22 Temmuz 2018 Pazar

CEZA MUHAKEMESİ KANUNU'NDA SÜRELER

CEZA MUHAKEMESİ KANUNU'NDA SÜRELER
MADDE
KONU
SÜRE
25
Hakimin reddi
ret sebebinin öğrenilmesinden itibaren yedi gün
41
Eski hâle getirme
engelin kalkmasından itibaren yedi gün
66
Bilirkişinin inceleme süresi
En fazla üç ay (Gerekçeli merci kararıyla en fazla üç ay uzatılabilir.)
74
Gözlem süresi
üç haftayı geçemez (resmi sağlık kurumunun istemi üzerine, her seferinde üç haftayı geçmemek üzere ek süreler verilebilir, toplamı üç ayı geçemez)
91
Gözaltı
***Yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre en fazla oniki saat ***yakalama anından itibaren  yirmidört saati geçemez ***Toplu olarak işlenen suçlarda her defasında bir günü geçmemek üzere üç gün uzatılabilir.
102
Tutuklulukta geçecek süre
***Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en çok bir yıl (Zorunlu hallerde gerekçeli olarak altı ay uzatılabilir) ***Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıl (Zorunlu hallerde üç yılı geçmemek üzere uzatılabilir)
105
Cumhuriyet savcısının tutuklama kararının geri alınmasını istemesi ya da Şüpheli veya sanığın salıverilme istemlerine dair; istemin kabulüne, reddine veya adli kontrol uygulanması hakkında karar verilecek süre
üç gün
108
Tutukluluğun incelenmesi
otuz gün
135
İletişimin tespiti
En çok iki ay (bir ay daha uzatılabilir.) (örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde her defasında bir aydan fazla olmamak ve toplam üç ayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir.)
140
Teknik araçlarla izleme
en çok üç hafta (gerektiğinde bir hafta daha uzatılabilir) (örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde her defasında bir haftadan fazla olmamak ve toplam dört haftayı geçmemek üzere uzatılabilir)
151
Müdafilik görevinden yasaklanma
Bir yıl(altı aydan fazla olmamak üzere iki defa uzatılabilir)
172
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi üzerine yeniden soruşturma açılabilecek süre
Kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay
173
Kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz
Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün
174
İddianamenin iadesi
İddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün
177
Sanığın savunma delillerinin toplanması istemi
duruşma gününden en az beş gün önce
232
Gerekçenin dosyaya konulması
Hükmün açıklanmasından itibaren en geç onbeş gün
247
Çağrılan sanığın çağrıya uyma süresi
işlemlerin yerine getirildiğinin bir tutanak ile saptanmasından itibaren onbeş gün
253
Uzlaşma teklifine cevap
kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün
253
Uzlaştırma işlemlerinin sonuçlandırılması
Belgelerin örnekleri verildikten itibaren otuz gün (Cumhuriyet savcısının kararıyla yirmi gün uzatılabilir)
268
Hakimin ya da mahkemenin kararlarına itiraz
Öğrenme gününden itibaren yedi gün (başkaca hüküm yoksa)
270
Hakimin ya da mahkemenin kararlarına itiraz
Öğrenme gününden itibaren yedi gün (başkaca hüküm yoksa)
276
İstinaf isteminin reddi halinde itiraz
ret kararının  tebliğinden itibaren yedi gün
277
İstinaf istemine cevap
tebliğ tarihinden itibaren yedi gün
291
Temyiz süresi
hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün
295
Süre tutumdan sonra gerekçeli temyiz
temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün
296
Temyiz isteminin reddine itiraz
ret kararının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün
297
Temyize cevap
tebliğ tarihinden itibaren yedi gün
308
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının Daire kararına itirazı
ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün (Sanığın lehine itirazda süre aranmaz)
332
Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından bilgi istemine cevap
on gün
                  
 SÜRELERİN HESABI (Madde 39)
***Gün ile belirlenen süreler, tebligatın yapıldığının ertesi günü işlemeye başlar.
***Süre, hafta olarak belirlenmiş ise, tebligatın yapıldığı günün, son haftada isim itibarıyla karşılığı olan günün mesai saati bitiminde sona erer.
***Süre, ay olarak belirlenmiş ise tebligatın yapıldığı günün, son ayda sayı itibarıyla karşılığı olan günün mesai saati bitiminde sona erer. Son bulduğu ayda sayı itibarıyla karşılığı olan gün yoksa; süre, ayın son günü mesai saati bitiminde sona erer.
***Son gün bir tatile rastlarsa süre, tatilin ertesi günü biter.
***Adli tatile rastlayan süreler işlemez. Bu süreler tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılır.



BASİT YARGILAMA USULÜNE TABİ DAVA VE İŞLER


BASİT YARGILAMA USULÜ (6100 S. K. m. 316-322)


*** Basit yargılama usulünde dava açılması ve davaya cevap verilmesi dilekçe ile olur. Dava ve cevap dilekçeleri Adalet Bakanlığı tarafından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde hazırlanacak yönetmelikte belirlenecek formun doldurulması suretiyle de verilebilir.

*** Basit yargılama usulünde cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak mahkeme durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkansız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus ve iki haftayı geçmemek üzere ek bir süre verebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhal bildirilir.

*** Basit yargılama usulüne tabi davalarda taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi veremezler.

*** Basit yargılama usulünde taraflar dilekçeleri ile birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek; ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadır.

*** Basit yargılama usulünde iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı dava açılmasıyla; savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar.

*** Basit yargılama usulüne tabi davalarda mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.

*** Çekişmesiz yargı işlerinde, niteliğine uygun düştüğü ölçüde, basit yargılama usulü uygulanır.

*** Basit yargılama usulünde daha önce karar verilemeyen hallerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hakim, tarafları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder. Tarafların sulh olup olmadıkları, sulh olmadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılır; tutanağın altı hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.

*** Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.*** Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.

*** Basit yargılama usulünde Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hallerde, hakim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.

*** 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ve diğer kanunlarda basit yargılama usulü hakkında hüküm bulunmayan hallerde, yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır.

*** Paylaştırma ve ortaklığın giderilmesi için satış yapılması gereken hallerde, hakim satış için bir memur görevlendirir. Taşınır ve taşınmaz malların satışı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılır.

*** Diğer kanunların “sözlü” yahut “seri yargılama usulü”ne atıf yaptığı hallerde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun basit yargılama usulü ile ilgili hükümleri uygulanır.

BASİT YARGILAMA USULÜNE TABİ DAVA VE İŞLER


Basit yargılama usulü kanunlarda açıkça belirtilenler dışında, aşağıdaki durumlarda uygulanır:

Sulh hukuk mahkemelerinin görevine giren dava ve işler

Doğrudan dosya üzerinden karar vermek konusunda kanunun mahkemeye takdir hakkı tanıdığı dava ve işler

İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delil tespiti gibi geçici hukuki koruma talepleri ile deniz raporlarının alınması, dispeççi atanması talepleri ve bunlara karşı yapılacak olan itirazlar

Her çeşit nafaka davaları ile velayet ve vesayete ilişkin dava ve işler

Hizmet ilişkisinden doğan davalar

Konkordato ve sermaye şirketleri veya kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin açılacak davalar

Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler

Diğer kanunlarda yer alan ve yazılı yargılama usulü dışındaki yargılama usullerinin uygulanacağı belirtilen dava ve işler

KAYNAK

Adana boşanma avukatı
Adana boşanma avukatı
Adana boşanma avukatı
Adana ceza avukatı
Adana ceza avukatı
Adana ceza avukatı
https://avukat-mustafa-akcal-hukuk-burosu.business.site/

20 Temmuz 2018 Cuma

İRTİKAP SUÇU YARGITAY KARARI


T.C. YARGITAY
5.Ceza Dairesi
Esas:  2014/2938
Karar: 2016/6697
Karar Tarihi: 23.06.2016
  
ÖZET: Sanıklar hakkında irtikap suçundan kamu davası açıldığı, müşteki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bu suçun zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK'nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanununun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek hükümler kurulması hükmün bozulmasını gerektirmiştir.

(3628 S. K. m. 17, 18) (5271 S. K. m. 233, 234, 237) (5237 S. K. m. 43, 53, 55, 250, 257) (YCGK. 12.02.2008 T. 2007/9-230 E. 2008/23 K.)

Dava ve Karar: Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;

İrtikap suçundan zarar gören müşteki Hazinenin vekili aracılığıyla vermiş olduğu 07/01/2014 havale tarihli dilekçeyle davaya katılma isteminde bulunup hükümleri temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında, 3628 sayılı Kanunun 17 ve 18. maddeleri ile CMK'nın 237/2. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak davaya katılan olarak kabulüne, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 12.02.2008 gün ve 2007/9-230 Esas, 2008/23 sayılı Kararı ve hükmolunan ceza miktarına göre sanık ... müdafiin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:

Sanıklar hakkında irtikap suçundan kamu davası açıldığı, müşteki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bu suçun zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK'nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanununun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hükümler kurulması,

Kabule göre de;

Tapu Sicil müdürü olarak görev yapan sanık ...'nin mağdurlar ..., ... ve ...'ten masraf adı altında 50-150 TL arasında değişen miktarlarda paranın kendisine ya da ... Lokantası'na ödenmesi gerektiğini söylemesi, mağdurların yaptıkları ödemelerin yasal bir zorunluluk olmadığını bilebilecek konumda olmaları, hatta bazılarının sanığın bu paraları kendisi için aldığından haberdar olduğunu bilmeleri karşısında, irtikap suçu için yasanın aradığı anlamda bir zorlama ve iknadan söz edilemeyeceğinden sabit görülen eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sonraki düzenlemelere nazaran açıkça lehine olan TCK'nın 257/3. maddesinde düzenlenen zincirleme görevinin gereklerine uygun davranmak için kamu görevlisinin çıkar sağlaması suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç niteliğinde yanılgıya düşülmesi ve ayrıca temel cezalar alt sınırdan belirlenmesine karşın, TCK'nın 250/4. maddesinin uygulanması sırasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin alt sınırdan uygulama yapılması sureti ile yazılı şekilde hükümler kurulması,

Katılan ...'nin babasından kalan arazilerini kardeşleri ile aralarında anlaşarak paylaştıklarını ve bu anlaşmaya göre tapuda işlemlerinin yapılmasından sonra sanık ...'nin “adam başı 100'er TL masrafınız var, bana topla getir dediğini”, kendisinin de dışarıda bekleyen kardeşlerinden toplayarak sanığa verdiğini iddia etmesi Mahkemece'de oluşun bu şekilde kabul edilmesi karşısında, katılan ...'nin kardeşlerinin mağdur sıfatı ile dinlenilmesinden sonra TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması ve katılanın ekonomik durumu araştırılarak tespitinden sonra irtikap edilen menfaatin 700 TL olan değeri de nazara alınarak TCK'nın 250/4. maddesi uyarınca sanığın cezasında makul oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, noksan araştırma ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmesi,

Sanık ... hakkında temel cezalar alt sınırdan belirlenmesine karşın, TCK'nın 55/3. maddesinin uygulamasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin üst sınırdan uygulama yapılması,

Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, O yer C.Savcısı, katılan ... vekili, sanık ... müdafii ve müşteki Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/06/2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.