T.C. YARGITAY
5.Ceza Dairesi
Esas: 2014/4682
Karar: 2016/5790
Karar Tarihi: 02.06.2016
ÖZET: Dosyada mevcut ifade ve
tutanaklardan yargılama konusu olay hakkında bilgi ve görgü sahibi oldukları
anlaşılan...'ın tanık sıfatıyla beyanlarının alınmasından sonra tüm deliller
birlikte değerlendirilmek suretiyle görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi
için kime, nasıl, ne şekilde, hangi iş ve işlemi nedeniyle ne kadar para
verildiği karar yerinde denetime imkan verecek biçimde gerekçeleriyle
gösterilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden
eksik soruşturma ve yetersiz gerekçelerle mahkumiyet hükmü kurulması hükmün
bozulmasını gerektirmiştir.
(5237 S. K. m. 53, 252) (ANY. MAH.
08.10.2015 T. 2014/140 E. 2015/85 K.)
Dava ve Karar: Mahalli mahkemece
verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanığın, 2010 yılı Ağustos ayı
içerisinde Suriye sınırından Türkiye'ye geçireceği kaçak malların geçişine göz
yumması karşılığında bir kez olmak üzere....lığı emrinde görevli piyade
er...'in banka hesabına 200,00 TL yatırdığı şeklinde gerçekleştiği belirtilen
eylemi nedeniyle sanık hakkında rüşvet verme suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş
ise de;
5237 sayılı TCK'nın 6352 sayılı
Yasa değişikliği öncesinde rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde “rüşvet, bir
kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya
yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır”
denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin yapması
gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlamasının
veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmelerinin
rüşvet tanımından çıkarıldığı, bu durumda diğer koşulların varlığı halinde
görevi kötüye kullanmaya iştirak suçunun oluşacağı anlaşılmakla,
Rüşvet suçuna konu paranın suç
tarihinde yürürlükte bulunan TCK'nın 252/3. maddesi anlamında kamu görevlisi
kişiye görevinin gereklerine aykırı olan bir işi yapması için verilip verilmediği
hususunun hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve buna bağlı
olarak suç niteliğinin tayini bakımından, suç tarihi itibariyle sanık hakkında
5607 sayılı Kaçakçılık Yasasına aykırılık suçundan ... C.Başsavcılığının
2011/3956 sayılı dosyası üzerinden yürütülen soruşturma neticesinde dava açılıp
açılmadığının tespitiyle varsa bu evrakların onaylı ve okunaklı birer suretinin
temini ile rüşvet suçu, bir karşılaşma suçu olduğundan, çok failli suçlardan
olup, bir tarafta, rüşvet verenin; diğer tarafta ise rüşvet alan kamu
görevlisinin yer aldığı, rüşvet veren ve alanın, aynı amacın gerçekleşmesini
hedefledikleri, bu itibarla esasında veren ve alan açısından tek bir suç olduğu,
dava konusu somut olayda sivil şahıs olan sanık ...'ten rüşvet aldığı iddia
olunan ... hakkında rüşvet alma suçundan dolayı ... Askeri Mahkemesinde görülen
2011/747 Esas sayılı kamu davası açılmış olduğu görülmekle, aynı olaya ilişkin
farklı kararlar verilmesinin önüne geçmek, uygulama birliğini sağlamak ve her
iki davada adil sonuç çıkmasını temin etmek için, rüşvet aldığı iddia olunan
asker şahıs hakkında askeri mahkemece karar verilip verilmediğinin, verilmişse
kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılmasından, kesinleşmemişse sonucunun
bekletici mesele yapılmasından, kesinleşmişse dava evrakları ile gerekçeli
kararın onaylı örneklerinin bu dosya arasına getirtilip konulmasından, öte
yandan dosyada mevcut ifade ve tutanaklardan yargılama konusu olay hakkında
bilgi ve görgü sahibi oldukları anlaşılan...'ın tanık sıfatıyla beyanlarının alınmasından
sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle görevinin gereklerine
aykırı hareket etmesi için kime, nasıl, ne şekilde, hangi iş ve işlemi
nedeniyle ne kadar para verildiği karar yerinde denetime imkan verecek biçimde
gerekçeleriyle gösterilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği
gözetilmeden eksik soruşturma ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde
mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015
tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015
tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın
53/1. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk
bulunması,
Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, sanığın
temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun
8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
02.06.2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder