güvence altına alınmıştır.
2872 sayılı Çevre Yasasının 14.
maddesi uyarınca kişilerin huzur ve sükununu beden ve ruh sağlığını bozacak
şekilde ilgili yönetmeliklerle belirlenen standartlar üzerinde gürültü ve
titreşim oluşturulması yasaklanmış, ulaşım araçları, şantiye, fabrika, atölye,
işyeri eğlenme yeri, hizmet binaları ve konutlardan kaynaklanan gürültü ve
titreşimin yönetmeliklerle belirlenen standartlara indirilmesi için faaliyet
sahipleri tarafından gerekli tedbirlerin alınması gerektiği düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeye dayalı olarak
04.06.2010 tarihli Resmi Gazetede Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve
Yönetimi Yönetmeliği yayımlanmıştır.
2872 sayılı Çevre Yasasının 12.
maddesine göre Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Çevre ve
Orman Bakanlığı ile denetleme yetkisinin devredildiği kurumlara aittir.
Aynı Yasanın 12. maddesi uyarınca
Çevre ve Orman Bakanlığınca çıkarılan 2006/16 sayılı "Yetki Devri"
kodlu genelge ile bazı mahalli idarelere denetim yapma, yaptırım uygulama
konusunda yetki devri yapılmıştır. Katılan Karşıyaka Belediyesinin de yetki devri
yapılan belediyelerden olduğu anlaşılmıştır.
AİHS [MorenoGomez/İspanya davasında
(16.11.2004, başvuru no:4143/02)] evinin yakınındaki gece kulüplerinin
geceleyin sebep olduğu sürekli gürültüden rahatsız olduğunu belirten
başvurucunun şikayeti sonucunda verdiği kararında, başvuranın evine saygı hakkının
yetkililerin gece gürültü sorununa bir çözüm bulmamaları yüzünden ciddi bir
şekilde ihlal edilmiş olduğunu belirterek 8. maddenin ihlal edildiğine karar
vermiştir. Yine Martine/İspanya (18.10.2011, başvuru no:21532/08) ve Mileva ve
diğerleri/Bulgaristan (25.11.2010, başvuru no: 43449/02) davasında da
işletmelerin yol açtığı aşırı gürültü karşısında yetkili mercilerin pasif
kalmalarının özel ve aile yaşamlarına müdahale oluşturduğunu kabul etmiştir. AİHM
gürültüyü denetlemekle görevli kamu kuruluşlarının pozitif yükümlülüğü bulunduğunu
belirterek doğrudan gürültüyü önlemekle sorumlu tutmuştur.
Yasal düzenlemeler ve AİHS kararları
bir arada değerlendirildiğinde Çevre ve Orman Bakanlığı ile denetleme yetkisinin
devredildiği kurumlar davaya katılabileceklerinden mahkemece verilen katılma
kararı yerinde görülmekle, temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından
işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma
sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan
incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak:
Gürültüye neden olma suçunun belli
bir mağduru yoktur. Toplumda yaşayan herkes bu suçun mağduru olabilir.
Gürültünün belli olmayan bir kimseye karşı yapılması bu suçu TCK'nın 123.
maddesindeki kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan ayırmaktadır. TCK'nın
123. maddesindeki suçun faili belli birkimseyi hedef almakta iken, TCK'nın 183.
maddesindeki suçun faili belli bir kimseyi hedef almamaktadır.
Bu suçun oluşması için sanığın
ilgili Kanunlarda belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak başka bir kimsenin sağlığının
zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olması yeterlidir.
TCK'nın 183'teki suç somut tehlike
suçudur. Suçun oluşması için gürültüye maruz kalan kişinin sağlığının bozulması
gerekmez, gürültünün insan sağlığını tehlikeye düşürmeye elverişli olması
yeterlidir.
Somut olayda, öncelikle
şikayetçiler A. ve A.'nin duruşmaya çağırılarak şikayetlerinin tespiti,
gürültünün süresi konusunda beyanlarına başvurulması daha sonra dosyanın uzman
bilirkişilere gönderilerek gürültünün insan sağlığına zarar görmesine elverişli
olup olmadığı yönünde rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun
belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve katılan Karşıyaka
Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce
yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan
başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine
gönderilmesine, 29.09.2015 tarihinde oy birliği ile, karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder