20 Temmuz 2018 Cuma

İRTİKAP SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
5.Ceza Dairesi
Esas:  2014/2938
Karar: 2016/6697
Karar Tarihi: 23.06.2016
  
ÖZET: Sanıklar hakkında irtikap suçundan kamu davası açıldığı, müşteki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bu suçun zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK'nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanununun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek hükümler kurulması hükmün bozulmasını gerektirmiştir.

(3628 S. K. m. 17, 18) (5271 S. K. m. 233, 234, 237) (5237 S. K. m. 43, 53, 55, 250, 257) (YCGK. 12.02.2008 T. 2007/9-230 E. 2008/23 K.)

Dava ve Karar: Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;

İrtikap suçundan zarar gören müşteki Hazinenin vekili aracılığıyla vermiş olduğu 07/01/2014 havale tarihli dilekçeyle davaya katılma isteminde bulunup hükümleri temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında, 3628 sayılı Kanunun 17 ve 18. maddeleri ile CMK'nın 237/2. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak davaya katılan olarak kabulüne, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 12.02.2008 gün ve 2007/9-230 Esas, 2008/23 sayılı Kararı ve hükmolunan ceza miktarına göre sanık ... müdafiin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:

Sanıklar hakkında irtikap suçundan kamu davası açıldığı, müşteki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bu suçun zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK'nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanununun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hükümler kurulması,

Kabule göre de;

Tapu Sicil müdürü olarak görev yapan sanık ...'nin mağdurlar ..., ... ve ...'ten masraf adı altında 50-150 TL arasında değişen miktarlarda paranın kendisine ya da ... Lokantası'na ödenmesi gerektiğini söylemesi, mağdurların yaptıkları ödemelerin yasal bir zorunluluk olmadığını bilebilecek konumda olmaları, hatta bazılarının sanığın bu paraları kendisi için aldığından haberdar olduğunu bilmeleri karşısında, irtikap suçu için yasanın aradığı anlamda bir zorlama ve iknadan söz edilemeyeceğinden sabit görülen eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sonraki düzenlemelere nazaran açıkça lehine olan TCK'nın 257/3. maddesinde düzenlenen zincirleme görevinin gereklerine uygun davranmak için kamu görevlisinin çıkar sağlaması suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç niteliğinde yanılgıya düşülmesi ve ayrıca temel cezalar alt sınırdan belirlenmesine karşın, TCK'nın 250/4. maddesinin uygulanması sırasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin alt sınırdan uygulama yapılması sureti ile yazılı şekilde hükümler kurulması,

Katılan ...'nin babasından kalan arazilerini kardeşleri ile aralarında anlaşarak paylaştıklarını ve bu anlaşmaya göre tapuda işlemlerinin yapılmasından sonra sanık ...'nin “adam başı 100'er TL masrafınız var, bana topla getir dediğini”, kendisinin de dışarıda bekleyen kardeşlerinden toplayarak sanığa verdiğini iddia etmesi Mahkemece'de oluşun bu şekilde kabul edilmesi karşısında, katılan ...'nin kardeşlerinin mağdur sıfatı ile dinlenilmesinden sonra TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması ve katılanın ekonomik durumu araştırılarak tespitinden sonra irtikap edilen menfaatin 700 TL olan değeri de nazara alınarak TCK'nın 250/4. maddesi uyarınca sanığın cezasında makul oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, noksan araştırma ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmesi,

Sanık ... hakkında temel cezalar alt sınırdan belirlenmesine karşın, TCK'nın 55/3. maddesinin uygulamasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin üst sınırdan uygulama yapılması,

Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, O yer C.Savcısı, katılan ... vekili, sanık ... müdafii ve müşteki Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/06/2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder