18 Temmuz 2018 Çarşamba

BİLİŞİM SİSTEMİNE GİRME SUÇ DUYURUSU DİLEKÇE ÖRNEĞİ


… CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA


MÜŞTEKİ                          :

VEKİLİ                                :

ŞÜPHELİ                            :

SUÇ                                    : Bilişim sistemine girme

SUÇ TARİHİ                       : …/…/…

AÇIKLAMALAR                :

1-) Müvekkilim …, … Ltd. Şti.’de …/…/… tarihinden beri çalışmaktadır. Müvekkilimin “www…..com” internet sitesinde “…@....com” adında mail (elektronik ileti) adresi bulunmaktadır. 

2-) Müvekkilim …/…/… tarihinde mail adresini kontrol ettiğinde hiç tanımadığı kişilerden ileti geldiğini tespit etmiştir. Daha sonra anlaşıldığı üzere adı geçen adres müvekkilime ait olmasına rağmen iletiler başka isime gelmektedir. Müvekkilimin mail adresinin şifresi bilgisayar korsanı(hacker) tarafından kırılmıştır. Bu şahıs müvekkilimin mail adresine girmekte ve bu adres üzerinden müvekkilim adına başka kişilerle yazışmaktadır. Bu kişi müvekkilimin özel bilgilerini ele geçirmiş ve özel hayatın gizliliğini ihlal etmiştir.

3-) Bu nedenle şikayetlerimizi sunmaktayız.

HUKUKİ NEDENLER      : 5237 S. K.  m. 243 ve ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER        : Yazışma fotokopileri ve diğer deliller.

SONUÇ VE İSTEM        : Yukarıda açıklanan nedenlerle müvekkilimin e-posta adresine izinsiz giren şahsın tespit edilmesini, hakkında tahkikat yapılmak suretiyle cezalandırılması için kamu davası açılmasına karar verilmesini saygıyla talep ederiz. .../…/…

Müşteki Vekili
Av.

HAYASIZCA HAREKETLERDE BULUNMA SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
14.Ceza Dairesi

Esas:  2013/1412
Karar: 2014/10887
Karar Tarihi: 13.10.2014

ÖZET: Cezanın alt sınırından daha az belirlenmemesi gerektiği gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek sanık hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırıdır.

(5237 S. K. m. 44, 105, 225)

Dava ve Karar: Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Tüm dosya kapsamından, sanığın çöp atmak için sokağa çıkan mağdureye cinsel organını göstermekten ibaret eyleminin TCK.nın 105. maddesinde tanımlanan cinsel taciz ve 225. maddesinde tanımlanan hayasızca hareketlerde bulunma suçlarını oluşturduğu; tek eylemle birden fazla suçun oluşmasına yol açması nedeniyle sanık hakkında TCK.nın 44. maddesi uyarınca fikri içtima kuralları gereğince bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören TCK.nın 105. maddesinin uygulanması gerektiği ve cezanın belirlenmesi esnasında da 225. maddedeki cezanın alt sınırının 105. maddedeki cezanın alt sınırından daha fazla olması karşısında, hakkaniyet gereği 105. madde ile belirlenen cezanın 225. maddede öngörülen cezanın alt sınırından daha az belirlenmemesi gerektiği gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek sanık hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi,

Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.10.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

HAYASIZCA HAREKETTE BULUNMA SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
14.Ceza Dairesi
Esas:  2013/983
Karar: 2014/7413
Karar Tarihi: 03.06.2014

ÖZET: Cezanın 225. maddede öngörülen cezanın alt sınırından az olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği de gözetilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde suç vasfında yanılgıya düşülerek hüküm kurulması isabetsizdir.

(5237 S. K. m. 44, 105, 225)

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Katılanların evlerinin balkonunda oturdukları sırada sanığın katılanların evinin önüne gelerek pantolonunu indirerek müştekilere doğru cinsel organını göstermesi ve "benden erkeği yoktur. Benden yiğidi delikanlısı yoktur”  demesi şeklindeki eyleminin TCK.nın 105. maddesinde öngörülen cinsel taciz ve 225. maddesinde öngörülen alenen hayasızca harekette bulunma suçlarını oluşturduğu; tek eylemle birden fazla suçun oluşmasına yol açması nedeniyle sanık hakkında TCK.nın 44. maddesi uyarınca fikri içtima kuralları gereğince bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören TCK.nın 105. maddesinin uygulanması gerektiği ve cezanın belirlenmesi esnasında da 225. maddedeki cezanın alt sınırının 105. maddedeki cezanın alt sınırında daha fazla olması karşısında hakkaniyet gereği 105. madde ile belirlenen cezanın 225. maddede öngörülen cezanın alt sınırından az olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği de gözetilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde suç vasfında yanılgıya düşülerek hüküm kurulması,

Kabule göre de;

Teselsül nedeniyle yapılan uygulamada uygulama maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK.nın 232/6. maddesine mualefet edilmesi,

Sanığın tekerrüre esas sabıka kaydı olmasına rağmen tekerrür hükümlerinin uygulanmaması,

Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK.nın 321 ve 326. maddeler uyarınca kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 03.06.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.