20 Haziran 2018 Çarşamba

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
12.Ceza Dairesi

Esas:  2014/1714
Karar: 2014/18859
Karar Tarihi: 29.09.2014

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU - SANIĞIN YAKLAŞIK BEŞ YILDIR GÖNÜL İLİŞKİSİ YAŞADIĞI KATILAN İLE YAPTIĞI TELEFON KONUŞMASINI KAYDETMESİ - SUÇUN NİTELENDİRİLMESİNDE YANILGIYA DÜŞÜLMESİ - HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: Sanığın, yaklaşık beş yıldır gönül ilişkisi yaşadığı katılan S. ile yaptığı özel bir telefon konuşmasını kaydederek, rıza olmaksızın katılan S. in eşi katılan M.a göndermek suretiyle ifşa ettiği olayda; sanığın, tarafı olduğu haberleşmenin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın açıklaması nedeniyle, eylemin TCK. ın maddesine uyan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek olayda uygulama yeri bulunmayan aynı Kanunun maddesi uyarınca hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

(5237 S. K. m. 132, 134)

Dava: Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesine gelince;

Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6352 sayılı Kanunun 81. maddesiyle değişik TCK. ın 134/1. maddesinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup cezanın seçenek olarak düzenlenmemesi karşısında, uygulamada bu yönden isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bu konudaki eleştiriye iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, eksik inceleme ve araştırmaya ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1- Sanığın, yaklaşık 5 yıldır gönül ilişkisi yaşadığı katılan S. ile yaptığı özel bir telefon konuşmasını kaydederek, rıza olmaksızın katılan S. in eşi katılan M.a göndermek suretiyle ifşa ettiği olayda; sanığın, tarafı olduğu haberleşmenin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın açıklaması nedeniyle, eylemin TCK. ın 132/3. maddesine uyan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek olayda uygulama yeri bulunmayan aynı Kanunun 134/1. maddesi uyarınca hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup,

Karar ve Sonuç: Sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUKun 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca, hükmün ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 29.09.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
12.Ceza Dairesi

Esas:  2015/4240
Karar: 2016/256
Karar Tarihi: 13.01.2016

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİN İHLALİ SUÇU - SANIĞIN ESKİ KIZ ARKADAŞI MAĞDUR İLE CİNSEL İLİŞKİYE GİRDİKLERİ ANI CEP TELEFONU İLE KAYDETTİĞİ - GÖRÜNTÜNÜN MAĞDURUN BİLGİSİ VE RIZASI DAHİLİNDE KAYDEDİLİP KAYDEDİLMEDİĞİNİN SAPTANMASI GEREKTİĞİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Sanık ....'in, üç yıl önce ayrıldığı eski kız arkadaşı olan mağdur ... ile beraber oldukları dönemde cinsel ilişkiye girdikleri anı, cep telefonunun kamera fonksiyonunu kullanarak, gizlice kaydettiği iddiasına konu olayda, sanığın söz konusu görüntüyü içeren CD kullanılarak, tanımadığı bir erkek şahıs tarafından kendisine şantaj yapıldığı iddiasıyla kolluğa müracaat edip, CD'yi bizzat kolluk görevlilerine teslim etmesi ve çekimden mağdurun da haberdar olduğunu savunması karşısında, adli emanete alınan CD'ler üzerinde inceleme yapılarak, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip, şikayete konu görüntünün mağdurun bilgisi ve rızası dahilinde kaydedilip kaydedilmediği açıklığa kavuşturulduktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeyle aksi şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, hükmün bozma sebebidir.

(5237 S. K. m. 3, 53, 61, 134) (5271 S. K. m. 232) (ANY. MAH. 08.10.2015 T. 2014/140 E. 2015/85 K.)

Dava ve Karar: Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1- Gerekçeli karar başlığında, görüntülerin yaklaşık 3 yıl önce kaydedildiğine dair mağdurun beyanı ve sanığın savunması nazara alınmaksızın, 19.04.2008 olan suçun işlendiği tarihin, şikayet tarihi olan “19/04/2011” olarak gösterilmesi suretiyle CMK'nın 232/2-c maddesine aykırı hareket edilmesi,

2- Sanık ....'in, üç yıl önce ayrıldığı eski kız arkadaşı olan mağdur ... ile beraber oldukları dönemde cinsel ilişkiye girdikleri anı, cep telefonunun kamera fonksiyonunu kullanarak, gizlice kaydettiği iddiasına konu olayda,

Sanığın, söz konusu görüntüyü içeren CD kullanılarak, tanımadığı bir erkek şahıs tarafından kendisine şantaj yapıldığı iddiasıyla kolluğa müracaat edip, CD'yi bizzat kolluk görevlilerine teslim etmesi ve çekimden mağdurun da haberdar olduğunu savunması karşısında, adli emanete alınan CD'ler üzerinde inceleme yapılarak, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip, şikayete konu görüntünün mağdurun bilgisi ve rızası dahilinde kaydedilip kaydedilmediği açıklığa kavuşturulduktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,

Kabul ve uygulamaya göre de:

TCK'nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, aynı Kanun'un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi, kanuna aykırı,

3- Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 13.01.2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
12.Ceza Dairesi

Esas:  2015/4194
Karar: 2016/258
Karar Tarihi: 13.01.2016

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU - SANIĞIN MAĞDURLARIN ÖZEL YAŞANTILARINI BİR HAFTA ARAYLA GÖZETLEDİĞİ - ALT ÜST SINIR ARASINDA HAKKANİYETE UYGUN CEZAYA HÜKMEDİLMESİ GEREĞİ - ASGARİ HADDEN TAYİN EDİLDİĞİ - ALEYHE TEMYİZ BULUNMADIĞINDAN HÜKMÜN ONANMASI

ÖZET: Sanığın, mağdurların konut içerisindeki özel yaşantılarını bir hafta arayla gözetlediği ve kabul de bu yönde olduğu halde, sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, eylemlerin tamamlandığı da gözetilmeden, eksik ceza tayini; ayrıca, TCK'nın ilgili maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, aynı Kanun'un … maddesi gereğince işlenen fiillerin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından hükmün onanması gerekmiştir.

(5237 S. K. m. 3, 35, 43, 53, 61, 134, 207) (ANY. MAH. 08.10.2015 T. 2014/140 E. 2015/85 K.)

Dava ve Karar: Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanığın, bir hafta arayla, evli olan mağdurların oturdukları evin etrafındaki duvardan atlayıp, yatak odası ve mutfak pencerelerine yanaşarak, mağdurların konut içerisindeki özel yaşantılarını gizlice gözetlediği olayda,

Sanığın, mağdurların konut içerisindeki özel yaşantılarını bir hafta arayla gözetlediği ve kabul de bu yönde olduğu halde, sanık hakkında TCK'nın 134/1, 43/1, 43/2 yollamasıyla aynı Kanun'un 43/1. maddeleri gereğince mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, eylemlerin tamamlandığı da gözetilmeden, TCK'nın 134/1, 43/1, 35/2. maddeleri gereğince mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle sanığa eksik ceza tayini; ayrıca, TCK'nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, aynı Kanun'un 3/1. maddesi gereğince işlenen fiillerin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından, TCK'nın 35/2. maddesindeki teşebbüs hükmünün, aynı Kanun'un 43/1. maddesindeki zincirleme suç hükmünden önce uygulanması gerektiği gözetilmeden, TCK'nın 61/5. maddesine aykırı şekilde hüküm kurulması, sonuç ceza değişmediğinden, bozma sebebi sayılmamıştır.

Anayasa Mahkemesinin, TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir.

Sonuç: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, eleştirilen hususlar dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 13.01.2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.