21 Haziran 2018 Perşembe

NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
15.Ceza Dairesi
Esas:  2016/1440
Karar: 2016/4197
Karar Tarihi: 02.05.2016

NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇU - SANIĞIN BANKA ŞUBELERİNDEN SAHTE KİMLİKLER İLE KREDİ ÇEKTİĞİ - KISA ARALIKLARLA KATILAN BANKAYA KARŞI GERÇEKLEŞTİRİLEN EYLEMLER - ZİNCİRLEME SUÇ - HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ

ÖZET: Sanığın 17/11/2009 tarihinde katılan bankanın A… ve S… şubelerinden sahte kimlikler ile kredi çektiği, 24/11/2009 tarihinde tekrar katılan bankanın A… şubesine sahte kimlik ile başvurarak kredi talebinde bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında kısa aralıklarla katılan bankaya karşı gerçekleştirdiği eylemleri nedeniyle açılan dosyaları sonuçlanmamışsa her üç dosya birleştirilerek zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizdir.

(5237 S. K. m. 35, 43, 53, 58, 62, 158) (5271 S. K. m. 308)

Dava ve Karar: Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın 5237 sayılı TCK’nın 158/1-j, 35/2, 62/1, 53/1-3, 58 maddeleri gereğince 1 yıl 1 ay 10 gün hapis ve 5555 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ............. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22/12/2010 tarihli ve 2010/64 esas, 2010/397 sayılı karar sanığın temyiz istemi üzerine bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/02/2014 tarih ve KD-2016/91323 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiş, Dairemizin 17/02/2014 tarih ve 2014/3931 Esas 2014/4925 sayılı kararıyla hükmün Düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK.nın 308.maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan itiraz üzerine Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE,

Dairemizin 17/03/2014 tarih ve 2014/3931 esas 2014/4925 sayılı kararının KALDIRILMASINA,

Sanığın 24.11.2009 tarihinde katılan banka şubesine aslı ele geçmeyen katılan şikayetçi A.. Ç..'e ait sahte nüfus cüzdanı ve belgeler ile başvurarak 10.100 TL bireysel kredi talep ettiği, sanığın kredi talebinin kabul edildiği, sanığın katılan banka tarafından aranarak tamamlanması bildirilen eksik belgelerin sanık tarafından tamamlanmaması nedeniyle 14.12.2009 tarihinde kredinin katılan banka tarafından kapatıldığı, şikayetçi A.. Ç..’in postadan kendisine kart gönderilmesi üzerine bankaya gidip hesabı olmamasına rağmen neden kart gönderildiğini sorması üzerine durumun anlaşıldığı olayda,

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Sanığın 17/11/2009 tarihinde katılan bankanın Avcılar ve Sefaköy şubelerinden sahte kimlikler ile kredi çektiği, 24/11/2009 tarihinde tekrar katılan bankanın Avcılar şubesine sahte kimlik ile başvurarak kredi talebinde bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında kısa aralıklarla katılan bankaya karşı gerçekleştirdiği eylemleri nedeniyle açılan Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi 2010/215 E. ve Bakırköy 12 Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/220 E. sayılı dosyaları sonuçlanmamışsa her üç dosya birleştirilerek TCK’nın 43. maddesi gereği zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,

Sonuç: Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 02.05.2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder