avukat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
avukat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Aralık 2023 Cuma

ÖĞRETMENİN EK DERS ÜCRETİNE HACİZ KOULABİLİR Mİ?

EK DERS ÜCRETİNE HACİZ KONULABİLİR Mİ?

EK DERS ÜCRETİME HACİZ KONULDU NE YAPMAM GEREKİR.

 

Yargıtay 12. Hukuk dairesi öğretmenlerin maaşlarına yönelik yapılan haciz işlemleri ile ilgili emsal bir karar verdi. Bu karara göre maaş işlemlerinde net gelirin baz alınmaması gerektiğini ek ders gibi sürekli olmayan ücretlere ise haciz işlemi uygulanamayacağını hüküm altına aldı.

NÖBETÇİ İCRA HUKUK MAHKEMESİ

İCRA DOSYA NO               :

ŞİKAYET EDEN/

BORÇLU                              :

VEKİLİ                                 :

KARŞI TARAF/

ALACAKLI                         :

KONU                                   : Memur İşlemini Şikayet hk.

AÇIKLAMALAR                :

1-) Alacaklı … Bankası A.Ş. tarafından müvekkil … aleyhinde Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu ile takip başlatılmıştır.

2-) Müvekkil öğretmen olup maaşından ¼ oranında kesinti yapılmaktadır. Bunun yanında müvekkilin ek ders ücretine de haciz konulmuştur.  

3-) İcra müdürlüğü tarafından yapılan bu işlem İİK 83/a maddesine aykırıdır. Yargıtay 12. Hukuk dairesinin 2015/27694 esas, 2016/4598 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.

HUKUKİ SEBEPLER        : 2004 Sayılı Kanun, ve sair mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER        : …. İcra Müdürlüğü …/e. sayılı dosyası, takip dosyası ve her türlü yasal delil.  

NETİCE-İ TALEP              : Yukarıda detaylı olarak izah edilen ve mahkemenizce resen nazara alınacak sebeplerle; Haklı ve mesnetli Memur Muamelesine dair şikâyetimizin KABULÜ ile şikayete konu işlemin kaldırılmasını ve haksız tahsil edilen paranın tarafımıza iadesine, karar verilmesini vekâleten saygı ile arz ve talep ederiz.

                                                                                                             Davacı Vekili

Memur İşlemini Şikayet

İcra dairelerinin yaptığı işlemler hakkında kanuna aykırı olmasından veya hadiseye uygun olmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu işlem öğrenildiği tarihten 7 gün içinde; ancak, takibin dayanağı olan senet kambiyo senedi vasfını haiz değilse 5 gün içinde yapılır. Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı şikayet her zaman yapılabilir.

İcra mahkemesi tarafından şikayet, kabul edilirse şikayet olunan işlem ya bozulur, ya da düzeltilir. Memurun sebepsiz yere yapmadığı ya da geciktirdiği işlerin icrası emrolunur.

İcra memuru takibe konulan senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte bir ödeme emri tebliğ eder.

Borçlu, alacaklının takip hakkı olmadığını şikayet yolu ile ileri sürebilir.

İcra mahkemesi süresinde yapılan şikayet veya itiraz nedeniyle, usulü dairesinde kendisine gelen işlerde takibin dayanağı olan kambiyo senedinin bu vasfı taşımadığını veya alacaklının kambiyo hukuku gereğince takip hakkına sahip olmadığı hususlarını re'sen dikkate alarak yapılan takibi iptal edebilir.

 

 

21 Aralık 2023 Perşembe

ADIN KORUNMASI - SOYAD DEĞİŞTİRME

 Ad, Soy ad, Müstear

Ad;

Öz ad, soy ad, müstear olmak üzere çeşitli bölümlere ayrılır.

 Öz ad;

Ahmet, Mehmet gibi isimlerdir. Burada önemli olan öz ad koyma yetkisinin kime ait olduğu meselesidir.

-Öz ad koyma yetkisi anne ve babaya aittir. Hatta velayet kendilerinde olmasa dahi anne ve babanın çocuğa öz ad koyma yetkisi vardır.

-Anne ve baba ad koyma konusunda anlaşamamışlarsa hakime başvurabilirler.

Soy ad;

-Anayasa Mahkemesi 2004 yılında kadının, kocasının soyadını alma zorunluluğunu ortadan kaldırmış, kadın kendi soyadını da alabilecektir.

-Çocuklar ise babanın soyadını alır.

-Evlatlık küçük ise evlat edinenin eğer erginse alıp almama konusunda serbesttir.

-Buluntu çocuklara nüfus müdürü tarafından bir ad ve soy ad verilir.

-Atatürk soyadı tek başına isim ve soy isim olarak kullanılamaz.

-Kadın boşanmışsa kocasının soyadını kullanıyorsa kendi soyadına geri döner ancak kocasının soyadını kullanmakta menfaati varsa kocasının izni ile kullanabilir.

-Ad ve soyadın değiştirilmesinde eskiden Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı gerekiyordu şimdi yapılmakta olan değişiklikle birlikte nüfus müdürlüğüne verilecek bir dilekçe ile mümkündür. Eğer baba soyadını değiştirmişse küçük çocuklarda kendi soyadını alır, erginler ise alıp almamakta serbesttir.

Müstear;

Bir sanatçının sanatını icra ederken kullandığı takma isimdir.

Örneğin; Cevat Şakir Kabaağaçlı eserlerinde Halikarnas Balıkçısı adıyla yazıyor. Neşat Ertaş’ın Garip mahlasını kullandığı gibi, edebiyatta buna mahlas denir.

Adın korunması;

-Adına tecavüz edildiğini düşünen, adının haksız yere kullanıldığını düşünen kişi mahkemeye başvurarak adının kullanılmasını engelleyebilir.

 

NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NE

DAVACI                   :

VEKİLİ                     :

DAVALI                   : Nüfus İdaresi Müdürlüğü

D. KONUSU             : Nüfus kaydında soyad değiştirilmesi talebi.

AÇIKLAMALAR    :

1-)  Müvekkil … ili … İlçesi, … Mahallesi/köyü … Cilt No, … Aile sıra no, … sıra noda nüfusa kayıtlı bulunmaktadır.

2-) …’un annesi … ile babası … …, … 2. Aile Mahkemesinin …Esas, … Karar ve … tarihli kararıyla boşanmışlardır. İş bu karar gereği müşterek çocuk …’un velayeti anne …’a verilmiştir. … boşanmadan sonra kocasının soyadını kullanmak istemediğinden eski soyadı olan … soyadını almıştır.

3-) … yılından bu yana annesi ile yaşayan … babasının soyadını kullanmaktan dolayı sorunlar yaşamaktadır. …’un eğitimi ve diğer tüm resmi işleri ile anne … ilgilendiği için sürekli olarak sıkıntılar yaşanmaktadır. …’un annesi ile farklı soyadını taşıması ayrıca sosyal hayatına da etki etmektedir. Her zaman çevresinde bu durumu açıklamak zorunda kalmakta ve bu durum kendisini ziyadesi ile rahatsız etmektedir. Ayrıca psikolojisini de olumsuz yönde etkilemektedir. …’un babası … yılından bu yana kızı ile ilgilenmemektedir ve ayrı şehirlerde yaşamaktadırlar. Müşterek çocuğun tüm sorumluluğu anne … üzerindedir.

4-)  2525 sayılı Kanunun 4. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen; evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babanın seçtiği veya seçeceği soyadını alacağı emredici kuralı, Anayasa Mahkemesinin 2010/119 Esas, 2011/165 Karar ve 08.12.2011 Tarihli kararı ile iptal edilmiştir. Anayasa mahkemesinin bu kararına göre; 21.6.1934 günlü, 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 4. maddesinin ikinci fıkrasının “Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır.” biçimindeki birinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE karar verilmiştir. (EK-1)

5-) Yukarıda belirttiğim nedenlerle …’un soyadının Annesi’nin soyadı olan “…” olarak değiştirilmesi için bu davayı açmak zorunluluğum doğmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER       : Medeni Kanun, Nüfus Kanunu, 2525 sayılı Kanun ve Sair Mevzuat.

DELİLLER                          :

1-) Nüfus Kaydı,

2-) Tanık Beyanları

3-) Anayasa Mahkemesi Kararı

4-) …. Aile Mah. … Esas, … Karar sayılı dosya ve her türlü yasal delil.

İSTEM SONUCU             : Açıklanan nedenlerle, …’un soyadının Annesi’nin soyadı olan “…” olarak değiştirilmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.

BOŞANMA



Boşanma davası Aile Mahkemesinde açılır görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise ya eşlerden birinin bulunduğu yer mahkemesi veya eşlerin son 6 ay bir arada bulundukları yer mahkemesi yetkilidir.

Boşanma konusunda hakim sözlü ve yazılı yargılama usulünü uygulayabilir ve boşanma kararı için boşanma kararı kesinleşmedikçe hüküm ve sonuç doğurmaz. Hakim boşanma davasında talep edilmese dahi ayrılığa karar verebilir ancak ayrılık talep edilmişse boşanmaya karar veremez.

Boşanma sebepleri;

a) Genel boşanma sebepleri;

• Evlilik birliğinin temelinden sarsılması(bu hakimin takdirine bırakılmıştır çünkü bir aile için evlilik birliğini temelinden sarsan sebep bir başka aile için evlilik birliğini temelinden sarsmaz diye. Eski adı şiddetli geçimsizlikti.)

• Evlilik birliğinin yeniden kurulamaması (eşlerden birinin açtığı boşanma davasının kabul edilebilmesi için bu eşin boşanmada daha çok kusurlu olmaması lazım, daha çok kusurlu olan eş boşanma davası açılmışsa bu dava reddedilir ve aynı sebebe dayalı olarak bu iş 3 yıl boyunca boşanma davası açamaz, bu üç yıllık süre içinde eşler tekrar bir araya gelememişlerse eş sırf bu sebebe dayalı olarak boşanma davası açar.

• Anlaşmalı boşanma (anlaşmalı boşanma durumunda evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilir. Anlaşmalı boşanmanın geçerli olabilmesi için evliliğin en az 1 yıl sürmüş olması lazım, eşlerin evlenmenin bütün koşullarında, bütün sonuçlarında velayet gibi, tazminat gibi, nafaka gibi, mal rejimi gibi, malların paylaşılması gibi her türlü konuda anlaşmış olmaları ve eşlerin son duruşmada bir arada bulunmaları şarttır.)

b) Özel boşanma sebepleri;

Zina (zina her ne kadar suç olmasa da bir boşanma sebebidir. Eşlerden birinin zina sebebiyle boşanma davası açabilmesi için bir takım şartlara ihtiyaç vardır. Diğer eşin evlilik birliği dışında başka karşı cinsle cinsel ilişkiye girmesi. Eğer kendi cinsiyle ilişkiye girmişse burada haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası söz konusu olacaktır. Bir diğer şart ise eşin zinayı affetmemiş olması, örneğin; eş zinayı duyunca babasının evine gitti ama geri dönmüşse bu zımni af sayılır, af açık bir şekilde de olabilir. Bir de boşanma davasının zinayı yı öğrendiği tarihten 6 ay ve her halükarda zinanın yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl İçinde açılması lazım, zinanın affedilmesi sadece o olaya ilişkindir bundan sonra sürekli izin belgesi değildir.)

Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (suçtan kasıt kasti olmak şartıyla 1 yıl ve daha uzun süreli hapis cezası gerektiren suçtur, haysiyetsiz hayat sürüyorsa taraflardan biri mesela kadın konsomatrislik yapıyorsa, adam beyaz kadın tüccarlığı yapıyorsa vs haysiyetsiz hayat sürme kabul edilir.)

Cana kast etme ve kötü davranışlar

• Terk (eşlerden birinin terk sebebiyle boşanma davası açabilmesi için diğer eşim evi terkte haklı sebebinin olmaması lazım eğer haklı sebep varsa bu sebeple terk davası açamaz hatta terk sebebiyle boşanma davası açma hakkı evi haklı yere terk eden eşte olur. Örneğin kadın her gün dayak yiyorsa evi terk etmesi halinde koca terk sebebiyle boşanma davası açamaz hatta evi koca terk etmiş sayılır. Terk edilen eş terk olayının üzerinden 4 ay geçmesinden sonra noterden veya mahkemeden terk ihtarnamesi çekip eve dön çağrısı yapılır eskiden bu ihtar mahkemeden yapılırken şimdi ise noterden de yapılabilir.

Terk ihtarnamesinin çerisinde bir eve dönüş çağrısı olacak, anahtarın nerede olacağı belirtilecek, dönüş masrafları karşı tarafa mutlaka tevdi edilmek zorunda olacaktır. Bu ihtarname çekildikten sonra 2 ay daha beklenir 2 ay içinde de eş eve dönmezse sırf bu sebebe dayalı olarak terk sebebiyle boşanma davası açılabilir. Sonuç itibarıyla terk süresinin 6 ay devam etmesi gerekir.)

Akıl hastalığı (burada akıl hastalığının mutlaka evlilik birliğinden sonra meydana gelmesi lazım ve akıl hastalığı sebebiyle şifa bulunamayacağının da mutlaka doktor raporuyla kanıtlanması gerekir.)

Boşanmanın Sonuçları;

Malların paylaşılması (edinilmiş mal rejimine tabii ise evlilik birliği içinde edinilmiş malların sahibi diğerine bedeli öder.)

Velayet (çocukların velayetinin kime verileceği öder.)

Tazminat (burada tazminat maddi ve manevi olmak üzere iki kısımda ele alınır. Tazminat için tazminat isteyecek eşin boşanmada en azından daha az kusurlu olması lazım yani ya daha az kusurlu ya da hiç kusurlu olmaması lazım yani eşit kusurda da tazminat istenemez.)

Nafaka (üç tür nafakadan bahsedilir. Bunlardan birisi tedbir nafakasıdır.

Tedbir nafakası boşanma davasının açılmasıyla kesinleşmesi arasında çocukları yanlarında bulunduran veya fakirleşen eşe verilen nafakadır. Öyleyse bu nafakanın verilmesi için kusur aranmıyor çünkü henüz dava bitmemiş ne olduğu bilinmiyor. Eş hem çocukları yanında bulunduruyor hem de fakirleşmişse hem çocuklar için hem de kendisi için tedbir nafakası alabilir. Tedbir nafakasının sona erebilmesi için boşanma kararının kesinleşmesi yeterlidir. İkinci nafaka ise iştirak nafakasıdır.

İştirak nafakası boşanma kararı kesinleştikten sonra çocukların velayetini elinde bulunduran eşe çocuklar için verilen nafakadır. Bu nafaka için fakirleşme kıstası aranmaz, kusur kıstası da aranmaz, çocuk zaten kişinin çocuğu olduğuna göre giderlerine de katılmak zorundadır.

Üçüncü nafaka türü ise boşanma davasının kesinleşmesinden sonra eşe verilen yoksulluk nafakasıdır. Bu nafakada ise eşin hem fakirleşmesi aranır hem de daha çok kusurlu olmama aranır, tazminattan farklı olarak burada eşit kusur durumunda nafaka istenebilir, bir de yoksulluk lazım.

Yoksulluk nafakasının sona erme sebepleri ise;

• Eşlerden birinin ölmesi

• Nafaka alan tarafın zenginleşmesi

• Nafaka alan tarafın yeniden evlenmesi

bu nafakayı büsbütün ortadan kaldırır.

Not; Burada ki nafaka ile kişiler hukukunda ki bakım nafakası birbirinden farklıdır, bu nafaka eşe verilen nafakadır.

20 Aralık 2023 Çarşamba

DERNEKLER VE VAKIFLAR

 

DERNEKLER

Kâr sağlamak ve bunu paylaşmak dışında bir amaçla en az yedi gerçek veya tüzel kişi tarafından kurulan kişi topluluğu niteliğindeki özel hukuk tüzel kişisidir.

Derneğin unsurları;

Amaç unsuru;

Derneğin amacı kesinlikle kâr sağlamak ve bunu paylaşmak olamaz, derneğin amacı kesinlikle hukuka aykırı, emredici hukuk kurallarına aykırı, ahlaka aykırı bir amaçta olamaz, genellikle sosyal amaçlarla kurulurlar (Köyü kalkındırma derneği, hayvan koruma derneği gibi)

- Dernekler amaçlarına ulaşmak için ticari işletme işletiyorlarsa tacir sayılacaklar, yani her ne kadar kâr amacı olmasa da amaçlarına ulaşmak için ticari işletme işlete biliyorlar.

Kişi unsuru;

- Dernekler en az yedi gerçek ya da tüzel kişi ile kurulabilir.

- Bir Derneğe üye olabilmek için ergin olmak yeterlidir.

- Çocuk derneklerine üye olabilmek için ise 15 yaşını doldurmuş olmak gerekir.

Kuruluş beyanı;

Kurucular hiçbir makam ve merciden izin almadan serbestçe bir derneği kurabilirler. Ancak tüzel kişilik kazanabilmesi için dernek hazırladıkları tüzüğü mahallin en büyük mülki idare amirine sunmak zorundadırlar.

Tüzel kişilik kazanması için tüzüğün valilikçe onaylanması gerekmez valiliğin onayına sunulması yeterlidir. Eğer tüzükte bir eksiklik varsa mülkün en büyük idare amiri eksikliği koruculara bildirir, kuruculara bu konuda süre verir, bu süre içerisinde eğer eksiklik giderilmezse bu sefer derneğin kapatılması için mahallin en büyük idare amiri savcılığa başvurur ve savcılıkta bu iddiayı ciddi bulursa Asliye Hukuk Mahkemesi ne derneğin sonra erdirilmesi için dava açar.

Derneklerin yapısı;

Derneğin üç organı vardır bunlar; genel kurul, yönetim kurulu, denetim kurulu.

Genel kurul;

- Derneğin en üst organıdır.

- Karar organıdır.

- Bütün üyelerden oluşur.

Genel kurul toplantıları;

1) Kuruluş genel kurulu;

Dernek tüzel kişiliği tüzüğünü mahallin en büyük idare amirine sunduğu andan itibaren başlar. Mahallin en büyük idari amiri tüzüğü onayladı andan itibaren altı ay içinde mutlaka dernek kuruluş genel kurul toplantısını yapmak zorundadır. Bu toplantı yapılmazsa dernek kendiliğinden sona erer.

Dernekler hak ehliyetine, hak sahibi olma ehliyetine tüzüklerini valiliğin onayına sundukları andan itibaren yani tüzel kişilik kazandıkları andan itibaren kavuşsalar da fiil ehliyetine zorunlu organların kurulduğu anda yani kuruluş genel kurul toplantısında, zorunlu organları oluşturulduğu anda kazanırlar.

2) Olağan genel kurul toplantısı;

- Olağan genel kurul toplantısı medeni kanuna göre iki yılda bir yapılır, dernekler kanununa göre üç yılda bir yapılır.

- Olağan genel kurul toplantı çağrısını yönetim kurulu yapar.

- Bir olağan genel kurul toplantısının üst üste iki kez yapılamaması derneğin kendiliğinden sona erme sebebidir.

3) Olağanüstü genel kurul toplantısı;

- Olağanüstü genel kurul toplantısının bir süresi yoktur, olağanüstü hallerin varlığı durumunda yapılır. Bu konuda toplantı çağrısını denetim kurulu yapar. Ancak yapmıyorsa Üyeler başvurup en az 1/5 oranındaki üye Asliye Hukuk Mahkemesi’nden olağanüstü toplantı çağrısını yapılmasını isteyebilir, Asliye Hukuk Mahkemesi de içlerinden beş tanesini bu konuda görevlendirir.

Derneklerin genel kurullarının görevleri;

- Genel kurullar karar alma mercileridir. Karar almaya yönelik görevler genel kurulun görevleridir. Bunun dışında yönetim kurulu üyelerini seçmek, denetim kurulu üyelerini seçmek, şubeler açılmasına karar vermek, derneğin sona ermesine (feshine) karar vermek.

- Genel kurullarda ki toplantı yeter sayısı üye tam sayısının yarısından bir fazlasıdır.

- Karar yeter sayısı ise toplantıya katılanların yarısından bir fazlasıdır.

Örneğin; 50 üye varsa toplantı yeter sayısı 26 üyedir,14 üye karar yeter sayısıdır (minimum)

- Derneğin sona ermesi ne ilişkin kararda ise üye tamsayısının 2/3’ü İle karar alır.

Derneklerin karar yeter sayısı hiçbir zaman yönetim ve denetim kurulu üyeleri sayıları toplamından aşağı olamaz.

Derneklerin yönetim kurulu;

- Yönetim kurulu derneği yöneten organdır.

- Yönetim kurulu üye sayısı en az beş asıl beş yedek üyeden oluşur.

Yönetim kurulu üyelerinin mutlaka dernek üyesi olmaları şarttır.

- Yönetim kurulunun en temel görevi derneği yönetmektir.

Genel Kurullar derneklerin yasama organının kısa yönetim kurulu yürütme organıdır. Bunu böyle düşünebiliriz.

- Toplantıları en geç 15 günde bir yapılır, toplantılarında karar alırlar ve temel görevlerine baktığımızda karar almanın yanında derneği olağan toplantıya çağırmak gibi önemli bir de görevleri vardır.

Denetim kurulu;

- Üç asıl üç yedek üyeden oluşur.

Dernekler en az yedi kişi ile kurulurlar ancak derneklerin görevlerine devam edebilmesi için zorunlu organlarını oluşturabilmesi için yedi kişi yeterli olmadığını görüyoruz.

Derneklerin denetim kurulları dernek üyesi olmak zorunda değillerdir.

- Derneklerin denetim kurulunun en temel görevleri denetim fonksiyonudur. Öyleyse bunlar derneğin aslında yargı organıdır.

- Üyeleri yönetim kurulunda olduğu gibi genel kurul tarafından seçilir.

Derneklerin onursal üyeleri;

- Derneklerin onursal üyeleri oy hakları olmayan genel kurul tarafından onursal üye yetkisi verilmiş olan kişilerdir.

- Onursal üyeler oy kullanamayacakları gibi dernek aidatı da ödemezler.

Dernek üyeliğine giriş ve çıkışta kimse zorla alamaz. Dernek üyeliğinden çıkmak için bu durumu mutlaka yönetim kuruluna bir noterden kararname yoluyla bildirmek lazım, ihtarname ile bildirdikten bir ay sonra dernek üyelerinin hak ve yükümlülükleri devam eder.

Derneklerin sona erme sebepleri;

1) Derneklerin kendiliğinden sona erme sebepleri;

Bu durumda hiç kimsenin kararına ihtiyaç yoktur, buna aynı zamanda infisah denir. Bunlar;

- Derneğin amacına ulaşması

- Amaca ulaşmanın imkansızlaşması

- Derneğin borçlarına ödeme de acze düşmesi.

- Kuruluş genel kurul toplantısının altı ay içinde yapılamaması.

- Olağan genel kurul toplantısından üst üste iki kez yapılamaması.

- Yönetim kurulunun kurulamayacak hale gelmesi

2) Mahkeme kararıyla sona erme sebepleri;

- Derneğin amacının sonradan hukuka aykırı hale gelmesi (yetkili mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi)

-Kuruluştaki eksiklikler.

3) Genel kurul kararıyla sona erme sebepleri;

- Genel kurulun en az 2/3 oranında oy ile kabulü gerekir.

Sona eren bir dernek kendiliğinden bitmez, bir tasviye sürecine girer tasfiye süreci sonucunda öncelikle derneğin borçları ödenir, derneğin borçları ödendikten sonra kalan kısım olursa en yakın amaca özgülenmiş en büyük derneğe verilir.


VAKIFLAR

Bir malın sürekli bir amaca özgülenmesinden ibarettir. Vakıflar bir mal topluluğudur. Vakıflara üyelik önceden mümkün değilken 2008 yılında yapılan bir değişiklikle vakıflara üyelik mümkün olmuştur.

Vakıfların amacı;

- Vakıfların amacı derneklerin aksine kâr elde etmekte olabilir. Örneğin; vakıf üniversiteleri

- Vakıflar hukuka aykırı bir amaç için kurulamaz.

Vakıf kurulması (vakıf kurucusu)

Vakıf iki şekilde kurulabilir; bunlardan biri kişi sağlığında kurabilir, ikincisi ölüme bağlı Tasarruf ile yani vasiyetname ile de kurulabilir.

- Sağlığında vakıf kurabilecek kişiler tam ve sınırlı ehliyetlilerdir, sınırlı ehliyetsizler ve tam ehliyetsizler veli yahut vasilerinin İzni olsa dahi sağlıklarında vakıf kuramazlar. Ölüme bağlı tasarrufla yani vasiyetname ile vakıf kurabilecek olanlar yine sınırlı ehliyetlilerdir, tam ehliyetlilerdir ve 15 yaşını doldurmak şartıyla sınırlı ehliyetsizlerdir.

Vakfın kuruluş beyanı;

Vakfın kuruluş şartları gerçekleştiğinde yani sağlığında vakıf kuruyorsa vakıf senedi imzalandığında, vasiyetname ile vakıf kurmuşsa vakfeden öldüğünde noter ya da ilgili organ Sulh Hukuk Mahkemesi bu dururmu Asliye Hukuk Makkemesine bildirir, Asliye Hukuk Mahkemesi temel özelliklere bakar, Vakfı kendi nezdinde tuttuğu vakıf siciline tescil eder, böylelikle vakıf tüzel kişilik kazanır.

Bundan sonra söz konusu keyfiyeti bir ay içerisinde vakıflar genel müdürlüğüne bildirir (başbakanlığa bağlı tüzel kişiliği olan bir kamu tüzel kişisidir),o İse vakfı resmi gazetede yayınlar. Resmi gazetede yayınlandıktan sonra vakıf görevine başlar.

Vakfın organları;

- Vakfın içerisinde mutlak bahar olması gereken organ yönetim organıdır.

Vakıflarda genel kurul yoktur ve denetim organı zorunlu organ değildir. Ancak vakfeden başka organların kurmasını isteyebilir.

Vakıfların yönetim organı bir kişiden oluşabilir eğer bir vakfın yönetim organı bir kişiden oluşuyorsa böyle organı mütevelli denir, eğer birden çok kişiden konuşuyorsa buna mütevelli heyeti denir.

Vakfın sonra verme sebepleri;

1) Kendiliğinden sona erme;

- Vakfın amacına ulaşması

- Vakfın amacına ulaşmasının imkansızlaşması

- Vakfın borçlarının ödeme da acze düşmesi

2) Mahkeme kararıyla sona erme sebepleri;

- Vakfın amacının hukuka aykırı hale gelmesi, ahlaka, adaba aykırı hale gelmesi.

Vakıflarda örneğin genel kurul yoktur dolayısıyla genel kurul toplantılarının yapılamaması gibi nedenlerle sona ermesi söz konusu değildir.


adana ceza avukatı

adana boşanma avukatı

EVLENME


Eşlerin bir arada yaşama iradeleridir.

Evlenme şartları;

1 )Maddi şartlar;

- Ayırt etme gücüne sahip olmak (ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez ve her nasılsa evlenmişlerse evlilikleri kesin hükümsüzlükle sakat olur.)

- Evlenme yaşı (olağan evlenme yaşı 17 dir,17 yaşını doldurmuş kişi veli veya vasisinin izni ile evlenebilir, 16 yaşını doldurmuş kişi ise acil durumlarda aile mahkemesinin izni ile evlenebilir ve evlenen bu kişiler ergin sayılırlar.)

- Evlenme yasakları (kesin ve kesin olmayan evlenme yasakları vardır.)

Kesin evlenme yasakları;

Kesin evlenme yasaklarında evlilik yapılamaz eğer yapılmışsa kesin hükümsüzlükle sakattır ve iptal edilir.

Bunlar; akıl hastalığı, mevcut evlilik (bunun istisnası vardır, bir kişi her nasılsa ikinci evliliğini yapmışsa ve evlenilen eş iyi niyetliyse bu arada diğer evlilik bir şekilde sona ermişse bu durumda ikinci evlilik en başından beri geçerli olur.)

Yakın hısımlık (Bir kişi kaçıncı dereceden olursa olsun altsoyu ile, üstsoyuyla, üçüncü derece dahil yansoyuyla, evlilik ilişkisi bitse bile eski kayınvalide, kayınpeder, damat, gelin, üvey anne, üvey baba, üvey çocuk, evlatlık ile, evlat edinen ile, bunların eş ve çocuklarıyla evlenemez)

Kesin olmayan evlenme yasakları;

Burada evlilik yine yapılamaz, bu durumda nikahı kıyan memur “ben bu nikahı kıymam” diyecek, “evlenme de yasak var diyecek” ancak her nasılsa evlilik yapılmışsa evlilik artık geçerli olur.

Bunlar;

Bekleme süresi (kadın bir şekilde evliliği sona erdikten sonra 300 gün içerisinde evlenemez),

- Veli ya da vasi inin izni olmaması (aslında bu durumda veli yada vasi bu nikahı sona erdirebilir ancak iki durumundan dolayı kesin olmayan evlenme yasağıdır bunlardan birisi,eşler Bu durum ortaya çıktığında 18 yaşını doldurmuşlarsa evliliğin iptali istenenmez, diğeri ise eğer kadın hamile ise yine evliliğin iptali istemez)

- Bulaşıcı hastalık (Bu durumda evlilik yapılamaz ama her nasıl yapılmışsa evlilik geçerlidir.Medeni Kanun bu hastalıkları saymıştır; Tüberküloz, bel soğukluğu, yumuşak şanki gibi. Hatta tüberküloz durumunda evlilik altı ay ertelenir hâlâ geçmemişse altı ay daha evlenmenin ertelenmesi uzatılıyor.)

2) Şekli şartlar;

a) Evlenmeden önceki şekli şartlar;

- Eşlerin mutlaka yerleşim yerlerindeki evlendirmeye yetkili memurlardan birisine başvurması gerekir. Eşler yerleşim yerlerindeki bir yerden evlendirmeye izin belgesi alırlarsa bulundukları yerde veya yurtdışında konsolosluklarda evlenebilirler. Evlendirmeye izin belgesini süresi ise altı aydır

b) Evlenme sırasında ki şekli şartları;

- Evlenmenin resmi memur önünde yapılması (resmi memurdan kasıt; belediye başkanı, nikah memuru, il ve ilçe nüfus müdürleri, köy muhtarı,gemi seferdeyken uluslararası sularda bir nikah iradesi olmuşsa bunu gemi kaptanı seyir defterine yazar ve en yakındaki Türkiye’de vardığı evlendirmeye yetkili memura bildirir.)

- Eşlerin birbirlerine uygun beyanları (evlenme de sözlü şekil vardır yani sözlü şekilde yapıldığı anda sözleşme tamam olur. Eşlerin nikah memuruna evet kabul ediyorum gibi beyanları evlenmeyi sağlar, taraflar evet dedikten sonra imza atılmasa bile damat ‘evet’ dedikten sonra ölse bile gelin artık eşi olduğu için mirasçısı olur.)

- En az iki tanığın bulunması.

c) Evlenmeden sonraki şekli şartlar;

- Evlenmeden sonra nikahı kıyan memur durumu 30 gün içerisinde tarafların nüfus idarelerine bildirir.Nufus idaresi de gelinin nufus kaydını damadın bulunduğu yerde ki nufus kaydına geçirir.

Evlilikte Eşlerin Hak ve Yükümlülükleri:

- Çocuklar üzerinde velayet hakkı (çocuklara ad konulması,bir eğitim yuvası belirlenmesi,velayetin götürülmesinde eşler birlikte hareket ederler.)

- Evlilik birliğini temsil hakkı

(2001 yılındaki yasa değişikliğinden sonra evin reisinin erkek olduğu yönündeki hüküm değiştirilmiş artık yönetim hem erkeğe hem de kadına ait sayılıyor. Evlilik birliğini temsili iki gruba ayırmak gerekir bunlardan birisi olağan işlerde temsildir, olağan işlerde temsil evliliğin yürütülmesi için mutat işlerdir, olağan İşlerden kasıt bakkal, manav, kasap, alışverişi gibi günlük işlerdir, burada eşler birlikte temsil edebilirler, edecekler diye bir şey yok evlilik birliğini tek başına temsil edebilirler, eşlerin olağan işlerde meydana getirmiş olduğu masraflardan dolayı diğer eş de müteselsilen sorumludur. Olağanüstü İşlerin ise mutlaka eşlerce birlikte yapılması gerekmektedir. Bir araba alınması, bir çocuğu evlat edinilmesi, bir ev alınması, hatta eve yeni beyaz eşya alınması gibi durumlarda mutlaka eşlerin birlikte davranması lazımdır. Eşlerden birisi eğer burada tek başına hareket etmişse meydana gelen masraftan dolayı sonuç olarak tek başına sorumlu olacaktır.)

- Mal rejimi seçme hakkı.

Eşler mal rejimini seçme hakkına sahiptir. Eşler eğer bir mal rejimi seçmemişlerse mal ortaklığı ya da mal ayrılığı rejimlerine tabi olmamışlarsa eşler konusunda resmi mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir.

Edinilmiş mallara katılma rejimi;

Edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin evlilikten sonra aldığı mallar daha sonra boşanma esnasında veya ölüm sırasında eşit sayılacak diğer mallar da buna edinmiş sayılacak.

Ancak boşanma gerçekleşinceye kadar veya ölüm oluncaya kadar mal eşin kendisinin sayılır, kimin üzerineyse onun sayılır ancak boşanma ya da ölüm durumunda katılım bedeli olarak evlilik birliği sonrasında edindiği malların yarısını bedensel olarak isteyebilir. Yani malları ikiye bölüp almıyoruz, evlilik bir şekilde sona erdiğinden itibaren miktarsal olarak bedel sen olarak bunun yarısını istiyoruz.

Eşler üstlerine olan mal üzerinde aile konutu hariç olmak üzere diledikleri tasarrufu yapabilirler ancak burada evlilik birliğini sona erme sinden sonra paylaşmada yarılama söz konusu olur.

a) Edinilimiş mallar;

Edinilmiş malların içeriğine şunlar girer;

- Eşlerin emeğinin karşılığı olarak elde ettiği mallar (ev hanımlarının da çalıştıkları ev hanımlığı ile buna katkı sağladıkları kabul edilir.)

- Sigorta tazminatları (eğer emekli olmuşsa emekli ikramiyesi edinilmiş mal sayılır.)

- İş gücü kaybından elde edilen bedeller (maddi tazminat)

-Şahsi malarrın gelirleri (Adamın gençliğinde veya daha sonra babasından kalan bir mal varsa bu edinilmiş mal sayılmıyor ancak bunların gelirleri edinilmiş mal sayılıyor.)

- Edinilmiş mal yerine geçen diğer edinimler

b) Şahsi mallar;

Şahsi mallar paylaşıma tabi olmayan mallardır.

- İvazsız olarak elde edilen edinimler (miras,milli piyangodan para çıkması,miras malı kesinlikle edinilmiş mal sayılmaz şahsi mal sayılır,bunlar daha sonra paylaşıma tabi olmaz)

- Manevi tazminatlar (maddi tazminatlar her ne kadar tarafların malı sayılsada yani edinilmiş mal sayılsa da manevi tazminatlar şahsi mallara tabidir.)

- Kişisel kullanıma ayrılmış mallar (takılar gelinin sayılır)

- Evlenmeden önce elde edilen edinimler

- Şahsi mal yerine geçen edinimler

Edinilmiş mallara katılma rejimi sona erme sebepleri:

- Eşlerin başka bir mal rejimini benimsemeleri (eşler mal ayrılığı rejimine veya mal ortaklığı rejimine geçmek istiyorlarsa noterden bu senedi yaparlar ve nufus müdürlüğüne tescil ettirirler böylelikle sona erebilir.)

- Ölümle sona erebilir.

- Gaiplikle sona erebilir.

- Ölüm karinesi ile sona erebilir.

- Boşanma ile sona erebilir (aslında boşanma davaları kesinleşmeden sonuç doğurmaz ancak istisna olarak mal rejimi boşanma davasının kesinleşmesi ile değil,boşanma davasının açılmasıyla sona erer.)

Eşlerin Yükümlülükleri:

- Birlikte yaşama yükümlülüğü (bunun istisnaları vardır ayrı yerlere tayin olmaları gibi yada hakim boşanma davası sırasında talep edilmese bile 1 ile 3 yıl arası bir ayrılığa karar verebilir.)

- Çocuklara bakım yükümlülüğü (her iki eşinde görevidir,her iki eşte birbiriyle çocukların bakımı konusunda anlaşacaklar)

- Masraflara katılma yükümlülüğü (eski medeni kanunda aile reisi koca olduğu için masraflara koca katlanıyordu ancak yeni kanunla birlikte eşler evlilik birliğini birlikte temsil ettikleri ve evlilik birliğinin masraflarına katılmak zorundadır.)

-Sadakat yükümlülüğü (cinsel anlamda sadakati içerir,yani eşler evlilik birliği dışında bir başka kişiyle cinsel münasebet içerisine girmeyecek.)

Evlilik Birliğinin Korunması;

Burada bahsedilen evlilik birliğinin hakimce korunmasıdır. Evlilik birliğinde ki tedbirler şunlardır;

- Nasihatta bulunma (yani eşler hakime başvurabilirler, hakim de bunlara evlilik birliği konusunda nasihatta bulunabilir.)

- Ayrılık kararı (burada hakimin ayrılık kararı boşama değildir hakim burda ''siz birbirinizden sıkılmışsınız öyleyse gidin biraz kafanızı dinleyin'' 1 sene ile 3 sene arasında ayrılık kararı verebilir.)

- Borçlulara emir verme (eğer eşlerden biri evlilik birliğinin masraflarına katılmıyor, sırf diğer eşi katılıyorsa,masrafları tek başına yerine getiren eş mahkemeye başvurur ve hakime ''eşim evlilik birliğinin masraflarına katılmıyor,eşiminde filanca kişiden alacağı var,mümkünse o borçluya emir ver o borcu bana ödesin'' der,hakimde bu başvuruyu haklı bulursa bu borçluya emir verir)

Evliliğin Sona Erme Sebepleri:

- Ölüm

- Ölüm Karinesi

- Gaiplik (gaiplikte evlilik kendiliğinden sona ermez, gaiplik kararının ardından diğer eşin evliliğin feshi davası açması gerekir.)

- Evlenmenin yokluğu (evlenmenin yokluğu üç durumda söz konusu olur bunlardan birisi evlenmenin resmi memur önünde yapılmaması, aynı cinsten iki kişinin evlenmesi de bir yokluk sebebidir,mutlaka farklı kişilerin evlenmesi gerekir,tarafların irade beyanlarının esaslı noktaları üzerinde uyuşmaması,yani nikah memuruna karşı taraflardan birinin evet beyanının bulunmaması durumunda evlilik yoklukla sakat olur.)

Not: Yokluğun iptali için dava açılamaz ancak tespiti için dava açılabilir

- Evlenmenin kesin hükümsüzlüğü (eski ismiyle mutlak butlanında şöyle bir durum vardır, evlenmenin kesin hükümsüzlüğünü herkes her zaman iddia edebilir ve ileri sürebilir,demek ki  bu konuda bir kişi ve süre sınırlaması yoktur.Evlenmenin kesin hükümsüzlüğü durumunda bu hal geçmişe yürümez amaç evlilik birliği içinde doğan çocuğun mesebinin sağlam olmasıdır.)

Evliliğin kesin hükümsüzlük sebepleri şunlardır;

- Akıl hastalığı (eşlerden birinin evlenme anındaki akıl hastası yani ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunması)

•Mevcut bir evliliğin söz konusu olmasıdır

•Yakın hısımlık

•İki tanığın bulunmaması

- İptal edilebilirlik (bunların içerisinde ayırt etme gücünden geçici yoksunluk var, yanılma var, hile var ve korkutma var. Burada evliliğin iptalini herkes değil sadece taraflar isteyebilir. Burada süreler yanılma ve hile halinde bunun öğrenildiği, korkutmada ise tehdidin ortadan kalktığı tarihten itibaren 6 ay ve her halükarda 5 yıl içerisinde evliliğin iptali istenmek zorundadır.)

Not: Ayırt etme gücünden sürekli yoksunluk evliliğin kesin hükümsüzlük sebebiyken ayırt etme gücünden geçici yoksunluk ise iptal edilebilirlik yani kısmi hükümsüzlük sebebidir.


adana boşanma avukatı

adana ceza avukatı

SOYBAĞI

Bir soy bağı ya anneyle kurulur ya da babayla kurulur.

Anne ile soy bağı kurulması;

Anne ile soy bağı ya doğumla ya da evlat edinme ile kurulur.

Baba ile soy bağı kurulması;

- Baba ile soy bağı doğumla kurulabilir (bu konuda babalık karinesi vardır, babalık karinesinde evlilik birliği içinde doğan çocuk kocanındır ve evlilik birliği bittikten sonra 300 gün içinde doğan çocuk eski kocanındır. Burada eğer birinci karine ile ikinci karine çatışırsa yani evlilik birliği içinde doğan çocuğun kocanın olduğu karine üstün sayılır.)

- Baba ile soy bağının kurulmasında bir diğer durum ana ile evliliktir (çocuğun annesi ile evlenen her erkek baba olmaz, anayla evlenecek olan erkeğin mutlaka biyolojik baba olması lazım. Örneğin çocuk evlilik birliği dışında doğmuştur daha sonra anne ile baba evlenmişse çocuğun soy bağı babayla kurulmuş olur, üstelik çocuk doğduktan sonra anne ile baba evlenmiş dahi olsa soy bağı doğumla birlikte kurulmuş sayılır.)

- Tanıma (tanıma tek taraflı bir irade beyanıdır, tanımada bir kişi çocuğun babası olduğunu beyan eder öyleyse tanıma çocukla karşılıklı anlaşarak verilecek bir karar değildir, tanıma tek taraflı bir hukuki işlemdir. Tanıma üç şekilde olabilir;

• Noterden tanıma senediyle

• Nüfus müdürlüğüne beyan ile

• Vasiyetname ile olur

Tanıyan kişinin yakınları veya tanıyan kişi tanımada yanıldığını daha sonra iddia ederek tanımanın iptalini isteyebileceği gibi tanınan çocukta daha sonra soy bağının reddini isteyebilecektir.)

- Evlat edinme

- Babalık davası

Babalık davasında iddia; davalı erkeğin biyolojik baba olduğudur, burada davalı; baba olduğu iddia edilen erkektir. Davacı; çocuk veya anadır.

Çocuk 18 yaşını doldurduktan sonra bu davayı açabileceği gibi çocuğa bir kayyım da atanması suretiyle bu davayı açabilir.

Ana bu davayı açtığında tazminat ta isteyebilir. Burada ispat yükü; cinsel birlikteliğin mutlaka ana tarafından kanıtlanması gerekir.

Burada davalı erkek bir başkasının baba olduğunun daha yüksek ihtimal olduğunu iddia ederse ve bunu da ispat ederse ispat yükümlülüğü karşı tarafa düşer.

Soy bağının reddi;

Soy bağının reddin de iddia; baba olarak kabul edilen erkeğin biyolojik baba olmadığıdır. Davacı; baba olduğu iddia edilen kişi olabilir, çocuk olabilir veya Cumhuriyet Savcısı olabilir. Cumhuriyet savcısı bu davayı re sen açabileceği gibi bir başkasının talebiyle de açabilir.

Not; Bir çocuğun tanınması için mutlaka çocuğun bir başkasıyla soy bağının kurulmamış olması lazımdır. Eğer tanıyan kişi tanıdığı çocuğun bir başkasıyla soy bağı varsa öncelikle soy bağının reddini ister bunun için Cumhuriyet Savcılığına başvurur.

Soy bağının reddinde davalı; davacı baba ise çocuk ve anadır, eğer davacı çocuk ise baba olarak bilinen kişi ve anadır, eğer davacı Cumhuriyet savcısı ise davalı çocuk, baba ve anadır.

adana boşanma avukatı

adana ceza avukatı

 

DAHİLİ DAVALI ÖRNEK DİLEKÇE

 ... İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

DOSYA NO                          :

DAHİLİ DAVALI

TALEBİNDE BULUNAN  :

VEKİLİ                                 :

KONU                                   : Dahili davalı talebi hk.

AÇIKLAMALAR                :

Yukarıda esası bildirilen mahkemeniz dosyasında dava konusu taşınmaz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Kentsel Dönüşü Kanunu kapsamında olup taşınmaz hakkında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmıştır. Bu sözleşme çerçevesinde müvekkil şirket bu inşaatın yapım işini üstlenmiştir.

Davacı, iş bu sözleşmeye onay vermemiş ve mahkemenizde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına karşı huzurdaki davayı  açmıştır. Müvekkil şirketin bu inşaatın yapımı işini üstlenmesi nedeniyle mahkemenizce verilecek karar müvekkil şirketi de etkileyeceğinden mahkemeniz dosyasına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yanında dahili davalı olarak eklenmesini sayın mahkemeden arz ve talep ederiz.

                                                            Talepte Bulunan Vekili

                                                              Av.

13 Ağustos 2018 Pazartesi

AVUKATLIK HİZMET SÖZLEŞMESİ

AVUKATLIK HİZMET SÖZLEŞMESİ


AVUKATLIK HİZMET SÖZLEŞMESİ

İŞ SAHİBİ     : ……… ……… ŞİRKETİ
ADRESİ        : …… ……… ……. ………/……..
AVUKAT      :
ADRESİ        : …… ……… ……. ………/……..

…. …… Şirketi ile Av. … …… arasında Avukatlık Kanunu uyarınca aşağıdaki şartlarla işbu sözleşme …/…/… tarihinde akdedilmiştir.
İş bu sözleşmede …… ……. Şirketi ‘ŞİRKET’, Av. ……. …… ise ‘AVUKAT’ olarak anılacaktır.

Madde 1- Kapsam;

Bu sözleşme imzalanmakla AVUKAT, şirket tarafından kendisine verilen, ŞİRKETİN leh veya aleyhinde açılmış ve açılacak davalar ile icra takiplerini tüm aşama ve gerekleriyle yerine getirerek avukatlık hizmetini icra eder.

ŞİRKET yetkililerinin ve çalışanlarının kişisel iş ve davaları bu sözleşmenin kapsamı dışındadır. Talep halinde bunların ücreti ayrıca değerlendirilir.

Madde 2- Ücret ve Avans;

Yukarıda belirtilen mesaisine karşılık olmak üzere ŞİRKET tarafından AVUKATA aylık olarak … -TL ödenecektir. KDV ve stopaj şirkete ait olmak üzere, serbest meslek makbuzu karşılığında ödenecek olan bu ücret en geç her ayın ….inci iş günü akşamına kadar ödenir.
Yapılacak hizmetlerin şehir merkezi dışında olması halinde (yol, yemek, konaklama.. vb.) giderler avukata peşin olarak ödenir. Avukatın ŞİRKETE ait iş sebebiyle bürosundan bir günden fazla ayrı kalması halinde ayrıca ............ -TL günlük ücret ödenir.

Bir sözleşme dönemi içinde avukatlık ücretinin ……. kez (…… ay) hiç ödenmemesi veya …. kez (…. ay) gecikerek ödenmesi halinde avukat tarafından sözleşmenin haklı sebeple fesih hakkı doğar. Bu durumda dönem sonuna kadar olan ücret alacakları muacceliyet kazanır ve yasal faiz ile talep hakkı doğar.

Ayrıca ŞİRKET, yapılacak işlemlerin masrafları için AVUKATIN isteyeceği avansı da zamanında ödemeyi yüklenmiştir. AVUKAT da, işlem(ler) gerçekleştikten sonra yapmış olduğu harcamaları gösterir makbuz ve sair evrakları -yahut tarafından onaylanmış birer örneğini- ŞİRKETE her aybaşında ulaştırmayı yüklenmiştir.

Madde 3- Çeşitli Hükümler;

a) AVUKAT bu sözleşme nedeniyle üstlendiği işi, yasalar ve meslek kuralları uyarınca sonuna kadar takip edecektir. Yapılacak iş, AVUKAT tarafından bizzat ve gerektiğinde yanında çalışan avukat ve katip vasıtasıyla yürütülür; ancak sorumluluk AVUKATA aittir. İşin tevkilen başka avukat tarafından yürütülmesi hali ayrı bir ücreti gerektirmez.

b) AVUKATIN yapacak olduğu iş, açılmış bulunan dava ve icra takiplerinde ŞİRKETİ temsil etmesi, ya da açılacak olan dava ve takiplerde ŞİRKETİ temsil etmesi, ya da her türlü resmi-özel kurum, kuruluş, özel ve tüzel kişiliklere başvurma, yazışma işlemlerini usulüne göre yerine getirmektir. Bunun için AVUKATA, ŞİRKETÇE hangi iş ile ilgili olarak görevlendirildiğine yönelik üst yazıyı içerir görevlendirme yazısı tebliğ edilmedikçe AVUKAT, o işi yapmakla sorumlu değildir ve ŞİRKET de o işten dolayı AVUKATIN, ŞİRKETİN bilgisi dışında işlem yapmasından sorumlu değildir.

c) ŞİRKET, bu sözleşmenin tarafı olan AVUKATIN yazılı muvafakatini almadan, görülmekte olan işleri başka bir avukata veremez. Aksi durumun gerçekleşmesi halinde, AVUKATIN sözleşmeden kalan ücretin tamamını isteme ve sözleşmeyi fesih hakkı doğar.

d) ŞİRKET, görülmekte olan dava ve takibin sulh, ibra veya feragatle sonuçlanmasını istediği takdirde bu talebini AVUKATA yazılı olarak beyan eder. Bu gibi durumlarda AVUKATIN ücretinden kesinti yapılamaz.

e) AVUKAT, takip ettiği tüm dosyalar üzerinde yapılan her bir kalem işlem hakkında öncelikle son durumları hakkında güncel bilgiyi –dava dosyalarında, onaylı duruşma tutanakları ile beraber- rapor olarak hazırlamayı ve akit tarihinden itibaren bir ay içerisinde ŞİRKETE ulaştırmayı; ardından her dosya üzerinde gerçekleşen ve gerçekleşecek olan tüm işlemler –güncel onaylı duruşma tutanakları dahil- hakkında her aybaşında rapor olarak bilgi vermeyi taahhüt eder. Aksi halde ŞİRKET, akdi feshederek, gerekli ilgili makamları haberdar ederek harekete geçirir ve yasal tüm haklarını kullanır.

Madde 4- Özel Hükümler;

a) ……………
b) ……………
c) ……………

Madde 5- Sözleşmenin Feshi;

Sözleşme ŞİRKETÇE tek taraflı olarak feshedilirse, AVUKAT sözleşme süresinden kalan ücretin tamamını isteme hakkını kazanır.
Ne var ki AVUKAT meslek kurallarına uymaz ve ŞİRKETE karşı sözleşme kapsamındaki sorumluluklarını tam olarak yerine getirmez yani; ŞİRKETİN haklarını korumaz, gerekli yazışmaları gerçekleştirmez, gerekli ihtarnameleri çekmez, dava ve icra dosyalarını gereken tüm aşamalarıyla takip etmez, dava ve icra takipleri kapsamındaki gerekli yazışmaları ve süreli işlemleri zamanında yerine getirmez, mazeretsiz olarak duruşmalara katılmaz, burada sayılmayan ve Avukatlık Kanununda belirtilmiş işbu sözleşmeye uyarlanabilecek diğer sorumluluklarını yerine getirmezse ve ŞİRKET açıkça AVUKATIN sorumluluğunu ihmalinden kaynaklanarak zarara uğramışsa ŞİRKET, ilgili makamları haberdar ederek harekete geçirir ve zararının AVUKAT tarafından tazmini için gerekli tüm yasal haklarını kullanır. Sözleşme bir daha akdedilmeksizin fesholunur.

AVUKAT üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçtiği ve haklı bir sebep olmaksızın vekaletten istifa ettiğinde hiçbir ücret isteminde bulunamaz. Peşin aldığı ücret ve varsa sarf etmediği gider avansını ve müvekkilin verdiği belgeleri geri vermeye mecburdur. Ayrıca AVUKAT, böyle bir durumda ŞİRKETİN hak kaybına uğramaması için gerekli bütün önlemleri alır ve bu konudaki tüm sorumluluğu üstlenir. Aksi halde doğacak zararı tazmin ile mükelleftir.

Madde 6- Yerleşim Yeri Adresleri, Sona Erme, Yasal Dayanak;

Tarafların bu sözleşmede yazılı adresleri, yasal yerleşim yeri adresleri olup, adres değişikliğinin mutlaka ve yazılı olarak bildirilmesi gerekir. Aksi halde, bu adreslere yapılacak tebligat, ilgilisine yapılmış sayılır.

Madde 7 – Uyuşmazlıkların Çözümünde Yetkili Mahkeme ve İcra Daireleri;

Bu sözleşmeden doğacak anlaşmazlıklarda …. Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesi gereğince iki nüsha olarak hazırlanan işbu sözleşme, …/…/…. tarihinden itibaren geçerli olmak üzere …. yıl için düzenlenmiş olup, …/…/… tarihinde sona erecektir.

Taraflar bu süre sona ermeden ……. (……………..) gün önce yazılı olarak sözleşmenin devamı yahut feshi konusunda anlaşmaya varırlar. Sözleşmenin yenilenmesi durumunda aylık avukatlık ücreti taraflarca yeniden belirlenir. Sözleşmenin yenilenmemesi yahut taraflarca anlaşma ile sona erdirilmesi durumunda taraflar, sözleşmenin geçerlilik süresi kapsamındaki hakları dışında maddi açıdan hiçbir hak talep edemezler.
Bu sözleşmede yer almayan konularda 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümleri uygulanır.

…… …….. ŞİRKETİ                                                         AVUKAT