21 Haziran 2018 Perşembe

DOLANDIRICILIK SUÇU - YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
23.Ceza Dairesi
Esas:  2015/4568
Karar: 2015/6577
Karar Tarihi: 12.11.2015

DOLANDIRICILIK SUÇU - SANIKLARIN KATILANA AİT ARACIN SATILMASI KONUSUNDA VEKALETNAME ALIP ARACIN SATILMASINA RAĞMEN BEDELİ ÖDEMEDİĞİ İDDİASI - KATILAN İLE SANIKLAR ARASINDAKİ İLİŞKİNİN HUKUKİ İHTİLAF OLDUĞU - BERAAT KARARINDA İSABETSİZLİK GÖRÜLMEDİĞİ

ÖZET: Sanıkların, katılana ait aracın satılması konusunda vekaletname aldığı, anlaşma karşılığında senet tanzim ederek verdiği, aracın satılmasına rağmen bedelin ödenmediği iddia edildiği olayda; sanıkların suçlamayı kabul etmedikleri, alınan senedin ödenip ödenmediği konusunun ispat koşulları yönünden hukuki ihtilaf oluşturduğu, taraflar arasında alım-satım sözleşmesinin varlığı da dikkate alındığında, katılan ile sanıklar arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf olduğu anlaşıldığından, sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.

(5237 S. K. m. 157)

Dava ve Karar: Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Katılanın 10.06.2008 tarihinde satış vekaletnamesi verdiği, sanığın aracı 16.06.2008 tarihinde eşine devrettiği, katılanın ayrıca aynı miktarlı senet aldığı, icra takibi başlattığı, sanıklar aleyhinde tasarrufun iptali davası açıldığı, senedin tahsil edilmemesi nedeniyle 13.11.2008 tarihinde Cumhuriyet savcılığına şikayet dilekçesi verildiği dikkate alındığında tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.

Sanıkların, katılana ait aracın satılması konusunda vekaletname aldığı, anlaşma karşılığında senet tanzim ederek verdiği, aracın satılmasına rağmen bedelin ödenmediği iddia edildiği olayda; sanıkların suçlamayı kabul etmedikleri, alınan senedin ödenip ödenmediği konusunun ispat koşulları yönünden hukuki ihtilaf oluşturduğu, taraflar arasında alım-satım sözleşmesinin varlığı da dikkate alındığında, katılan ile sanıklar arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf olduğu anlaşıldığından, sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiş,

Sonuç: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, o yer Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 12.11.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

DOLANDIRICILIK SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
23.Ceza Dairesi

Esas:  2015/16941
Karar: 2015/6507
Karar Tarihi: 12.11.2015

DOLANDIRICILIK SUÇU - UÇUCU MÜREKKEPLİ KALEMLE SENETLERİ İMZALAYIP BORÇLU GÖZÜKTÜĞÜ ASIL SENETLERİ ALMAK SURETİYLE DOLANDIRICILIK SUÇUNU İŞLEDİĞİ - DOLANDIRICILIK SUÇUNDAN CEZALANDIRILMA YERİNE BERAAT KARARI VERİLMESİNİN İSABETSİZ OLUŞU

ÖZET: Sanığın kendisine ait borçlu gözüktüğü senetleri almak için anlaşmak istediğini belirtip bu şekilde avukatın bürosuna giderek uçucu mürekkepli kalemle senetleri imzalayıp borçlu gözüktüğü asıl senetleri almak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; tanık beyanları ve bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın sübut bulan dolandırıcılık suçundan cezalandırılması yerine beraatine karar verilmesi isabetsizdir.

(5237 S. K. m. 157)

Dava ve Karar: Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Sanığın katılana olan borcundan dolayı her biri 10.000 TL olmak üzere toplam 5 adet senet verdiği, senetlerin katılan tarafından cirolanıp daha sonra A.. V.. isimli şahsa teslim edildiği, bu senetlerin vadesi geldiğinde sanık tarafından ödeme yapılmadığı için vadesi gelen ilk iki senedi A.. V..’ın avukatı aracılığıyla icraya koyduğu, bunun üzerine suç tarihinde avukatın ofisine giden sanığın iki adet senedi uçan mürekkepli kalem ile imzalayarak karşılığında borçlu gözüktüğü diğer senetlerini alıp oradan ayrıldığı, böylece sanığın kendisine ait borçlu gözüktüğü senetleri almak için anlaşmak istediğini belirtip bu şekilde avukatın bürosuna giderek uçucu mürekkepli kalemle senetleri imzalayıp borçlu gözüktüğü asıl senetleri almak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; tanık beyanları ve bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; sanığın sübut bulan dolandırıcılık suçundan cezalandırılması yerine yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.11.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

DOLANDIRICILIK SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
15.Ceza Dairesi

Esas:  2016/1389
Karar: 2016/5743
Karar Tarihi: 01.06.2016

NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇU - SANIĞIN KATILANA KENDİSİNİ VALİ YARDIMCISI OLARAK TANITIP YARDIM BAHANESİYLE MENFAAT ELDE ETTİĞİ - TELEFONUN KAYIT SAHİBİ TANIĞIN DİNLENEREK TELEFONU KİMİN KULLANDIĞININ TESPİTİ - EKSİK ARAŞTIRMA - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; mağdurun arandığı telefonun kayıt sahibi ....... adlı tanığın dinlenerek, telefonu kimin kullandığının tesbit edilmesi, Ziraat Bankası Ankara Şubesinde ....... adına açılan sahte hesaptaki imzanın hangi sanığın el ürünü olduğunun ve hesaptan bu şekilde paraların kimin tarafından çekildiğinin belirlenmesi ve sanık .....'nın yeğeni olan .......'nin bu konuda bilgi ve görgüsü alındıktan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği halde eksik araştırma ile karar verilmesi isabetsizdir.

(5237 S. K. m. 58, 157, 158)

Dava ve Karar: Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

1-Sanık .. ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizin incelenmesinde;

5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde, bu talebi inceleme merciinin Yargıtay'ın ilgili dairesi olmasına göre; Sanığın yokluğunda verilen hükmün gerekçeli kararına dair tebligat işleminin usulüne uygun olduğu, buna rağmen sanığın hükme yönelik olarak yasal süresi geçtikten sonra temyiz edildiği anlaşıldığından, sanığın temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,

2-Sanık .. .. hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizin incelenmesinde ise;

Sanığın katılana kendisini Vali yardımcısı olarak tanıtıp yardım bahanesiyle 800 TL haksız menfaatin banka aracılığıyla gönderilmesini sağladığı bu suretle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda,

Sanığın suçlamayı kabul etmediği, mağduru arayan telefon numarasının başkasına ait olduğunun ve paranın yatırıldığı ....... adına açılan hesabın kim tarafından açıldığının belirlenmemiş olması karşısında;

Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; mağdurun arandığı telefonun kayıt sahibi ....... adlı tanığın dinlenerek, telefonu kimin kullandığının tesbit edilmesi, Ziraat Bankası Ankara Şubesinde ....... adına açılan sahte hesaptaki imzanın hangi sanığın el ürünü olduğunun ve hesaptan bu şekilde paraların kimin tarafından çekildiğinin belirlenmesi ve sanık .....'nın yeğeni olan .......'nin bu konuda bilgi ve görgüsü alındıktan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği halde, yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi,

Kabule göre de;

a)Katılan tarafından yatırılan paranın sanıklar tarafından çekilmesi eyleminde, bankanın ödeme vasıtası olduğu ve eyleminin TCK 157/1 maddesi kapsamında dolandırıcılık suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi,

b)Nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken, TCK 158/f- son fıkrası uyarınca adli para cezasının haksız menfaatin iki katından az olamayacağı gözetilmeyerek eksik adli para cezası tayini,

Sanık ........’in tekerrüre esas sabıkası bulunduğu halde, TCK 58 maddesinin uygulanmaması,

Sonuç: Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK 325 maddesi uyarınca, bozmanın hükmü süresinde temyiz etmeyen diğer sanık ... ...’ye sirayetine, sanıkların CMUK 326/son maddesince kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 01.06.2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.