12 Haziran 2018 Salı

TAKSİRLE ÖLDÜRME SUÇU - YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
12.Ceza Dairesi

Esas:  2016/497
Karar: 2016/5811
Karar Tarihi: 06.04.2016

TAKSİRLE ÖLDÜRME SUÇU - SANIĞIN ALKOLLÜ OLARAK SEVK VE İDARE ETTİĞİ ARAÇLA ÖLÜMLÜ TRAFİK KAZASINA NEDEN OLMASI EYLEMİ - BİR KİŞİNİN ÖLMÜŞ OLMASI NEDENİYLE ZARAR SUÇUNUN OLUŞTUĞU - BİR SUÇTAN MAHKUMİYET DİĞERİNDEN BERAAT HÜKMÜ VERİLMESİNİN İSABETSİZLİĞİ

ÖZET: Sanığın 330 promil alkollü olarak sevk ve idare ettiği araçla ölümlü trafik kazasına neden olması eyleminde trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle öldürme suçlarının oluştuğu; ancak, TCK'nın “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı ................ maddesinin 3. fıkrasında alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, anılan maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin ölmüş olması nedeniyle zarar suçunun oluştuğu, tehlike suçunun meydana gelen netice ile zarar suçuna dönüşmüş olması karşısında, sanığın taksirle öldürme suçundan cezalandırılması, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, sanık hakkında taksirle öldürme suçundan mahkumiyet, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise beraat hükmü kurulması yasaya aykırıdır.

(5271 S. K. m. 5, 170, 232) (5237 S. K. m. 22, 53, 63, 85, 89, 179) (5235 S. K. m. 12)

Dava ve Karar: Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine ilişkin hükümler, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Dairemizin 11.11.2015 tarihli tevdi kararı uyarınca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik sanık müdafii ile katılanlar vekilinin ve vekili aracılığıyla hükümleri temyiz eden katılan ...'in temyizi ile ilgili olarak ek tebliğname düzenlendiği belirlenerek yapılan incelemede:

1- Gerekçeli karar başlığında; davaya katılan olarak kabulüne karar verilen ...'ın “Müşteki” olarak gösterilmesi ve katılan ...'in ad ve soyadına yer verilmemesi suretiyle CMK'nın 232/2-b, suçun işlendiği zaman diliminin yazılmaması suretiyle de CMK'nın 232/2-c maddelerine aykırı hareket edilmesi,

2- Dosya kapsamına göre; sanığın, yönetimindeki otomobil ve beraber alkol aldığı arkadaşları ile açık havada, gece vakti, aydınlatması mevcut meskun mahalde, bölünmüş, asfalt kaplama, yüzeyi kuru, virajlı ve eğimli caddeyi takiben geldiği ışık kontrollü kavşağı geçişi sırasında, telikeli viraj levhalarına ve seyir yönüne yanan sarı fasılalı ışığa rağmen hızını düşürmeyip, süratinin ve almış olduğu 330 promil alkolün de etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybederek, sol tarafa yönelip, 70 cm. yüksekliğindeki orta refüj bordör taşına çarpması akabinde aracının refüjde bulunan iki adet aydınlatma direğine temas etmesinin ardından refüj üzerinde duruşa geçmesi neticesinde sağ ön koltukta otururken araç dışına fırlayan arkadaşı ...'in öldüğü, otomobilin arka koltuğunda oturan arkadaşlarından ...'in geçici rapora göre yaşamını tehlikeye sokacak, ...'ın geçici rapora göre vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandıkları olayda,

Sanık hakkında bilinçli taksirle öldürme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından dolayı TCK'nın 85/1, 22/3, 53/6, 179/3, 53/1, 63/1. maddelerinin uygulanmasının istenildiği 19.09.2013 tarihli iddianamenin anlatım kısmında; “...Seyir sırasında aracın arka sağ koltuğunda oturan ... ile arka sol koltuğunda oturan ... de kazadan dolayı yaralanmış ise de, bu kişilerin şüpheliden şikayetçi olmaması nedeniyle isimlerinin mağdur listesine alınmadığı, yine başlangıçta TCK. 85/2'ye temas eden suçun bu kişilerin şikayetçi olmaması nedeniyle vasıf değiştirerek TCK 85/1'e dönüştüğü, iddianamenin de bu sebeple Asliye Ceza Mahkemesine hitaben yazıldığı...” ibarelerine yer verildiği, iddianame başlığında adı geçen mağdurların isimlerinin gösterilmediği ve bu mağdurlar yönünden ek kovuşturmaya yer olmadığına dair bir karar da verilmediği anlaşılmakla,

Sanığın taksirle öldürme suçunu bilinçli taksirle işlediğinin iddia ve kabul edilmesi, geçici raporlara göre mağdurların yaralanmasının TCK'nın 89/1. maddesi kapsamında kalmadığının tespit edilmesi, iddianamedeki sevk ve anlatıma göre sanığın mağdurlara yönelik eylemi ile ilgili olarak CMK'nın 170. maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmaması karşısında, sanık hakkında suç duyurusunda bulunup, alınacak kesin raporlara göre nitelikli şekilde yaralandığı tespit edilen mağdur ya da mağdurlarla ilgili olarak usulüne uygun dava açılması sağlanarak, her iki dava dosyanın birleştirilmesi sonucunda, sanık hakkında TCK'nın 85/2. maddesinde tanımlanan taksirle öldürme suçundan yargılama yapılması için CMK'nın 5/1, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 12. maddeleri uyarınca Ağır Ceza Mahkemesi'ne görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi,

3- Kabul ve uygulamaya göre de:

a) Taksirle öldürme suçundan dolayı mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında, kasıtlı suçlarda uygulama alanı bulunan TCK'nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilmesi,

b) Sanığın 330 promil alkollü olarak sevk ve idare ettiği araçla ölümlü trafik kazasına neden olması eyleminde trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle öldürme suçlarının oluştuğu; ancak, TCK'nın “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrasında alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, anılan maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin ölmüş olması nedeniyle zarar suçunun oluştuğu, tehlike suçunun meydana gelen netice ile zarar suçuna dönüşmüş olması karşısında, sanığın taksirle öldürme suçundan cezalandırılması, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, sanık hakkında taksirle öldürme suçundan mahkumiyet, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise beraat hükmü kurulması,

Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince bozulmasına, 06.04.2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder