18 Temmuz 2018 Çarşamba

BİLİŞİM SİSTEMİNDEKİ VERİLERİ BOZMA YOK ETME SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
8.Ceza Dairesi
Esas:  2015/11682
Karar: 2015/24706
Karar Tarihi: 18.11.2015
  
ÖZET: Şikayetçinin e-mail adresine girdiği anlaşılan …'un da bilgisine başvurulması, ayrıca e-mail şifresinin ele geçirilmesi ve değiştirilmesi eyleminin TCK.nun 244/2. maddesi kapsamındaki suçu, kontör talebinde bulunulmasının ise dolandırıcılık suçunu oluşturacağı da dikkate alınarak sonucuna göre tüm deliller yeniden değerlendirilip hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeye dayanarak hüküm kurulması hükmün bozulmasını gerektirmiştir.

(5237 S. K. m. 244)

Dava ve Karar: Şikayetçiye ait e-mail adresi ve Facebook profilini haksız olarak şifre- sinin ele geçirilip değiştirildiği, daha sonra internet ortamında 100 kontör göndermesi istendiği, kontör göndermediği takdirde her şeyin elinde olduğunu, ekran kartını yakacağını, maddi hasara uğratacağını bildirmesi üzerine şikayetçinin 100 kontör gönderdiğinden bahisle açılan davada; suça sürüklenen çocuğun suçlamayı kabul etmeyip, kendine ait e-mail adresinin de arasıra çalınıp geri iade edildiğini, şikayetçiyi tanımadığını savunması, şikayetçinin Cumhuriyet Savcısına verdiği ifadesinde, ...._@hotmail.com adıyla elektronik posta adresi ve bu adrese bağlı MSN kaydı bulunmakta olup bu mail adresine başka bir hotmail.com adresinden dosya gönderildiğini gelen dosyayı açar açmaz virüs uyarısı geldiğini, MSN'den Hicran isimli arkadaşıyla konuştuğunu düşünerek yazıştığını, bu dosya transferinin de MSN'de yazışırken gerçekleştiğini, gönderilenin okey oyunu hilesi olduğunu söylendiği, bu olayın Ocak ayının 8-9'unda akşam saat 20.00 sıralarında evinde gerçekleştiğini, virüslü dosya gelince arkadaş listesine eklediği Hicranı ve gelen dosyayı bilgisayarından sildiğini, 11.01.2012 tarihinde saat 19.00 sıralarında www.facebook.com isimli siteye s.....@windowslive.com adlı posta adresi aracılığında S.. Ö.. adlı kullanıcıya bağlanmak istediğinde önce girdiğini, ancak kendiliğinden çıkış yaptığını, hareket ettirmeden mause çubuğunun oynamaya başladığını, tekrar Facebooka bağlanmak istediğinde bağlanamadığını, Facebook kullanıcı adı ve şifresinin çalındığını anladığını, annesinin Facebook'undan girdiğinde kendi profilinin online olduğunu görüp, yazdığını, karşıdaki kişinin MSN'den yazışmak istemesi üzerine s.o...@windowslive.com adlı posta adresi aracılığında MSN'de bağlanıp yazıştığında karşısına c..a.@hotmail.com kullanıcısı çıktığı ve sunduğu yazışmayı yaptıklarını, kontör istemesi üzerine İslam adlı arkadaşı aracılığıyla kontör alıp şifreyi verdiğini, onun da Facebook hesabını geri verdiğini belirttiği, ayrıca mahkemede, yazıştığı kişinin bil- gisayar konusuna hakim birisi olduğunu, sanığın bu kişi ile aynı olduğunu düşünmediğini belirtmesi, Microsoft şirketinden gelen cevapta suç tarihinde şikayetçinin e-mail adresine giriş yapanların kendisi ve İ. K. kişi olduğunun bildirildiği, bunun dışında başka girişin tespit edilemediği gibi suça sürüklenen çocuğun el konulan bilgisayar içindeki harddisklerde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporda, çalındığı belirtilen e-mail adresi ve Facebook hesabına ilişkin kayıtlar olmadığı sadece şikayetçinin sonradan bağlantı kurmak üzere kullandığı s.ozger@windowslive.com adlı posta adresi ile yazışmalar olduğunun saptanması, kontör yüklenen telefon numarasının da başka bir kişinin kullanımında bulunması nedeniyle bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunulması, bu telefon hattını arayanlar arasında suça sürüklenen çocuğun amcasının bulunduğunun iletişim kayıtlarından belirlenmesi, telefon hattının ise kayıtlarda S. Ç. adlı kişi adına kayıtlı olduğunun anlaşılması karşısında, kontör yüklenen telefon hattı ile ilgili belgelerin istenmesi ve bu kişinin tanık sıfatıyla dinlenmesi, suç duyurusu üzerine yapılan işlemlerin sorulması ve sonucunun araştırılması, ayrıca şikayetçinin e-mail adresine girdiği anlaşılan İ. K.'un da bilgisine başvurulması, ayrıca e-mail şifresinin ele geçirilmesi ve değiştirilmesi eyleminin TCK.nun 244/2. maddesi kapsamındaki suçu, kontör talebinde bulunulmasının ise dolandırıcılık suçunu oluşturacağı da dikkate alınarak sonucuna göre tüm deliller yeniden değerlendirilip hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeye dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması,

Sonuç: Yasaya aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.11.2015 gününde oybirliği ile, karar verildi.

BİLİŞİM SİSTEMİNİ ENGELLEME, BOZMA, VERİLERİ YOK ETME YA DA DEĞİŞTİRME SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
8.Ceza Dairesi
Esas:  2015/5648
Karar: 2015/24511
Karar Tarihi: 12.11.2015

ÖZET: Sanık hakkında katılan adına ve fotoğrafını kullanarak .... isimli sosyal paylaşım sitesinde hesap oluşturduğu ve katılanın arkadaşlarına hakaret ettiği iddiası ile TCK.nun 136/1, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmasının istenmesine karşın, mahkumiyet hükmünün katılanın sosyal medya hesabının şifresini ele geçirip değiştirerek bilişim sistemini bozduğuna veya erişilmez kıldığına yönelik olması ve TCK.nun 244/2, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle hüküm kurulması isabetsizdir.

(5237 S. K. m. 53, 136, 244) (5271 S. K. m. 225)

Dava ve Karar: Gereği görüşülüp düşünüldü:

İddianamedeki anlatıma göre, sanık hakkında katılan adına ve fotoğrafını kullanarak .... isimli sosyal paylaşım sitesinde hesap oluşturduğu ve katılanın arkadaşlarına hakaret ettiği iddiası ile TCK.nun 136/1, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmasının istenmesine karşın, mahkumiyet hükmünün katılanın sosyal medya hesabının şifresini ele geçirip değiştirerek bilişim sistemini bozduğuna veya erişilmez kıldığına yönelik olması ve TCK.nun 244/2, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK.nun 225. maddesine aykırı davranılması,

Sonuç: Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.11.2015 gününde oybirliği ile, karar verildi.

AÇIĞA İMZANIN KÖTÜYE KULLANILMASI


AÇIĞA İMZANIN KÖTÜYE KULLANILMASI SUÇU


MADDE 209- (1) Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı, verilme nedeninden farklı bir şekilde dolduran kişi, şikayet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukuki sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılır.

SUÇLA KORUNAN HUKUKSAL DEĞER:


Açığa imzanın kötüye kullanılması suçları, ispat araçlarının her türlü sahtecilikten uzak olduğuna ve sözleşmelere ilişkin kamu güvenini zedelemektedir. Suçun düzenlendiği bölüm başlığından da anlaşıldığı üzere bu suçlarla korunmak istenilen hukuksal yarar, kamu güvenidir.

SUÇUN KONUSU:


Maddede tanımlanan suçların maddi konusu, güvene dayalı olarak veya hukuka aykırı olarak elde edilen imzalı fakat kısmen veya tamamen boş olan ve bu haliyle "belge" oluşturmayan bir kağıttır. "Kısmen veya tamamen boş bir kağıt" ibaresini, belge oluşturmayan, tamamlanmış bir hukuki işlemi ifade etmeyen imzalı ve fakat kısmen veya tamamen boş bir kağıt olarak anlamak gerekir. Buna göre, imzalı kağıt üzerinde hukuki işlemin yazılabilmesini sağlayacak derecede bir açıklık bırakılmış olması ve yazılmış bulunan yazıların hukuki bir hüküm ifade etmemesi yeterli ve gereklidir. Maddenin 1.fıkrasındaki suçta fail, kendisine teslim edildiği anda "belge" niteliğinde bulunmayan "belge" haline getirmektedir. Burada imza sahibi, suça konu olan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı kendi isteği ile "belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere" faile teslim etmekte ancak fail bunu "verilme nedeninden farklı bir şekilde" doldurmaktadır. Eğer suça konu olan kağıt faile teslim edilmiş olmayıp da, fail bu kağıdı hukuka aykırı herhangi bir yolla ele geçirmiş ve hukuki sonuç doğuracak şekilde doldurmuşsa bu durumda 209/2.fıkradaki suçtan ve ayrıca belgenin ele geçiriliş biçimine göre dolandırıcılık veya yağma suçundan dolayı failin sorumluluğu söz konusu olmaktadır.

Fail verildiği andaki durumu itibariyle gerçek ve tam bir belgeye ekleme yapılması halinde bu suç değil, belgenin niteliğine göre özel veya resmi belgede sahtecilik suçu işlenmiş olur. Bu suçun konusunu oluşturması için, kısmen veya tamamen boş kağıdın faile teslim edilmeden veya hukuka aykırı olarak ele geçirilmeden önce "imzalı" olması gerekir. İmzanın bizzat fail tarafından atılması veya failin doldurduğu kağıdı mağdura zorla imzalatması halinde bu suç değil, fiilin işleniş biçimine göre senedin yağması veya sahtecilik suçlan oluşabilir.

Açığa imza atan, teslimi bizzat yapabileceği gibi, kendisinin uygun göreceği yöntemler, araçlar veya kişiler aracılığı ile de teslim olduğu gerçekleştirilebilir.

SUÇUN FAİLİ VE MAĞDURU:


a) Suçun Faili: Kendisine sahibinin serbest iradesiyle teslim edilen veya hukuka aykırı herhangi bir biçimde imzalı boş kağıdı ele geçiren ve kullanan herkes bu suçların faili olabilir.

b) Suçun Mağduru: Bu suçların mağduru, suça konu olan kısmen veya tamamen boş olan kağıtta imzası bulunan kişi veya kişilerdir.

SUÇUN MADDİ UNSURU:


a) 209/1. Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru: Kısmen veya tamamen boş ve imzalı kağıdın "verilme nedeninden farklı biçimde doldurulması"dır. Suç, kısmen veya tamamen boş olan kağıdın doldurularak belge haline getirilmesiyle tamamlanmaktadır. Aynca doldurulan belgenin kullanılmış olması aranmamıştır. Boş kağıda yazılan işlemin batıl olması suçun oluşmasını engellemez.

Yargıtay, geçmişte olduğu gibi yeni bir kararında da "24.03.1989 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve yerleşik Yargıtay uygulamaları karşısında, imzalı ve yazısız bir kağıda sahibinin zararına hukukça geçerli bir yazı yazıldığı iddiasının HUMK'nun izin verdiği ayrık durumlar dışında tanıkla ispatının olanaksız olduğuna" karar vermiştir. Bu konuda hukuk mahkemesinde açılmış bir dava varsa, mahkemece CMK'nun 218.maddesi uyarınca bu davanın sonuçlanması ile ilgili olarak "bekletici sorun" kararı verilebilir.

b) 209/2.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru: İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı; hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da "hukuki sonuç doğuracak şekilde doldurmak"tır. Bu durumda, imzalı kağıt teslim veya tevdi edilmemiş, fail bunu hukuka aykırı herhangi bir suretle (örneğin; çalmak suretiyle, hileyle, zorla) ele geçirmektedir. Bu itibarla, 209/2.fıkrada yapılan yollama uyarınca fail belgenin niteliğine göre resmi veya özel belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılacaktır. Ayrıca, belgenin ele geçiriliş biçimine göre failin hırsızlık, dolandırıcılık veya yağma suçundan dolayı da cezalandırılması gerekir.

SUÇUN MANEVİ UNSURU:


Bu suçların manevi unsuru bakımından genel kast yeterlidir. Failin saiki önem taşımaz. Bu suçların taksirle işlenmesi mümkün değildir.

SUÇA ETKİ EDEN NEDENLER:


Bu suçlara ilgili olarak cezanın artırılmasını gerektiren özel bir hüküm öngörülmemiştir. Sahtecilik suçlarına özgü daha az cezayı gerektiren hal (211md.) bu suçlar bakımından da uygulanabilir. Buna göre, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla bu suçların işlenmesi halinde, verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.

SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ:


a) Teşebbüs: Bu suçlar, imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdın doldurulmasıyla tamamlandığından, bu suçlara teşebbüs mümkün değildir.

b) İştirak: Aralarında iştirak iradesi bulunması koşuluyla, boş kağıt kendisine teslim edilen kişi ile, onu dolduran kişi, her ikisi de suçun müşterek faili olarak cezalandırılmalıdır. Bu suçlara, şerik (azmettiren veya yardım eden) sıfatıyla da iştirak mümkündür.

c) İçtima: 212.maddede yer alan özel içtima hükmü uyarınca, suça konu olan belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde hem 209.maddedeki suçtan ve hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur. Bu suçların zincirleme suç biçiminde işlenmesi mümkündür. Maddenin 2. fıkrasındaki suçun işleniş biçimine göre failin bu suçun yanı sıra ilgili suç hükümleri (hırsızlık, dolandırıcılık, yağma gibi) uyarınca gerçek içtima kurulları uyarınca cezalandırılmaları gerekir.

KOVUŞTURMA, GÖREVLİ MAHKEME, SUÇUN YAPTIRIMI VE DAVA ZAMANAŞIMI:


a) Kovuşturma: 209.maddenin 1.fıkrasında yer alan suçun soruşturulması ve kovuşturulması suçtan zarar görenin şikayetine bağlıdır. Şikayet süresi, TCK'nun 73/1.fıkrası uyarınca suçtan zarar gören mağdurun suçu öğrendiği tarihten itibaren altı aydır. Maddenin 2.fıkrasında tanımlanan suç, C. Başsavcılığınca genel hükümlere göre re'sen soruşturulur ve kovuşturulur.

b) Görevli Mahkeme: Maddenin 1.fıkrasında yer alan suç dolayısıyla ağlan davaya bakma görevi asliye ceza mahkemesine aittir.

c) Suçun Yaptırımı: Maddenin 1.fıkrasındaki suçun yaptırımı üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır. İkinci fıkradaki suçun faili ise, belgenin niteliğine göre resmi veya özel belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılacaktır.

d) Dava Zamanaşımı: Bu suçların dava zamanaşımı süresi YTCK'nun 66/1-e bendi uyarınca bu suçların dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır.