19 Haziran 2018 Salı

ŞANTAJ SUÇU - YARGITAY KARARI

T.C. YARGITAY
4.Ceza Dairesi
Esas:  2014/12160
Karar: 2014/34028
Karar Tarihi: 25.11.2014

(5237 S. K. m. 107)

Dava: Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Karar: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

TCK'nın 107/2 maddesinde yazılı suçun oluşumu için, yarar sağlamak amacıyla bir kişinin şeref ve saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnad edileceği tehdidinde bulunulması yeterli olup, isnada konu hususların gerçek olması gerekmediği gibi failin elinde isnadı ortaya koyacak belge ve bilgi bulunmasının da şart olmaması karşısında; sanığın, katılan C. S. A.'ın tanıklık yaptığı, diğer katılanların da mağduru oldukları işkence suçuna ilişkin davada sanık olarak yargılandığı sırada görüştüğü kişiler aracılığıyla telefon ettirmek ve bazı kişilerle haber göndermek suretiyle, katılanların şikayetlerinden ve tanıklıktan vazgeçmeleri aksi takdirde çocuklara cinsel istismarda bulunduklarına dair elinde mevcut görüntü ve belgeleri basına vereceğini belirterek ilettiği sözlü mesajların tanık anlatımlarıyla doğrulandığı, bu durumda sanığın sabit olan ve katılanların şeref ve saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususlarda isnatta bulunacağı tehdidini içeren bu eylemi nedeniyle atılı şantaj suçu oluştuğu halde, “görüntülerin gerçekte var olup olmadığının belli olmadığı, bu konuşma içeriğinde şantaj içeren herhangi söz kullanılmadığı, sanığın test amaçlı olarak yaptığını söylediği 1.Ergenekon davası soruşturmasındaki telefon dinlemesinde tespite düşen M. V. isimli şahısla yaptığı 22/06/2008 tarihli telefon görüşmesinde daha çok Adnan hoca ve Adnancılar ifadelerinin geçtiği müştekilerin hiçbirisinin ismen belirtilmediği, M. V. isimli kişinin müştekilerle doğrudan yada dolaylı olarak iletişim kurmadığı” biçimindeki kanuni olmayan ve dosya içeriğindeki kanıtlarla uyumsuz gerekçe ile beraat hükmü kurulması,

Sonuç: Kanuna aykırı ve katılanlar H. B. G., A. M. B., K. İ., H. H. M., B. A. ve T. Y. vekillerinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle hükmün BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25.11.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

KAYNAK

http://benimavukatım.com

ŞANTAJ SUÇU - YARGITAY KARARI

T.C. YARGITAY
6.Ceza Dairesi
Esas:  2015/7779
Karar: 2016/1135
Karar Tarihi: 23.02.2016

ÖZET: Sanık ....'ın, diğer sanık …'dan alacağı olduğunu iddia ettiği; belgesi olmayan, aksi kanıtlanamayan …. TL parayı alabilmek için, sanığın başka birinin eşi ile olan ilişkisini kocasına söyleyeceğinden bahisle telefonlarına cevap vermesini sağlamak ve parayı tahsil edebilme istek ve iradesi ile dosya kapsamındaki tutanak haline getirilen telefon mesajlarını attığı ve sanığın kabulünün de bu yönde olduğu anlaşılmakla, eylemine uyan TCK'nın …, ..maddesinde yazılı şantaj suçundan cezalandırılması yerine, hakkında aksi şekilde hüküm kurulması, hükmün bozma sebebidir.

(5237 S. K. m. 43, 53, 107) (ANY. MAH. 08.10.2015 T. 2014/140 E. 2015/85 K.)

Dava ve Karar: Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay 22.Ceza Dairesinin 18.09.2015 tarihli görevsizlik kararı ile Daireye gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1- Sanık ....'ın, diğer sanık Süleyman'dan alacağı olduğunu iddia ettiği; belgesi olmayan, aksi kanıtlanamayan 10.000,00.-TL parayı alabilmek için, sanığın başka birinin eşi ile olan ilişkisini kocasına söyleyeceğinden bahisle telefonlarına cevap vermesini sağlamak ve parayı tahsil edebilme istek ve iradesi ile dosya kapsamındaki tutanak haline getirilen telefon mesajlarını attığı ve sanığın kabulünün de bu yönde olduğu anlaşılmakla, eylemine uyan TCK'nın 107/1, 43/1. maddesinde yazılı şantaj suçundan cezalandırılması yerine, hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kabule göre;

Sanık ....'ın 23/02/2010 tarihli duruşmada sanık hakkında şikayetinden vazgeçtiğini ifade etmesine rağmen takibi şikayete bağlı sair tehdit suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,

2- Sanık ....'ın, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar TCK'nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına ancak, TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildiği takdirde, kendi altsoyu üzerinde TCK'nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluğunun sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,

3- Sanık ....'ın, kardeşi .... ile birlikte işlettiği kahvehanenin camlarının sanık …. tarafından kırılarak gerçekleştirilen mala zarar verme suçunun takibinin şikayete bağlı olduğu, müşteki ....'ın şikayetten vazgeçtiği ancak ....'ın da söz konusu kahvehanenin işletici olması nedeniyle şikayette bulunma hak ve yetkisine sahip olduğu ve şikayetten vazgeçmediği, suçtan zarar gören birden fazla kişi olduğu durumlarda sanık hakkında şikayetten vazgeçme hükümlerinin uygulanabilmesi için suçtan zarar gören herkesin şikayetten vazgeçmesi gerektiği gözetilmeden, sanık .... hakkında mala zarar verme suçundan düşme kararı verilmesi,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının ve sanık ....'ın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

KAYNAK
http://benimavukatım.com

ŞANTAJ SUÇU - YARGITAY KARARI

T.C. YARGITAY
23.Ceza Dairesi
Esas:  2015/3576
Karar: 2015/6575
Karar Tarihi: 12.11.2015

ÖZET: Sanıkların katılan şirkete ait çeki doldurduktan sonra vefat eden sanık M.. vasıtasıyla, şirket yetkilisine fotokopisini göstererek “isterlerse çekin aslını İstanbul'da 15.000.TL'ye tefecilere bozdurabileceklerini ve hatta bu çeklerin gerisinin de geleceğini belirterek, çek aslını iade etme karşılığında 10.000.TL para” istemeleri şeklindeki sözlerin, sanıkların baştan beri eylemlerinin iştirak halinde 5237 sayılı TCK'nın 107 maddesinde düzenlenen şantaj suçunu oluşturduğu gözetilmeden, eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturmadığından bahisle beraat karar verilmesi yasaya aykırıdır.

(5237 S. K. m. 107)

Dava: Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Sanıklardan D.. K..'in katılan şirket yetkilisinin bacanağı olduğu ve diğer iki sanıkla birlikte suç tarihinden bir süre önce katılana ait işyerinde çalıştıkları, katılanın hesabına ait boş çek yapraklarını kaybettiği ve fakat kendi beyanına göre boş olmaları nedeniyle birşey olmaz diyerek yetkili mercilere müracaat etmediği, bu sırada işyerinde çalışan D.. K..'in boş çek yapraklarını bir şekilde haksız olarak elde ettiği, bilahare sanık Ş.. ile anlaşarak çeki doldurdukları ve diğer sanık M..'i de dahil ederek yaptıkları plana göre sanıklardan M..'in sahte olarak tanzim ettikleri emanete kayıtlı 57.500 TL meblağlı sahte çekin bir fotokopisini katılana götürdüğü, isterlerse çekin aslını İstanbul’da 15.000 TL'ye tefecilere bozdurabileceklerini ve hatta bu çeklerin gerisinin de geleceğini belirterek çek aslını iade etme karşılığında 10.000 TL para istediği, sanıkların bu şekilde atılı suçu işledikleri iddia edilen olayda;

Sanıkların katılan şirkete ait çeki doldurduktan sonra vefat eden sanık M.. vasıtasıyla, şirket yetkilisine fotokopisini göstererek “isterlerse çekin aslını İstanbul'da 15.000.TL'ye tefecilere bozdurabileceklerini ve hatta bu çeklerin gerisinin de geleceğini belirterek, çek aslını iade etme karşılığında 10.000.TL para” istemeleri şeklindeki sözlerin, sanıkların baştan beri eylemlerinin iştirak halinde 5237 sayılı TCK'nın 107 maddesinde düzenlenen şantaj suçunu oluşturduğu gözetilmeden, eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturmadığından bahisle beraat karar verilmesi;

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca bozulmasına, 12.11.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

KAYNAK
http://benimavukatım.com