T.C. YARGITAY
15.Ceza Dairesi
Esas: 2016/1440
Karar: 2016/4197
Karar Tarihi: 02.05.2016
NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇU -
SANIĞIN BANKA ŞUBELERİNDEN SAHTE KİMLİKLER İLE KREDİ ÇEKTİĞİ - KISA ARALIKLARLA
KATILAN BANKAYA KARŞI GERÇEKLEŞTİRİLEN EYLEMLER - ZİNCİRLEME SUÇ - HÜKMÜN
BOZULMASI GEREĞİ
ÖZET: Sanığın 17/11/2009 tarihinde
katılan bankanın A… ve S… şubelerinden sahte kimlikler ile kredi çektiği,
24/11/2009 tarihinde tekrar katılan bankanın A… şubesine sahte kimlik ile
başvurarak kredi talebinde bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında
kısa aralıklarla katılan bankaya karşı gerçekleştirdiği eylemleri nedeniyle açılan
dosyaları sonuçlanmamışsa her üç dosya birleştirilerek zincirleme şekilde
nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi
isabetsizdir.
(5237 S. K. m. 35, 43, 53, 58, 62,
158) (5271 S. K. m. 308)
Dava ve Karar: Nitelikli dolandırıcılık
suçundan sanığın 5237 sayılı TCK’nın 158/1-j, 35/2, 62/1, 53/1-3, 58 maddeleri
gereğince 1 yıl 1 ay 10 gün hapis ve 5555 TL adli para cezası ile
cezalandırılmasına dair ............. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22/12/2010
tarihli ve 2010/64 esas, 2010/397 sayılı karar sanığın temyiz istemi üzerine
bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının
14/02/2014 tarih ve KD-2016/91323 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiş,
Dairemizin 17/02/2014 tarih ve 2014/3931 Esas 2014/4925 sayılı kararıyla hükmün
Düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın
Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun
yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 Sayılı
CMK.nın 308.maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan
itiraz üzerine Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının
itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE,
Dairemizin 17/03/2014 tarih ve
2014/3931 esas 2014/4925 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Sanığın 24.11.2009 tarihinde
katılan banka şubesine aslı ele geçmeyen katılan şikayetçi A.. Ç..'e ait sahte
nüfus cüzdanı ve belgeler ile başvurarak 10.100 TL bireysel kredi talep ettiği,
sanığın kredi talebinin kabul edildiği, sanığın katılan banka tarafından
aranarak tamamlanması bildirilen eksik belgelerin sanık tarafından
tamamlanmaması nedeniyle 14.12.2009 tarihinde kredinin katılan banka tarafından
kapatıldığı, şikayetçi A.. Ç..’in postadan kendisine kart gönderilmesi üzerine
bankaya gidip hesabı olmamasına rağmen neden kart gönderildiğini sorması
üzerine durumun anlaşıldığı olayda,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar
yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak
oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde
görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın 17/11/2009 tarihinde
katılan bankanın Avcılar ve Sefaköy şubelerinden sahte kimlikler ile kredi
çektiği, 24/11/2009 tarihinde tekrar katılan bankanın Avcılar şubesine sahte
kimlik ile başvurarak kredi talebinde bulunduğunun anlaşılması karşısında,
sanık hakkında kısa aralıklarla katılan bankaya karşı gerçekleştirdiği
eylemleri nedeniyle açılan Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi 2010/215 E. ve Bakırköy
12 Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/220 E. sayılı dosyaları sonuçlanmamışsa her üç
dosya birleştirilerek TCK’nın 43. maddesi gereği zincirleme şekilde nitelikli
dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
Sonuç: Kanuna aykırı olup, sanığın
temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8.
maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi
uyarınca hükmün BOZULMASINA, 02.05.2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder