21 Haziran 2018 Perşembe

KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇU ŞİKAYET DİLEKÇESİ


… CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
                                                                                                                     
MÜŞTEKİ               :

VEKİLİ                     :

ŞÜPHELİ                  :

SUÇ                           : Kişilerin huzur ve sükununu bozma

SUÇ TARİHİ           : …/…/…

AÇIKLAMALAR   :

1-) Müvekkilimiz ile şüpheli …/…/… tarihinde nişanlanmış olup; bir süre sonra başlayan gerginlik ve tartışmaların verdiği sıkıntılar sebebiyle .. ay sonra nişanı bozmuşlardır.

2-)  Ancak şüphelinin müvekkilimizi sürekli olarak barışmaya zorlayıp rahatsızlık vermeye başlaması ve telefonla günün her saatinde araması,  müvekkilimize oldukça zor anlar yaşatmaya başlamıştır.

3-) Şüphelinin, müvekkilimizin kullandığı cep telefonunu ../…/… tarihinde 5 kez ve …/…/… tarihinde 15 kez, …/…/… tarihinde 3 kez, …/…/… tarihinde 12 kez, …/…/… tarihinde 4 kez, …/…/… tarihinde 2 kez ve …/…/… tarihinde de 7 kez aradığı ve müvekkilimizin çoğu telefonu görüşmek istemediğini ısrarla söyleyerek kapattığı, bir kısmında da artık aramaması yönünde kısa süreli konuşmalar gerçekleşmiştir.

4-) Müvekkilimizin tüm uyarılarına ve anlayışlı tavırlarına rağmen, ısrarla huzur ve sükununu bozan şüpheli hakkında şikayet dilekçesinin verilmesi zorunlu hale gelmiştir.
HUKUKİ NEDENLER      : 5237 S. K.  m. 123 ve ilgili mevzuat.

SONUÇ VE İSTEM            : Yukarıda açıklanan nedenlerle şüphelinin cezalandırılması için gerekli soruşturmanın yapılarak hakkında kamu davası açılmasını, müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz. …/ …/ …                                              
                                                                                                                      Yakınan Vekili
                                                                                                               Av.

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU ŞİKAYET DİLEKÇESİ


… CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
                                                                                                                     

MÜŞTEKİ               :

VEKİLİ                     :

ŞÜPHELİ                  :

SUÇ                           : Güveni Kötüye Kullanma.

SUÇ TARİHİ           : …/…/…

AÇIKLAMALAR   :

1-) Müvekkilimizin ………… unvanlı  ve …… ticaret sicil numarasına kayıtlı reklam ajansı bulunmaktadır. (EK-1) Şirket, masa üstü yayıncılık yapmakta ve çok sayıda çalışan barındıran işyerleri için profesyonel eğitim konferansları düzenlemektedir.
  
2-) İlgili şahıs ….. ay/yıl süre ile müvekkilimizin ajansında çalışmış, (EK-2) daha sonra kendisi adına bir ajans açmış ve müvekkilimize rakip olmuştur. Müvekkilimiz bu konuda kıskançlık göstermemiş, aksine sanığa mesleki dayanışma prensiplerine bağlı kalarak elinden geldiğince yardım etmiştir. Ve hatta müvekkilimiz ilgili şahsa bürosunda kullanması için her türlü araç ve gereç vermekten de çekinmemiştir. Hatta bu durumla ilgili olarak dilekçemiz ekinde sunulmuş tanık listesinde (EK -3) isimleri yer alan ilgililer de, mahkemenizce uygun görülmesi halinde duruma ilişkin izahat verecektir.

3-) İlgili şahıs yine bir keresinde müvekkilimizden ….. adlı cihazını istemiş ve bir sonraki gün getireceğine dair de söz vermiştir. Müvekkilimiz işlerini yürütmekte temel olarak kullandığı bu cihazı tüm parçaları ile birlikte kendisine teslim etmiştir.

4-) İlgili şahıs sonraki gün ve daha sonraki günler müvekkilimizi aramamış, cihazı da göndermemiştir. Cihaz müvekkilimizin şirketi adına faturalı ve demirbaşına da kayıtlıdır. (EK-4) Müvekkilimiz bu cihazı kullanarak işlerini yürütmekte ve para kazanmaktadır. İlgili şahıs müvekkilimizin uyarılarına rağmen cihazı geri getirmemekte ve kendi işlerinde kullanmaya devam etmektedir. Uyarılara rağmen de teslim etmeye yanaşmamakta ve söz konusu cihaz ile kazanç sağlamaya devam etmektedir.

5-) Açıklanan tüm bu nedenlerden dolayı gerekli soruşturmanın yapılmasını ve kamu davası açılmasını sağlamak üzere makamınıza başvurmak zorunlu hale gelmiştir.


HUKUKİ NEDENLER      : 5237 S. K. m. 155 ve ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER        : Ticaret sicil kayıtları, şirket kayıtları, … adlı cihazın faturası, tanıklar ve diğer deliller.

İSTEM SONUCU                : Yukarıda açıklanan nedenlerle ilgili şahıs hakkında tahkikat yapılmak suretiyle cezalandırılması için kamu davası açılmasına karar verilmesini müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz. .../…/…

EKLER:        1-) Ticaret sicil kayıtları
   2-) Şirket kayıtları
   3-) Tanıkların isimleri ve adresleri ile tanıklık edecekleri konuları gösterir tanık listesi
  4-)… adlı cihazın faturası
  5-) Bir adet onaylı vekaletname örneği                    


Yakınan Vekili
                                                                                                               Av.

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU ŞİKAYET DİLEKÇESİ


… CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA


MÜŞTEKİ                :

VEKİLİ                     :

ŞÜPHELİ                  :

SUÇ                          : Özel hayatın gizliliğini ihlal

SUÇ TARİHİ            : …/…/…

AÇIKLAMALAR      :

1-) Müvekkilim, ….. İlköğretim Okulu’nda … yıldır müdür olarak görev yapmaktadır. Bir süreden beri okuldaki bayan öğretmenler arasında yaşanan huzursuzluğu gidermek niyetiyle …. öğretmeni olan …. ….. ile görüşmek istemiş; …… …..’nın kendisini evine davet etmesi üzerine eşi ve çocuğu ile birlikte kendisini ziyaret etmiştir. Bu ziyaret sırasında müvekkilimin okul hakkında herhangi bir söyleminin olabilmesi ihtimaline yönelik ses ve görüntüsü gizlice kaydedilmiştir.

2-) Kaydedilen ses ve görüntüler, ….. ….. tarafından internete verilmiş ve okuldaki bütün öğretmenler tarafından öğrenilmiş bulunmaktadır. Yapılan eylem müvekkilimin rızası dışında gerçekleşmiş olup kişilik haklarına ve özel yaşamına saldırı niteliği taşımaktadır.

3-) Açıklamalardan da anlaşılacağı üzere gizlice ses ve görüntü kaydetme biçiminde gerçekleşen eylemin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gerekçesiyle şikayetlerimizi sunmaktayız.

HUKUKİ NEDENLER      : 5237 S. K.  m. 134 ve ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER      : Ses ve görüntü kayıtları, tanık ifadeleri ve diğer deliller.

SONUÇ VE İSTEM    : Yukarıda açıklanan nedenlerle ilgili şahıs hakkında tahkikat yapılmak suretiyle cezalandırılması için kamu davası açılmasına müvekkilim adına karar verilmesini saygıyla talep ederiz. .../…/…
Müşteki Vekili
Av.

DOLANDIRICILIK SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
8.Ceza Dairesi
Esas:  2016/2281
Karar: 2016/4545
Karar Tarihi: 06.04.2016

DOLANDIRICILIK SUÇU - SANIĞIN SAHTE BELGELER İBRAZ ETMEK SURETİYLE AÇILMAMASI GEREKEN BİR KREDİNİN TAHSİSİNİ SAĞLAMALARI ŞEKLİNDEKİ EYLEMİNİN NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇUNU OLUŞTURDUĞU - SUÇ VASFINDA YANILGIYA DÜŞÜLDÜĞÜ

ÖZET: Sanığın, sahte belgeler ibraz etmek suretiyle açılmaması gereken bir kredinin tahsisini sağlamaları şeklindeki eyleminin yasa maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle aynı kanunun ilgili maddesi gereğince mahkumiyetine hükmolunması yasaya aykırıdır.

(5237 S. K. m. 53, 158) (ANY.MAH.08.10.2015 T. 2014/140 E. 2015/85 K.)

Dava ve Karar: Gereği görüşülüp düşünüldü:

1- Şikayetçi ...'nin adına sahte nüfus cüzdanı düzenlendiği iddiasıyla açılan davada, suçtan doğrudan zarar görmeyen katılan banka vekilinin davaya katılma hakkı bulunmadığı ve mahkeme tarafından katılma kararı verilmiş olması da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği cihetle; katılan banka vekilinin temyiz isteminin CMUK.nun 317. maddesi gereğince oybirliğiyle REDDİNE,

2- Sanığın, katılan ... ve şikayetçi ...bankasına yönelik sahte belgeler ibraz etmek suretiyle açılmaması gereken bir kredinin tahsisini sağlamaları şeklindeki eylemlerinin 5237 sayılı TCK.nun 158/1-j-son maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle aynı Kanunun 158/1-d maddesi gereğince mahkumiyetlerine hükmolunması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile bir kısım ibareleri iptal edilerek, 24.11.2015 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanıp yürürlüğe giren, 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, katılan ... ve şikayetçi ...bankasına yönelik dolandırıcılık suçlarının oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık müdafiinin, sübuta ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine yönelik temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

3- Sanık müdafii ile katılan ... banka vekilinin sahte kredi kartı üretmek ve dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince:

a) Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine göre dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik sair temyiz itirazları yerin- de görülmediğinden reddine, ancak:

Sanığın, sahte belgeler ibraz etmek suretiyle açılmaması gereken bir kredinin tahsisini sağlamaları şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK.nun 158/1-j-son maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle aynı kanunun 158/1-d maddesi gereğince mahkumiyetine hükmolunması,

b) Sahte kimlik kullanılarak kart talebinde bulunulduğu hususunda katılan bankanın 10.07.2014 tarihli yazı içeriği ve şikayetçi ...'nin beyanı dışında dosya içinde delil bulunmadığından suça konu kartla ilgili belgelerin istenmesi, sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeye dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, katılan ...a vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca bozulmasına, 06.04.2016 gününde oybirliği ile, karar verildi.

DOLANDIRICILIK SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
23.Ceza Dairesi
Esas:  2016/7367
Karar: 2016/5859
Karar Tarihi: 05.05.2016

DOLANDIRICILIK SUÇU - KATILANIN İNTERNETTE TANIŞTIĞI VE İNTERNETTE TELEFON BİLGİSİ HARİCİNDE BİR BİLGİSİ BULUNMAYAN SANIĞA KOT SİPARİŞİ VERİP PARA GÖNDERDİĞİ - SİPARİŞ EDİLEN ÜRÜLERİN SANIK TARAFINDAN GÖNDERİLMEDİĞİ - DOLANDIRICILIK SUÇLARININ OLUŞTUĞU

ÖZET: Katılan ..........'nın ........... ilinde ........... isimli giyim mağazasının sahibi olduğu, .............. tarihinde internette tanıştığı ve internette telefon bilgisi haricinde bir bilgisi bulunmayan sanığa ......... TL tutarında ......... adet kot pantolon siparişi verdiği, sanığın katılana ürünlerin fotoğraflarını gönderdiği, katılanın sanığın söylediği şube kodu .......... olan ......... hesap numaralı ........... Bankası hesabına .......... TL para yatırdığı ve sanığı aradığı, sanığın şikayetçiye ürünleri gönderdiğini söylediği, ........... tarihinde şikayetçiye bir kargo geldiği, kargoyu arkadaşı olan .......... isimli şahsın aldığı, kargonun küçük zarf içerisinde iki adet kartvizitten ibaret olduğu, şikayetçinin sipariş etmiş olduğu ürünlerin sanık tarafından gönderilmediği anlaşıldığından nitelikli dolandırıcılık suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.

(5237 S. K. m. 58, 158)

Dava ve Karar: Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Şikayetçi Mesut'un, www.sahibinden.com sitesinde murataydın 252525 ismi ile kayıtlı olan sanık Murat tarafından konulmuş, 4 adet lastik jantının satış ilanını görmesi üzerine sanığı 02.01.2015 tarihinde 05... 230 96 ... numaralı telefon üzerinden aradığı, sanığın şikayetçiye ilanını vermiş olduğu lastikleri 350 TL'ye satacağını söyleyip hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen C... S...'dan kendisine para geleceğini söyleyerek almış olduğu hesap numarasını, parayı yatırması için verdiği, bunun üzerine şikayetçinin sanığın vermiş olduğu hesaba 02.01.2015 günü 350 TL parayı gönderdiği, sanığın paranın gelmesi üzerine C... S...'ın hesabına yatırılan 350 TL'yi aldığı, ancak şikayetçiye internet sitesi üzerinden yapmış olduğu ilanda göndermeyi vaad ettiği lastik jantını göndermediği,

Katılan B... B... 08/04/2015 tarihinde iş yerindeki bilgisayarından üyesi olduğu Antalya İkinci El Eşya sitesine girdiğinde H... A... adında birinin ikinci el IPHONE 4S marka telefon sattığını gördüğü, buradan mesajlaştıkları, daha sonra sanık Murat'ın verdiği, 0 5.. 830 96 ... numaralı telefondan arayarak konuşup MNG kargo ile göndermek üzere anlaştıkları ve sanığın verdiği İ.. H... A... adına olan banka hesabına 380 TL parayı yatırdığı, sanığın, babası İsmail Hakkı'nın hesabına yatırılan parayı tahsil ettiği ancak telefonu katılana göndermediği,

Sanık Murat'ın facebook sosyal paylaşım sitesi aracılığı ile kendi sayfasında Honda Civic marka araca ait 15 inc. jant lastik takımını 450 TL'ye sattığı şeklinde ilan verdiği, bu ilanı gören katılan Levent'in sanık ile irtibata geçerek jant ve lastik takımını satın almak istediğini beyan ettiği, sanığın ablası olan S... Ü... (A...)'in hesap numarasını katılana verdiği, katılanın göndermiş olduğu 425 TL'yi sanığın ablasının, sanığa havale etmesi sonucu sanığın bu parayı çekerek kullandığı, internet ortamında satışını yaptığını beyan ettiği jant ve lastikleri katılana göndermediği,

Katılan Feyzullah’ın adını hatırlamadığı bir internet sitesinde tekstil ürünlerinin satışının yapıldığını gördüğü, sitede yer alan 0553 007 20 20 numaralı telefonu arayarak satıcı sanık Murat ile irtibata geçtiği ve sitede bulunan bazı ürünleri 255 TL karşılığında sipariş ettiği, sanığın ürünlerin bedelini ödeyebilmesi için katılana 93012076920 numaralı A... K... adına kayıtlı İş Bankası hesap numarasını verdiği, katılanın 255 TL'yi bu hesaba yatırdığı, sanığın, para yattıktan sonra ürünleri kargoya vereceğini söylediği ancak katılanın, Aras Kargo isimli firmadan sorgulama yaptığında adına herhangi bir kargo olmadığını gördüğü, sanığın söz konusu ürünü katılana göndermediği,

Şikayetçi Cumhur'un, facebook adlı internet sitesinde toptan kot satışı isimli bir sayfa gördüğü, bu sayfanın yetkilisi olan ve kendisini A... K... olarak tanıtan sanık Murat'ın 05... 669 51 ... telefonunu arayarak irtibata geçtiği, sipariş etmiş olduğu tekstil ürünlerinin bedelinin toplamda 350 TL olduğu, bu tutarı sanığın verdiği hesap numarasına gönderdiği, 19/03/2015 tarihinde sipariş ettiği ürünleri kargodan almak için gittiğinde kargo göndericisinin adının Murat Aydın olduğunu öğrendiği, kargo paketi içerisinden de sipariş ettiği tekstil ürünlerinin değil de bir kişinin staj bitirme belgesinin çıktığı,

Mağdur Furkan'ın, forum.donanımhaber.com isimli internet sitesinde Fallen_Angel rumuzlu bir kişinin 'Sony Playstation 4, 500 GB oyun makinesi ve Fifa 2014 oyununu sattığına dair ilan gördüğü, bu kişiyle irtibata geçerek ürünü almak istediği, sanık Murat'ın kendisini M... B... Y...olarak tanıttığı, 0 5.. 830 96 .. numaralı telefonu verdiği, yurt parasını ödeyebilmek için ucuza sattığını söylediği ve mağdura temyiz dışı şikayetçi M... B...'ın hesap numarasını verdiği, mağdurun, sanığın vermiş olduğu hesap numarasına 650 TL'yi gönderdiği, sanığın isteği üzerine arkadaşı tanık Y... Ş...'in şikayetçi M... B...'a ait banka kartı ile parayı tahsil ettiği ancak ürünün mağdura gönderilmediği,

Katılan Çağrı'nın Çankırı ilinde Mr-Mrs. Store isimli giyim mağazasının sahibi olduğu, 30/03/2015 tarihinde internette tanıştığı ve internette telefon bilgisi haricinde bir bilgisi bulunmayan sanığa 694 TL tutarında 120 adet kot pantolon siparişi verdiği, sanığın katılana ürünlerin fotoğraflarını gönderdiği, katılanın sanığın söylediği şube kodu 9301 olan 2076920 hesap numaralı İş Bankası hesabına 694 TL para yatırdığı ve sanığı aradığı, sanığın şikayetçiye ürünleri gönderdiğini söylediği, 01/04/2015 tarihinde şikayetçiye bir kargo geldiği, kargoyu arkadaşı olan O. Y. K. isimli şahsın aldığı, kargonun küçük zarf içerisinde iki adet kartvizitten ibaret olduğu, şikayetçinin sipariş etmiş olduğu ürünlerin sanık tarafından gönderilmediği,

Anlaşıldığından nitelikli dolandırıcılık suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkûmiyeti bulunan sanık hakkında TCK'nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 05.05.2016 tarihinde oyçokluğu ile, karar verildi.

NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
15.Ceza Dairesi
Esas:  2016/1440
Karar: 2016/4197
Karar Tarihi: 02.05.2016

NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇU - SANIĞIN BANKA ŞUBELERİNDEN SAHTE KİMLİKLER İLE KREDİ ÇEKTİĞİ - KISA ARALIKLARLA KATILAN BANKAYA KARŞI GERÇEKLEŞTİRİLEN EYLEMLER - ZİNCİRLEME SUÇ - HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ

ÖZET: Sanığın 17/11/2009 tarihinde katılan bankanın A… ve S… şubelerinden sahte kimlikler ile kredi çektiği, 24/11/2009 tarihinde tekrar katılan bankanın A… şubesine sahte kimlik ile başvurarak kredi talebinde bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında kısa aralıklarla katılan bankaya karşı gerçekleştirdiği eylemleri nedeniyle açılan dosyaları sonuçlanmamışsa her üç dosya birleştirilerek zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizdir.

(5237 S. K. m. 35, 43, 53, 58, 62, 158) (5271 S. K. m. 308)

Dava ve Karar: Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın 5237 sayılı TCK’nın 158/1-j, 35/2, 62/1, 53/1-3, 58 maddeleri gereğince 1 yıl 1 ay 10 gün hapis ve 5555 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ............. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22/12/2010 tarihli ve 2010/64 esas, 2010/397 sayılı karar sanığın temyiz istemi üzerine bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/02/2014 tarih ve KD-2016/91323 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiş, Dairemizin 17/02/2014 tarih ve 2014/3931 Esas 2014/4925 sayılı kararıyla hükmün Düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK.nın 308.maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan itiraz üzerine Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE,

Dairemizin 17/03/2014 tarih ve 2014/3931 esas 2014/4925 sayılı kararının KALDIRILMASINA,

Sanığın 24.11.2009 tarihinde katılan banka şubesine aslı ele geçmeyen katılan şikayetçi A.. Ç..'e ait sahte nüfus cüzdanı ve belgeler ile başvurarak 10.100 TL bireysel kredi talep ettiği, sanığın kredi talebinin kabul edildiği, sanığın katılan banka tarafından aranarak tamamlanması bildirilen eksik belgelerin sanık tarafından tamamlanmaması nedeniyle 14.12.2009 tarihinde kredinin katılan banka tarafından kapatıldığı, şikayetçi A.. Ç..’in postadan kendisine kart gönderilmesi üzerine bankaya gidip hesabı olmamasına rağmen neden kart gönderildiğini sorması üzerine durumun anlaşıldığı olayda,

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Sanığın 17/11/2009 tarihinde katılan bankanın Avcılar ve Sefaköy şubelerinden sahte kimlikler ile kredi çektiği, 24/11/2009 tarihinde tekrar katılan bankanın Avcılar şubesine sahte kimlik ile başvurarak kredi talebinde bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında kısa aralıklarla katılan bankaya karşı gerçekleştirdiği eylemleri nedeniyle açılan Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi 2010/215 E. ve Bakırköy 12 Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/220 E. sayılı dosyaları sonuçlanmamışsa her üç dosya birleştirilerek TCK’nın 43. maddesi gereği zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,

Sonuç: Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 02.05.2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

DOLANDIRICILIK SUÇU - YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
23.Ceza Dairesi
Esas:  2015/4568
Karar: 2015/6577
Karar Tarihi: 12.11.2015

DOLANDIRICILIK SUÇU - SANIKLARIN KATILANA AİT ARACIN SATILMASI KONUSUNDA VEKALETNAME ALIP ARACIN SATILMASINA RAĞMEN BEDELİ ÖDEMEDİĞİ İDDİASI - KATILAN İLE SANIKLAR ARASINDAKİ İLİŞKİNİN HUKUKİ İHTİLAF OLDUĞU - BERAAT KARARINDA İSABETSİZLİK GÖRÜLMEDİĞİ

ÖZET: Sanıkların, katılana ait aracın satılması konusunda vekaletname aldığı, anlaşma karşılığında senet tanzim ederek verdiği, aracın satılmasına rağmen bedelin ödenmediği iddia edildiği olayda; sanıkların suçlamayı kabul etmedikleri, alınan senedin ödenip ödenmediği konusunun ispat koşulları yönünden hukuki ihtilaf oluşturduğu, taraflar arasında alım-satım sözleşmesinin varlığı da dikkate alındığında, katılan ile sanıklar arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf olduğu anlaşıldığından, sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.

(5237 S. K. m. 157)

Dava ve Karar: Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Katılanın 10.06.2008 tarihinde satış vekaletnamesi verdiği, sanığın aracı 16.06.2008 tarihinde eşine devrettiği, katılanın ayrıca aynı miktarlı senet aldığı, icra takibi başlattığı, sanıklar aleyhinde tasarrufun iptali davası açıldığı, senedin tahsil edilmemesi nedeniyle 13.11.2008 tarihinde Cumhuriyet savcılığına şikayet dilekçesi verildiği dikkate alındığında tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.

Sanıkların, katılana ait aracın satılması konusunda vekaletname aldığı, anlaşma karşılığında senet tanzim ederek verdiği, aracın satılmasına rağmen bedelin ödenmediği iddia edildiği olayda; sanıkların suçlamayı kabul etmedikleri, alınan senedin ödenip ödenmediği konusunun ispat koşulları yönünden hukuki ihtilaf oluşturduğu, taraflar arasında alım-satım sözleşmesinin varlığı da dikkate alındığında, katılan ile sanıklar arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf olduğu anlaşıldığından, sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiş,

Sonuç: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, o yer Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 12.11.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

DOLANDIRICILIK SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
23.Ceza Dairesi

Esas:  2015/16941
Karar: 2015/6507
Karar Tarihi: 12.11.2015

DOLANDIRICILIK SUÇU - UÇUCU MÜREKKEPLİ KALEMLE SENETLERİ İMZALAYIP BORÇLU GÖZÜKTÜĞÜ ASIL SENETLERİ ALMAK SURETİYLE DOLANDIRICILIK SUÇUNU İŞLEDİĞİ - DOLANDIRICILIK SUÇUNDAN CEZALANDIRILMA YERİNE BERAAT KARARI VERİLMESİNİN İSABETSİZ OLUŞU

ÖZET: Sanığın kendisine ait borçlu gözüktüğü senetleri almak için anlaşmak istediğini belirtip bu şekilde avukatın bürosuna giderek uçucu mürekkepli kalemle senetleri imzalayıp borçlu gözüktüğü asıl senetleri almak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; tanık beyanları ve bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın sübut bulan dolandırıcılık suçundan cezalandırılması yerine beraatine karar verilmesi isabetsizdir.

(5237 S. K. m. 157)

Dava ve Karar: Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Sanığın katılana olan borcundan dolayı her biri 10.000 TL olmak üzere toplam 5 adet senet verdiği, senetlerin katılan tarafından cirolanıp daha sonra A.. V.. isimli şahsa teslim edildiği, bu senetlerin vadesi geldiğinde sanık tarafından ödeme yapılmadığı için vadesi gelen ilk iki senedi A.. V..’ın avukatı aracılığıyla icraya koyduğu, bunun üzerine suç tarihinde avukatın ofisine giden sanığın iki adet senedi uçan mürekkepli kalem ile imzalayarak karşılığında borçlu gözüktüğü diğer senetlerini alıp oradan ayrıldığı, böylece sanığın kendisine ait borçlu gözüktüğü senetleri almak için anlaşmak istediğini belirtip bu şekilde avukatın bürosuna giderek uçucu mürekkepli kalemle senetleri imzalayıp borçlu gözüktüğü asıl senetleri almak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; tanık beyanları ve bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın sübut bulan dolandırıcılık suçundan cezalandırılması yerine yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.11.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

DOLANDIRICILIK SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
15.Ceza Dairesi

Esas:  2016/1389
Karar: 2016/5743
Karar Tarihi: 01.06.2016

NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇU - SANIĞIN KATILANA KENDİSİNİ VALİ YARDIMCISI OLARAK TANITIP YARDIM BAHANESİYLE MENFAAT ELDE ETTİĞİ - TELEFONUN KAYIT SAHİBİ TANIĞIN DİNLENEREK TELEFONU KİMİN KULLANDIĞININ TESPİTİ - EKSİK ARAŞTIRMA - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; mağdurun arandığı telefonun kayıt sahibi ....... adlı tanığın dinlenerek, telefonu kimin kullandığının tesbit edilmesi, Ziraat Bankası Ankara Şubesinde ....... adına açılan sahte hesaptaki imzanın hangi sanığın el ürünü olduğunun ve hesaptan bu şekilde paraların kimin tarafından çekildiğinin belirlenmesi ve sanık .....'nın yeğeni olan .......'nin bu konuda bilgi ve görgüsü alındıktan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği halde eksik araştırma ile karar verilmesi isabetsizdir.

(5237 S. K. m. 58, 157, 158)

Dava ve Karar: Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

1-Sanık .. ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizin incelenmesinde;

5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde, bu talebi inceleme merciinin Yargıtay'ın ilgili dairesi olmasına göre; Sanığın yokluğunda verilen hükmün gerekçeli kararına dair tebligat işleminin usulüne uygun olduğu, buna rağmen sanığın hükme yönelik olarak yasal süresi geçtikten sonra temyiz edildiği anlaşıldığından, sanığın temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,

2-Sanık .. .. hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizin incelenmesinde ise;

Sanığın katılana kendisini Vali yardımcısı olarak tanıtıp yardım bahanesiyle 800 TL haksız menfaatin banka aracılığıyla gönderilmesini sağladığı bu suretle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda,

Sanığın suçlamayı kabul etmediği, mağduru arayan telefon numarasının başkasına ait olduğunun ve paranın yatırıldığı ....... adına açılan hesabın kim tarafından açıldığının belirlenmemiş olması karşısında;

Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; mağdurun arandığı telefonun kayıt sahibi ....... adlı tanığın dinlenerek, telefonu kimin kullandığının tesbit edilmesi, Ziraat Bankası Ankara Şubesinde ....... adına açılan sahte hesaptaki imzanın hangi sanığın el ürünü olduğunun ve hesaptan bu şekilde paraların kimin tarafından çekildiğinin belirlenmesi ve sanık .....'nın yeğeni olan .......'nin bu konuda bilgi ve görgüsü alındıktan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği halde, yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi,

Kabule göre de;

a)Katılan tarafından yatırılan paranın sanıklar tarafından çekilmesi eyleminde, bankanın ödeme vasıtası olduğu ve eyleminin TCK 157/1 maddesi kapsamında dolandırıcılık suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi,

b)Nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken, TCK 158/f- son fıkrası uyarınca adli para cezasının haksız menfaatin iki katından az olamayacağı gözetilmeyerek eksik adli para cezası tayini,

Sanık ........’in tekerrüre esas sabıkası bulunduğu halde, TCK 58 maddesinin uygulanmaması,

Sonuç: Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK 325 maddesi uyarınca, bozmanın hükmü süresinde temyiz etmeyen diğer sanık ... ...’ye sirayetine, sanıkların CMUK 326/son maddesince kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 01.06.2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

20 Haziran 2018 Çarşamba

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNUN CEZASI YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
23.Ceza Dairesi

Esas:  2015/3726
Karar: 2015/6558
Karar Tarihi: 12.11.2015

HİZMET NEDENİYLE GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU - SANIĞIN MÜDÜRLÜĞÜNÜ YAPTIĞI AVM ŞUBESİNİN STOKLARINDA AÇIK MEYDANA GELDİĞİ - EKSİK İNCELEMEYLE BERAAT KARARI VERİLMESİNİN İSABETSİZLİĞİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; öncelikle F. A. isimli kişinin duruşmaya çağrılarak sanığın iddia ettiği hususlarla ilgili olarak beyanına başvurulması, sanık tarafından kaleme alınan belgede isimleri geçen .. İletişim ve ...... İletişim isimli işyeri çalışanlarının açık kimlik bilgilerinin tespit edilerek suça konu olayla ilgili olarak tanık sıfatıyla ifadelerinin alınması, katılan firmaya müzekkere yazılarak sanığın çalıştığı tarihler arasında Mersin ......AVM Şubesine gönderilen ürünlere ilişkin fatura veya irsaliyelerin temin edilmesi, yine bu ürünlerin kimler tarafından teslim alındığının, aynı dönemde ne kadar satış yapıldığının ve stokta bulunması gereken mal miktarının sorularak bu şekilde temin edilecek tüm belge ve bilgilere istinaden tekrardan bilirkişi raporu aldırılması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle beraat kararı verilmesi isabetsizdir.

(5237 S. K. m. 155)

Dava ve Karar: Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Sanık A.. Y..'ın katılan............. Limited Şirketinin Mersin.............AVM Şubesinde 09/05/2008-21/08/2008 tarihleri arasında şube müdürü olarak görev yaptığı, adı geçen sanığın şube müdürü olması nedeniyle Mersin ......... AVM Şubesinin tüm kasa ve banka hesaplarının denetimi ve kontrolünün sanığının yönetim ve denetiminde olduğu, katılan firma tarafından şirketin İstanbul’daki merkezinde tüm şubelerin hesaplarının genel olarak yapılan tetkikinde sanığın müdürlüğünü yaptığı ............. AVM Şubesinin stoklarında 37.301,82 YTL değerinde mal açığının tespit edildiği, yapılan incelemede bu açığın sanığın şubeye ait malları farklı yerlere faturasız olarak satıp bedellerini de uhdesinde tutmasından meydana geldiğinin tespit edildiği, bu şekilde adı geçen sanığın üzerine atılı “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda;

Katılan şirket yetkilileri tarafından tanzim edilen ve altında sanığın da imzasının yer aldığı “Mersin Şube sayım eksiklikleri” isimli belgede toplamda 37.301,82 TL değerinde stok eksiğinden bahsedilmiş olması, olayın ortaya çıkmasından sonra sanık tarafından kaleme alınan ve katılan şirkete hitaben yazıldığı anlaşılan 1 sayfadan mürekkep el yazısı şeklindeki belge içeriğinden, sanığın müdürlüğünü yaptığı şubedeki açık ve stok eksikliklerinden haberdar olduğunun, bu eksikliklerden işyeri çalışanı F. A.’u sorumlu tuttuğunun ve bu hususta...........İletişim isimli işyeri çalışanları ile ...........İletişim isimli işyerinin sahibi E. T. isimli kişilerin bilgi sahibi olduğunu ileri sürdüğünün tespit edilmiş olması, sanığın aşamalardaki savunmalarında stok açığı olmadığı yönünde herhangi bir beyanda bulunmadığının, aksine var olan stok açığının işyeri çalışanı olan F. A. isimli kişinin kendisinin izinde olduğu dönemde faturasız olarak piyasaya mal satmasından kaynaklandığını ileri sürdüğünün tespit edilmiş olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; öncelikle F. A. isimli kişinin duruşmaya çağrılarak sanığın iddia ettiği hususlarla ilgili olarak beyanına başvurulması, sanık tarafından kaleme alınan belgede isimleri geçen .. İletişim ve ...... İletişim isimli işyeri çalışanlarının açık kimlik bilgilerinin tespit edilerek suça konu olayla ilgili olarak tanık sıfatıyla ifadelerinin alınması, katılan firmaya müzekkere yazılarak sanığın çalıştığı tarihler arasında Mersin ......AVM Şubesine gönderilen ürünlere ilişkin fatura veya irsaliyelerin temin edilmesi, yine bu ürünlerin kimler tarafından teslim alındığının, aynı dönemde ne kadar satış yapıldığının ve stokta bulunması gereken mal miktarının sorularak bu şekilde temin edilecek tüm belge ve bilgilere istinaden tekrardan bilirkişi raporu aldırılması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNUN CEZASI YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
23.Ceza Dairesi

Esas:  2015/3445
Karar: 2015/5976
Karar Tarihi: 03.11.2015

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU - SANIĞIN KATILANDAN ALDIĞI PARAYI SİGORTA ŞİRKETİNE ÖDEMEYEREK UHDESİNE GEÇİRİP ATILI SUÇU İŞLEDİĞİ - MAHKEMENİN KABULÜNDE İSABETSİZLİK GÖRÜLMEDİĞİ - HÜKMÜN ONANDIĞI

ÖZET: Tüm dosya kapsamından sanığın katılandan aldığı …. TL'yi sigorta şirketine ödemeyerek uhdesine geçirip atılı suçu işlediği anlaşıldığından mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

(5237 S. K. m. 155)

Dava ve Karar: Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

O yer Cumhuriyet savcısı 02/12/2010 havale tarihli dilekçesiyle vaki temyiz isteminden vazgeçtiğini belirtmiş olması nedeniyle sanığın temyiz istemiyle sınırlı olarak yapılan incelemede;

Sanığın Ankara Barosuna kayıtlı avukat olduğu, suç tarihinden önce katılanın babasının karıştığı ve tam kusurlu bulunduğu ancak vefat etmesi nedeniyle mirasçılarına karşı sigorta tarafından Tosya Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 7.000 TL'lik alacak davasında katılanın sanığı vekil tayin ettiği, karar tarihinden önce sanığın katılan ile görüşerek 7000 TL alacak ve 3.000 TL vekalet ücreti olarak toplamda 10.000 TL para vermesi halinde karşı tarafla anlaşıp ödeme yaparak davayı sonuçlandıracağını söylemesi üzerine katılanın sanığa 10.000 TL para gönderdiği, ancak bir süre sonra katılanın kendisi ve diğer mirasçılar aleyhine yapılan icra takibinde davanın kabulüne karar verilerek 7.000 TL alacağın faizi ile birlikte ödeneceğine karar verildiğini öğrendiği, bu suretle sanığın sigorta şirketine ödenmek üzere katılandan aldığı parayı uhdesine geçirerek atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen somut olayda;      

Tüm dosya kapsamından sanığın katılandan aldığı 7.000 TL'yi sigorta şirketine ödemeyerek uhdesine geçirip atılı suçu işlediği anlaşıldığından mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Sonuç: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 03.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNUN CEZASI YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
23.Ceza Dairesi

Esas:  2015/3439
Karar: 2015/5861
Karar Tarihi: 02.11.2015

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU - SANIĞIN YETKİLİ OLDUĞU ŞİRKET TARAFINDAN KİRALANAN MALLARIN BİR KISMININ İADE EDİLDİĞİ - ŞİRKET HAKKINDA KAYYUM ATANDIĞI VE ŞİRKET MALLARININ DEVREDİLMESİNİN ÖNLENDİĞİ - HÜKMÜN ONANDIĞI

ÖZET: Sanığın sözleşmeye konu malları iade etmemek suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda, sanığın yetkili olduğu şirket tarafından kiralanan malların bir kısmının iade edildiği, iade edilmeyen aletlerle ilgili olarak … Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı kararında belirtildiği üzere şirket hakkında kayyum atandığı ve şirket mallarının devredilmesinin önlendiğinin anlaşılması karşısında unsurları itibariyle oluşmayan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Hüküm onanmıştır.

(1412 S. K. m. 317) (5237 S. K. m. 155)

Dava ve Karar: Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

1- Sanık müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde;

Sanık müdafiinin bir gerekçeye dayanmadan beraat kararını temyiz etmesinde hukuki bir yararı bulunmadığından CMUK'nın 317. maddesi uyarınca temyiz isteminin REDDİNE,

2- Katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;

Olay tarihinde sanığın yetkili olduğu M. Sağlık Ürün. İth. İhr. A.Ş. ile katılan arasında 30.05.2008 ve 22.08.2008 tarihlerinde finansal kiralama sözleşmesi yapılarak tıbbı cihazların kiralandığı, ancak sanığın edimini yerine getirmemesi nedeniyle katılan şirket tarafından 15.12.2008 tarihinde ihtar yapılarak 60 gün içerisinde edimini yerine getirmesi, aksi halde 3 iş günü içerisinde kiralanan malların iadesinin istenilmesine rağmen sanığın sözleşmeye konu malları iade etmemek suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda, sanığın yetkili olduğu şirket tarafından kiralanan malların bir kısmının iade edildiği, iade edilmeyen aletlerle ilgili olarak İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/841 sayılı kararında belirtildiği üzere şirket hakkında kayyum atandığı ve şirket mallarının devredilmesinin önlendiğinin anlaşılması karşısında unsurları itibariyle oluşmayan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Sonuç: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 02.11.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNUN CEZASI YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
15.Ceza Dairesi

Esas:  2015/14377
Karar: 2016/480
Karar Tarihi: 18.01.2016

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU - SANIĞIN KATILANDAN KİRALADIĞI OTOMOBİLİ SÜRESİNDE TESLİM ETMEYEREK BAŞKASINA VERDİĞİ OLAY - GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNDAN VERİLEN MAHKÛMİYET KARARINDA BİR İSABETSİZLİK GÖRÜLMEDİĞİ - HÜKMÜN ONANMASI GEREĞİ

ÖZET: Sanığın, katılandan kiraladığı otomobili süresinde teslim etmeyerek başkasına verdiği olayda; yerel Mahkeme'nin kararıyla sanığın mahkumiyetine yönelik hükmün, Dairemizin kararıyla, sanığın eyleminin TCK'nın maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeden suçun vasfında hataya düşülerek TCK'nın maddesi gereğince hüküm kurulması gerekçeleriyle bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla; mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkûmiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Hükmün onanması gerekmiştir.

(5237 S. K. m. 155)

Dava: Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Karar: 5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden koşulları oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

Sanığın, katılandan kiraladığı otomobili süresinde teslim etmeyerek başkasına verdiği olayda; yerel Mahkeme'nin 17/09/2007 tarih 2006/288 E. 2007/310 sayılı kararıyla sanığın mahkumiyetine yönelik hükmün, Dairemizin 18/10/2012 tarih ve 2011/17450 esas, 2012/43861 sayılı kararıyla, sanığın eyleminin TCK'nın 155/1 maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeden suçun vasfında hataya düşülerek TCK'nın 155/2 maddesi gereğince yazılı şekilde hüküm kurulması gerekçeleriyle bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla;

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkûmiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın lehe hükümlerin uygulanmadığına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 18.01.2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNUN CEZASI YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
15.Ceza Dairesi

Esas:  2016/1355
Karar: 2016/5871
Karar Tarihi: 06.06.2016

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU - ÖDEMELERE İLİŞKİN BELGELERİN KAYIT DIŞINDA BIRAKILMASI KONULARINDA ŞİRKET ORTAKLARI ARASINDA HUKUKİ İHTİLAF BULUNMASI - SUÇ İŞLEME KASTIYLA HAREKET ETMEDİĞİ ANLAŞILAN SANIK HAKKINDA BERAAT HÜKMÜ VERİLMESİ

ÖZET: Sanığa verilen yetkinin geri alınması veya buna ilişkin sınırların aşılması, ortaklar kurulunun geçerliliği ile bu kararın tebliği ve ödemelere ilişkin belgelerin kayıt dışında bırakılması konularında şirket ortakları (sanık ile katılan) arasında hukuki ihtilaf bulunması nedeniyle suç işleme kastıyla hareket etmediği anlaşılan sanık hakkında verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

(5237 S. K. m. 155)

Dava ve Karar: Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın beraatına ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.

....... Sanayi Ticaret Limited şirketinde %25 hisse sahibi olan sanık .......’ın, adı geçen şirketin kuruluş tarihi olan 05.01.2005’den itibaren ortaklar kurulu kararıyla şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı, yine 13.10.2006 tarihli şirket tescil ilanıyla sanığa, 5 yıl süre ile 10.000,00 TL’ye kadar olan işlemlerden münferiden temsil ve ilzam yetkisi verildiği, ancak daha sonra şirket ortaklarından olan katılan ...... ve J.....'nin katılımıyla oluşan 19.03.2007 tarihli 20 no’lu ortaklar kurulu kararıyla, şirketi temsil ve ilzam yetkisi kaldırılarak, 22.03.2007 tarihli kurul kararıyla tescil edilmesinden sonra 29.03.2007 günü Türkiye Ticaret Sicil gazetesinde ilan edilmesine rağmen sanığın, şirkete ait olan ve tanık .....'nun muhafazası altında bulunan, 1’er adet Yiğitsan sabit elektrikli hava kompresörü, 2000 litre basınçlı hava tankı, 400 KW Trafohermatik ve 400 KW pano olan 4 adet demirbaşı alarak Kazdal şirketine satmasına karşılık, aldığı ücreti şirketin hesabına yatırmamak suretiyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın aşamalardaki tüm savunmalarında, kurucusu ve yetkilisi olduğu ...... Ticaret Limited şirketindeki imza yetkisinin kendisine haber verilmeden, 29.03.2007 tarihli ticaret sicili gazetesinde yayımlanan ortaklar kararıyla kaldırıldığını, ancak bu ortaklar kurulu kararının usulsüz olduğunu, kararda bulunan üç imzanın da katılan ..... tarafından atılması nedeniyle Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyusunda bulunduğunu, yine söz konusu faturaları şirkete ibraz etmesine rağmen kayıtlara intikal ettirilmediğini belirterek suçlamaları kabul etmemesi ile savunmalarını destekleyecek şekilde noter aracılığıyla gönderdiği ihtarnameyle birlikte şirketin kendisine borçlu olduğunu gösterir belgeyi sunması ve suça konu eşyalara ilişkin faturaların düzenlenme tarihlerinin 27.03.2007 günü olduğunun anlaşılması karşısında; faturaların düzenlenme tarihlerinin ilandan önce olması ile tanık......’ın anlatımlarında, alışverişin 2007 yılı Mart ayı başlarında yapıldığını belirtmesi yanı sıra tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından alınan kararın tebliğ edilmediğinin belirlenmesi, öte yandan bir takım hukuksal sonuçlar doğuran ticaret sicili gazetesindeki ilandan sanığın haberinin bulunduğuna dair delil bulunmaması nedeniyle ceza hukuku açısından kasıtlı hareket ettiğinden söz edilemeyeceği, ayrıca belirtilen ortaklık kurulu kararının sahte olduğu konusunda da bir iddianın bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığa verilen yetkinin geri alınması veya buna ilişkin sınırların aşılması, ortaklar kurulunun geçerliliği ile bu kararın tebliği ve ödemelere ilişkin belgelerin kayıt dışında bırakılması konularında şirket ortakları (sanık ile katılan) arasında hukuki ihtilaf bulunması nedeniyle suç işleme kastıyla hareket etmediği anlaşılan sanık hakkında verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin eksik incelemeyle karar verildiğine ve kararın hukuka aykırı olduğuna ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 06.06.2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.