T.C. YARGITAY
5.Ceza Dairesi
Esas: 2014/2938
Karar: 2016/6697
Karar Tarihi: 23.06.2016
ÖZET: Sanıklar hakkında irtikap
suçundan kamu davası açıldığı, müşteki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bu
suçun zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK'nın 233 ve 234.
maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve diğer
haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde,
usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve Ceza Muhakemesi
Kanununun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı
sağlanmadan yargılamaya devam edilerek hükümler kurulması hükmün bozulmasını
gerektirmiştir.
(3628 S. K. m. 17, 18) (5271 S. K.
m. 233, 234, 237) (5237 S. K. m. 43, 53, 55, 250, 257) (YCGK. 12.02.2008 T.
2007/9-230 E. 2008/23 K.)
Dava ve Karar: Mahalli mahkemece
verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
İrtikap suçundan zarar gören
müşteki Hazinenin vekili aracılığıyla vermiş olduğu 07/01/2014 havale tarihli
dilekçeyle davaya katılma isteminde bulunup hükümleri temyiz ettiğinin
anlaşılması karşısında, 3628 sayılı Kanunun 17 ve 18. maddeleri ile CMK'nın
237/2. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak davaya katılan olarak kabulüne,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 12.02.2008 gün ve
2007/9-230 Esas, 2008/23 sayılı Kararı ve hükmolunan ceza miktarına göre sanık
... müdafiin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de
gözetilerek CMUK'nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verildikten sonra
gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında irtikap suçundan
kamu davası açıldığı, müşteki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bu suçun
zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK'nın 233 ve 234. maddeleri
gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve diğer haklarını
kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava
ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanununun mağdur
ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan
yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Tapu Sicil müdürü olarak görev
yapan sanık ...'nin mağdurlar ..., ... ve ...'ten masraf adı altında 50-150 TL
arasında değişen miktarlarda paranın kendisine ya da ... Lokantası'na ödenmesi
gerektiğini söylemesi, mağdurların yaptıkları ödemelerin yasal bir zorunluluk
olmadığını bilebilecek konumda olmaları, hatta bazılarının sanığın bu paraları
kendisi için aldığından haberdar olduğunu bilmeleri karşısında, irtikap suçu
için yasanın aradığı anlamda bir zorlama ve iknadan söz edilemeyeceğinden sabit
görülen eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sonraki düzenlemelere
nazaran açıkça lehine olan TCK'nın 257/3. maddesinde düzenlenen zincirleme
görevinin gereklerine uygun davranmak için kamu görevlisinin çıkar sağlaması
suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç niteliğinde yanılgıya düşülmesi ve ayrıca
temel cezalar alt sınırdan belirlenmesine karşın, TCK'nın 250/4. maddesinin
uygulanması sırasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin alt sınırdan
uygulama yapılması sureti ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
Katılan ...'nin babasından kalan
arazilerini kardeşleri ile aralarında anlaşarak paylaştıklarını ve bu anlaşmaya
göre tapuda işlemlerinin yapılmasından sonra sanık ...'nin “adam başı 100'er TL
masrafınız var, bana topla getir dediğini”, kendisinin de dışarıda bekleyen
kardeşlerinden toplayarak sanığa verdiğini iddia etmesi Mahkemece'de oluşun bu
şekilde kabul edilmesi karşısında, katılan ...'nin kardeşlerinin mağdur sıfatı
ile dinlenilmesinden sonra TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanıp
uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması ve katılanın ekonomik durumu
araştırılarak tespitinden sonra irtikap edilen menfaatin 700 TL olan değeri de
nazara alınarak TCK'nın 250/4. maddesi uyarınca sanığın cezasında makul oranda
indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, noksan araştırma ve yeterli olmayan
gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmesi,
Sanık ... hakkında temel cezalar
alt sınırdan belirlenmesine karşın, TCK'nın 55/3. maddesinin uygulamasında
yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin üst sınırdan uygulama yapılması,
Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015
tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015
tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın
53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk
bulunması,
Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, O yer
C.Savcısı, katılan ... vekili, sanık ... müdafii ve müşteki Tapu Kadastro Genel
Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan
hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321.
maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/06/2016 tarihinde oybirliği ile, karar
verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder