24 Mayıs 2018 Perşembe

ONUR KIRICI DAVRANIŞ SEBEBİYLE BOŞANMA

ONUR KIRICI DAVRANIŞ SEBEBİYLE BOŞANMA 


Bu boşanma sebebi kaynak İsviçre Medenî Kanunu'nun Fransızca ve Almanca metinlerinde farklı şekilde ifade edilmişti. Almanca metinde "namus veya şerefin ağır surette ihlâli (schvvere ehrenkrânkung)" deyimiyle, Fransızca metninde ise ağır hakaretler (injures graves)" deyimiyle ifade edilmiştir. Tercih edilmesi gereken metin Almanca metindir. Bu sebeple onur kırıcı davranışlar öğretide namus veya şeref ihlâli başlığı altında da sunulmaktadır.

Bu tercihin sebebi, davalının ancak ve ancak "namus ve şerefi ihlâl edici" nitelikteki hareketlerinin TMK. m. 162 hükmündeki eylemi oluşturmasıdır.

Yargıtay'ın uygulaması da bu yöndedir. Yargıtay, namus ve şerefe yönelik özel bir ağırlığı ve niteliği olan hakarete ilişkin eylemlerin TMK. m. 162 hükmündeki eylem kapsamına giren bir boşanma sebebi olabileceği görüşündedir.

Onur kırıcı davranış özel ve mutlak bir boşanma sebebidir.

Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamakla yükümlüdürler. Bu nedenle pek kötü davranışta yeterli ağırlığı yoksa eylemin tekrarlanması koşulu aranırken onur kırıcı davranışlarda duruma göre tek bir olay boşanma kararı verebilmek için yeterlidir. Eylemin tekrarı saldırıyı ağırlaştırır. Ancak bu tek eylemin boşanma sebebi olup olmayacağını belirleyecek olan hâkimdir.

Pek kötü davranışları açıklarken davacı ve davalı yan yönünden dikkate alınması gereken ölçüler onur kırıcı davranışlar için de geçerlidir.

Hakaret doğrudan doğruya davacının kişiliğine yönelmiş olmalı ve bu hakaretin tecavüz kastıyla yapılması şarttır.

Onur kırıcı davranışlara öğreti ve uygulamadan örnek olarak;

- kocanın, karısına sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini (gerçeğe aykırı şekilde) devamlı tekrarlayarak ona hakaret etmesi

- pazar yerinde kocaya "şerefsiz, namussuz" diye hakaret edilmesi,

- karısının bakire olmadığını kahvehanede açıklamak

- eşini peşinde hafiye dolaştırmak eylemlerini verebiliriz.

Taraflar karşılıklı olarak birbirlerine hakaret etmeyi alışkanlık haline getirmişlerse onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davası koşulları oluşmaz. Ama diğer koşulları da varsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma kararı verilebilir;

Onur kırıcı davranış yazılı ya da sözlü olarak herhangi bir araçla gerçekleştirilebilir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere her türlü onur kırıcı davranış değil ağır derecede onur kırıcı bir davranış boşanma sebebi sayılmaktadır.

 DAVA HAKKININ ORTADAN KALKMASI

Pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle açılan boşanma davalarında dava hakkının ortadan kalkmasını iki bölümde inceleyeceğiz;

- Hak düşürücü süre,

-  Af.

Şimdi bu konuda ayrıntılı bilgi vereceğiz.

1. Hak Düşürücü Süre

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayanan boşanma davalarının belirli bir süre içinde açılması gerekmektedir.

Davaya hakkı olan eşin (=hayatına kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışa maruz kalan eş);

- boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay
- her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.

Süreler hak düşürücü süre olduğundan aile mahkemesi hâkimi tarafından kendiliğinden dikkate alınmalıdır.

2. Af

Davaya hakkı olan eşin diğerini affetmesi ile boşanma davası açmak hakkı ortadan kalkar.

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış eyleminden sonra eşlerin tatile birlikte gitmeleri, tayin olunan yere birlikte gitmeleri, hacca birlikte gitmeleri gibi durumlar eşin affedildiğinin göstergeleridir.

Af, örtülü veya açık olabilir. Af, sözlü veya yazılı olabilir. Af, kişiye sıkı biçimde bağlı haklardan olduğundan eşin temsilci aracılığıyla affedilmesi olanaksızdır. Affeden ayırt etme gücüne sahip olmalıdır. İradeyi sakatlayan nedenler varsa af geçersiz hale gelir.

KAYNAK
http://benimavukatım.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder