yetki etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yetki etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Aralık 2023 Cuma

YETKİ BELGESİ ÖRNEĞİ

 

YETKİ BELGESİ

YETKİ BELGESİ VEREN AVUKAT/

AVUKATLIK ORTAKLIĞI                    :

Baro ve Sicil No                                :

Adres                                                 :

 

YETKİLİ KILINAN AVUKAT                :

 

Baro ve Sicil No                                :

Adres                                                 :

VEKİL EDEN (MÜVEKKİL)                   :

Ad ve Soyad                          :

YETKİ BELGESİNİN KAPSAMI :

... Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu vekâletnamede belirtilen yetkilerin tamamının kullanımı için düzenlenmiştir.

Bu yetki belgesi, 4667 sayılı Yasanın 36. maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 56. maddesine eklenen hüküm ve Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Kanunu Yönetmeliği 18. maddesi uyarınca vekaletname yerine geçmek üzere iş bu yetki belgesi tarafımdan düzenlenmiştir. …./…/…

                                                                                   Avukat / Avukat Ortaklığı

 

TÜRKİYE BAROLAR BİRLIĞİ AVUKATLIK KANUNUYÖNETMELİĞİ

21 Aralık 2023 Perşembe

BOŞANMA



Boşanma davası Aile Mahkemesinde açılır görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise ya eşlerden birinin bulunduğu yer mahkemesi veya eşlerin son 6 ay bir arada bulundukları yer mahkemesi yetkilidir.

Boşanma konusunda hakim sözlü ve yazılı yargılama usulünü uygulayabilir ve boşanma kararı için boşanma kararı kesinleşmedikçe hüküm ve sonuç doğurmaz. Hakim boşanma davasında talep edilmese dahi ayrılığa karar verebilir ancak ayrılık talep edilmişse boşanmaya karar veremez.

Boşanma sebepleri;

a) Genel boşanma sebepleri;

• Evlilik birliğinin temelinden sarsılması(bu hakimin takdirine bırakılmıştır çünkü bir aile için evlilik birliğini temelinden sarsan sebep bir başka aile için evlilik birliğini temelinden sarsmaz diye. Eski adı şiddetli geçimsizlikti.)

• Evlilik birliğinin yeniden kurulamaması (eşlerden birinin açtığı boşanma davasının kabul edilebilmesi için bu eşin boşanmada daha çok kusurlu olmaması lazım, daha çok kusurlu olan eş boşanma davası açılmışsa bu dava reddedilir ve aynı sebebe dayalı olarak bu iş 3 yıl boyunca boşanma davası açamaz, bu üç yıllık süre içinde eşler tekrar bir araya gelememişlerse eş sırf bu sebebe dayalı olarak boşanma davası açar.

• Anlaşmalı boşanma (anlaşmalı boşanma durumunda evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilir. Anlaşmalı boşanmanın geçerli olabilmesi için evliliğin en az 1 yıl sürmüş olması lazım, eşlerin evlenmenin bütün koşullarında, bütün sonuçlarında velayet gibi, tazminat gibi, nafaka gibi, mal rejimi gibi, malların paylaşılması gibi her türlü konuda anlaşmış olmaları ve eşlerin son duruşmada bir arada bulunmaları şarttır.)

b) Özel boşanma sebepleri;

Zina (zina her ne kadar suç olmasa da bir boşanma sebebidir. Eşlerden birinin zina sebebiyle boşanma davası açabilmesi için bir takım şartlara ihtiyaç vardır. Diğer eşin evlilik birliği dışında başka karşı cinsle cinsel ilişkiye girmesi. Eğer kendi cinsiyle ilişkiye girmişse burada haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası söz konusu olacaktır. Bir diğer şart ise eşin zinayı affetmemiş olması, örneğin; eş zinayı duyunca babasının evine gitti ama geri dönmüşse bu zımni af sayılır, af açık bir şekilde de olabilir. Bir de boşanma davasının zinayı yı öğrendiği tarihten 6 ay ve her halükarda zinanın yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl İçinde açılması lazım, zinanın affedilmesi sadece o olaya ilişkindir bundan sonra sürekli izin belgesi değildir.)

Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (suçtan kasıt kasti olmak şartıyla 1 yıl ve daha uzun süreli hapis cezası gerektiren suçtur, haysiyetsiz hayat sürüyorsa taraflardan biri mesela kadın konsomatrislik yapıyorsa, adam beyaz kadın tüccarlığı yapıyorsa vs haysiyetsiz hayat sürme kabul edilir.)

Cana kast etme ve kötü davranışlar

• Terk (eşlerden birinin terk sebebiyle boşanma davası açabilmesi için diğer eşim evi terkte haklı sebebinin olmaması lazım eğer haklı sebep varsa bu sebeple terk davası açamaz hatta terk sebebiyle boşanma davası açma hakkı evi haklı yere terk eden eşte olur. Örneğin kadın her gün dayak yiyorsa evi terk etmesi halinde koca terk sebebiyle boşanma davası açamaz hatta evi koca terk etmiş sayılır. Terk edilen eş terk olayının üzerinden 4 ay geçmesinden sonra noterden veya mahkemeden terk ihtarnamesi çekip eve dön çağrısı yapılır eskiden bu ihtar mahkemeden yapılırken şimdi ise noterden de yapılabilir.

Terk ihtarnamesinin çerisinde bir eve dönüş çağrısı olacak, anahtarın nerede olacağı belirtilecek, dönüş masrafları karşı tarafa mutlaka tevdi edilmek zorunda olacaktır. Bu ihtarname çekildikten sonra 2 ay daha beklenir 2 ay içinde de eş eve dönmezse sırf bu sebebe dayalı olarak terk sebebiyle boşanma davası açılabilir. Sonuç itibarıyla terk süresinin 6 ay devam etmesi gerekir.)

Akıl hastalığı (burada akıl hastalığının mutlaka evlilik birliğinden sonra meydana gelmesi lazım ve akıl hastalığı sebebiyle şifa bulunamayacağının da mutlaka doktor raporuyla kanıtlanması gerekir.)

Boşanmanın Sonuçları;

Malların paylaşılması (edinilmiş mal rejimine tabii ise evlilik birliği içinde edinilmiş malların sahibi diğerine bedeli öder.)

Velayet (çocukların velayetinin kime verileceği öder.)

Tazminat (burada tazminat maddi ve manevi olmak üzere iki kısımda ele alınır. Tazminat için tazminat isteyecek eşin boşanmada en azından daha az kusurlu olması lazım yani ya daha az kusurlu ya da hiç kusurlu olmaması lazım yani eşit kusurda da tazminat istenemez.)

Nafaka (üç tür nafakadan bahsedilir. Bunlardan birisi tedbir nafakasıdır.

Tedbir nafakası boşanma davasının açılmasıyla kesinleşmesi arasında çocukları yanlarında bulunduran veya fakirleşen eşe verilen nafakadır. Öyleyse bu nafakanın verilmesi için kusur aranmıyor çünkü henüz dava bitmemiş ne olduğu bilinmiyor. Eş hem çocukları yanında bulunduruyor hem de fakirleşmişse hem çocuklar için hem de kendisi için tedbir nafakası alabilir. Tedbir nafakasının sona erebilmesi için boşanma kararının kesinleşmesi yeterlidir. İkinci nafaka ise iştirak nafakasıdır.

İştirak nafakası boşanma kararı kesinleştikten sonra çocukların velayetini elinde bulunduran eşe çocuklar için verilen nafakadır. Bu nafaka için fakirleşme kıstası aranmaz, kusur kıstası da aranmaz, çocuk zaten kişinin çocuğu olduğuna göre giderlerine de katılmak zorundadır.

Üçüncü nafaka türü ise boşanma davasının kesinleşmesinden sonra eşe verilen yoksulluk nafakasıdır. Bu nafakada ise eşin hem fakirleşmesi aranır hem de daha çok kusurlu olmama aranır, tazminattan farklı olarak burada eşit kusur durumunda nafaka istenebilir, bir de yoksulluk lazım.

Yoksulluk nafakasının sona erme sebepleri ise;

• Eşlerden birinin ölmesi

• Nafaka alan tarafın zenginleşmesi

• Nafaka alan tarafın yeniden evlenmesi

bu nafakayı büsbütün ortadan kaldırır.

Not; Burada ki nafaka ile kişiler hukukunda ki bakım nafakası birbirinden farklıdır, bu nafaka eşe verilen nafakadır.

20 Aralık 2023 Çarşamba

DERNEKLER VE VAKIFLAR

 

DERNEKLER

Kâr sağlamak ve bunu paylaşmak dışında bir amaçla en az yedi gerçek veya tüzel kişi tarafından kurulan kişi topluluğu niteliğindeki özel hukuk tüzel kişisidir.

Derneğin unsurları;

Amaç unsuru;

Derneğin amacı kesinlikle kâr sağlamak ve bunu paylaşmak olamaz, derneğin amacı kesinlikle hukuka aykırı, emredici hukuk kurallarına aykırı, ahlaka aykırı bir amaçta olamaz, genellikle sosyal amaçlarla kurulurlar (Köyü kalkındırma derneği, hayvan koruma derneği gibi)

- Dernekler amaçlarına ulaşmak için ticari işletme işletiyorlarsa tacir sayılacaklar, yani her ne kadar kâr amacı olmasa da amaçlarına ulaşmak için ticari işletme işlete biliyorlar.

Kişi unsuru;

- Dernekler en az yedi gerçek ya da tüzel kişi ile kurulabilir.

- Bir Derneğe üye olabilmek için ergin olmak yeterlidir.

- Çocuk derneklerine üye olabilmek için ise 15 yaşını doldurmuş olmak gerekir.

Kuruluş beyanı;

Kurucular hiçbir makam ve merciden izin almadan serbestçe bir derneği kurabilirler. Ancak tüzel kişilik kazanabilmesi için dernek hazırladıkları tüzüğü mahallin en büyük mülki idare amirine sunmak zorundadırlar.

Tüzel kişilik kazanması için tüzüğün valilikçe onaylanması gerekmez valiliğin onayına sunulması yeterlidir. Eğer tüzükte bir eksiklik varsa mülkün en büyük idare amiri eksikliği koruculara bildirir, kuruculara bu konuda süre verir, bu süre içerisinde eğer eksiklik giderilmezse bu sefer derneğin kapatılması için mahallin en büyük idare amiri savcılığa başvurur ve savcılıkta bu iddiayı ciddi bulursa Asliye Hukuk Mahkemesi ne derneğin sonra erdirilmesi için dava açar.

Derneklerin yapısı;

Derneğin üç organı vardır bunlar; genel kurul, yönetim kurulu, denetim kurulu.

Genel kurul;

- Derneğin en üst organıdır.

- Karar organıdır.

- Bütün üyelerden oluşur.

Genel kurul toplantıları;

1) Kuruluş genel kurulu;

Dernek tüzel kişiliği tüzüğünü mahallin en büyük idare amirine sunduğu andan itibaren başlar. Mahallin en büyük idari amiri tüzüğü onayladı andan itibaren altı ay içinde mutlaka dernek kuruluş genel kurul toplantısını yapmak zorundadır. Bu toplantı yapılmazsa dernek kendiliğinden sona erer.

Dernekler hak ehliyetine, hak sahibi olma ehliyetine tüzüklerini valiliğin onayına sundukları andan itibaren yani tüzel kişilik kazandıkları andan itibaren kavuşsalar da fiil ehliyetine zorunlu organların kurulduğu anda yani kuruluş genel kurul toplantısında, zorunlu organları oluşturulduğu anda kazanırlar.

2) Olağan genel kurul toplantısı;

- Olağan genel kurul toplantısı medeni kanuna göre iki yılda bir yapılır, dernekler kanununa göre üç yılda bir yapılır.

- Olağan genel kurul toplantı çağrısını yönetim kurulu yapar.

- Bir olağan genel kurul toplantısının üst üste iki kez yapılamaması derneğin kendiliğinden sona erme sebebidir.

3) Olağanüstü genel kurul toplantısı;

- Olağanüstü genel kurul toplantısının bir süresi yoktur, olağanüstü hallerin varlığı durumunda yapılır. Bu konuda toplantı çağrısını denetim kurulu yapar. Ancak yapmıyorsa Üyeler başvurup en az 1/5 oranındaki üye Asliye Hukuk Mahkemesi’nden olağanüstü toplantı çağrısını yapılmasını isteyebilir, Asliye Hukuk Mahkemesi de içlerinden beş tanesini bu konuda görevlendirir.

Derneklerin genel kurullarının görevleri;

- Genel kurullar karar alma mercileridir. Karar almaya yönelik görevler genel kurulun görevleridir. Bunun dışında yönetim kurulu üyelerini seçmek, denetim kurulu üyelerini seçmek, şubeler açılmasına karar vermek, derneğin sona ermesine (feshine) karar vermek.

- Genel kurullarda ki toplantı yeter sayısı üye tam sayısının yarısından bir fazlasıdır.

- Karar yeter sayısı ise toplantıya katılanların yarısından bir fazlasıdır.

Örneğin; 50 üye varsa toplantı yeter sayısı 26 üyedir,14 üye karar yeter sayısıdır (minimum)

- Derneğin sona ermesi ne ilişkin kararda ise üye tamsayısının 2/3’ü İle karar alır.

Derneklerin karar yeter sayısı hiçbir zaman yönetim ve denetim kurulu üyeleri sayıları toplamından aşağı olamaz.

Derneklerin yönetim kurulu;

- Yönetim kurulu derneği yöneten organdır.

- Yönetim kurulu üye sayısı en az beş asıl beş yedek üyeden oluşur.

Yönetim kurulu üyelerinin mutlaka dernek üyesi olmaları şarttır.

- Yönetim kurulunun en temel görevi derneği yönetmektir.

Genel Kurullar derneklerin yasama organının kısa yönetim kurulu yürütme organıdır. Bunu böyle düşünebiliriz.

- Toplantıları en geç 15 günde bir yapılır, toplantılarında karar alırlar ve temel görevlerine baktığımızda karar almanın yanında derneği olağan toplantıya çağırmak gibi önemli bir de görevleri vardır.

Denetim kurulu;

- Üç asıl üç yedek üyeden oluşur.

Dernekler en az yedi kişi ile kurulurlar ancak derneklerin görevlerine devam edebilmesi için zorunlu organlarını oluşturabilmesi için yedi kişi yeterli olmadığını görüyoruz.

Derneklerin denetim kurulları dernek üyesi olmak zorunda değillerdir.

- Derneklerin denetim kurulunun en temel görevleri denetim fonksiyonudur. Öyleyse bunlar derneğin aslında yargı organıdır.

- Üyeleri yönetim kurulunda olduğu gibi genel kurul tarafından seçilir.

Derneklerin onursal üyeleri;

- Derneklerin onursal üyeleri oy hakları olmayan genel kurul tarafından onursal üye yetkisi verilmiş olan kişilerdir.

- Onursal üyeler oy kullanamayacakları gibi dernek aidatı da ödemezler.

Dernek üyeliğine giriş ve çıkışta kimse zorla alamaz. Dernek üyeliğinden çıkmak için bu durumu mutlaka yönetim kuruluna bir noterden kararname yoluyla bildirmek lazım, ihtarname ile bildirdikten bir ay sonra dernek üyelerinin hak ve yükümlülükleri devam eder.

Derneklerin sona erme sebepleri;

1) Derneklerin kendiliğinden sona erme sebepleri;

Bu durumda hiç kimsenin kararına ihtiyaç yoktur, buna aynı zamanda infisah denir. Bunlar;

- Derneğin amacına ulaşması

- Amaca ulaşmanın imkansızlaşması

- Derneğin borçlarına ödeme de acze düşmesi.

- Kuruluş genel kurul toplantısının altı ay içinde yapılamaması.

- Olağan genel kurul toplantısından üst üste iki kez yapılamaması.

- Yönetim kurulunun kurulamayacak hale gelmesi

2) Mahkeme kararıyla sona erme sebepleri;

- Derneğin amacının sonradan hukuka aykırı hale gelmesi (yetkili mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi)

-Kuruluştaki eksiklikler.

3) Genel kurul kararıyla sona erme sebepleri;

- Genel kurulun en az 2/3 oranında oy ile kabulü gerekir.

Sona eren bir dernek kendiliğinden bitmez, bir tasviye sürecine girer tasfiye süreci sonucunda öncelikle derneğin borçları ödenir, derneğin borçları ödendikten sonra kalan kısım olursa en yakın amaca özgülenmiş en büyük derneğe verilir.


VAKIFLAR

Bir malın sürekli bir amaca özgülenmesinden ibarettir. Vakıflar bir mal topluluğudur. Vakıflara üyelik önceden mümkün değilken 2008 yılında yapılan bir değişiklikle vakıflara üyelik mümkün olmuştur.

Vakıfların amacı;

- Vakıfların amacı derneklerin aksine kâr elde etmekte olabilir. Örneğin; vakıf üniversiteleri

- Vakıflar hukuka aykırı bir amaç için kurulamaz.

Vakıf kurulması (vakıf kurucusu)

Vakıf iki şekilde kurulabilir; bunlardan biri kişi sağlığında kurabilir, ikincisi ölüme bağlı Tasarruf ile yani vasiyetname ile de kurulabilir.

- Sağlığında vakıf kurabilecek kişiler tam ve sınırlı ehliyetlilerdir, sınırlı ehliyetsizler ve tam ehliyetsizler veli yahut vasilerinin İzni olsa dahi sağlıklarında vakıf kuramazlar. Ölüme bağlı tasarrufla yani vasiyetname ile vakıf kurabilecek olanlar yine sınırlı ehliyetlilerdir, tam ehliyetlilerdir ve 15 yaşını doldurmak şartıyla sınırlı ehliyetsizlerdir.

Vakfın kuruluş beyanı;

Vakfın kuruluş şartları gerçekleştiğinde yani sağlığında vakıf kuruyorsa vakıf senedi imzalandığında, vasiyetname ile vakıf kurmuşsa vakfeden öldüğünde noter ya da ilgili organ Sulh Hukuk Mahkemesi bu dururmu Asliye Hukuk Makkemesine bildirir, Asliye Hukuk Mahkemesi temel özelliklere bakar, Vakfı kendi nezdinde tuttuğu vakıf siciline tescil eder, böylelikle vakıf tüzel kişilik kazanır.

Bundan sonra söz konusu keyfiyeti bir ay içerisinde vakıflar genel müdürlüğüne bildirir (başbakanlığa bağlı tüzel kişiliği olan bir kamu tüzel kişisidir),o İse vakfı resmi gazetede yayınlar. Resmi gazetede yayınlandıktan sonra vakıf görevine başlar.

Vakfın organları;

- Vakfın içerisinde mutlak bahar olması gereken organ yönetim organıdır.

Vakıflarda genel kurul yoktur ve denetim organı zorunlu organ değildir. Ancak vakfeden başka organların kurmasını isteyebilir.

Vakıfların yönetim organı bir kişiden oluşabilir eğer bir vakfın yönetim organı bir kişiden oluşuyorsa böyle organı mütevelli denir, eğer birden çok kişiden konuşuyorsa buna mütevelli heyeti denir.

Vakfın sonra verme sebepleri;

1) Kendiliğinden sona erme;

- Vakfın amacına ulaşması

- Vakfın amacına ulaşmasının imkansızlaşması

- Vakfın borçlarının ödeme da acze düşmesi

2) Mahkeme kararıyla sona erme sebepleri;

- Vakfın amacının hukuka aykırı hale gelmesi, ahlaka, adaba aykırı hale gelmesi.

Vakıflarda örneğin genel kurul yoktur dolayısıyla genel kurul toplantılarının yapılamaması gibi nedenlerle sona ermesi söz konusu değildir.


adana ceza avukatı

adana boşanma avukatı

11 Ekim 2018 Perşembe

HMK'DA GÖREV VE YETKİ

GÖREV (KONU BAKIMINDAN DAVAYA BAKABİLECEK MAHKEME) 


Görevin belirlenmesi ve niteliği


MADDE  1-  (1)  Mahkemelerin  görevi,  ancak  kanunla  düzenlenir.  Göreve  ilişkin  kurallar,  kamu düzenindendir.

Asliye hukuk mahkemelerinin görevi


MADDE  2- (1)  Dava  konusunun  değer  ve  miktarına  bakılmaksızın  malvarlığı  haklarına  ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine  bir  düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.

(2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.

Özellikle:
• Kamulaştırma Kanunu’ndan kaynaklanan (Kamulaştırma kararının iptali İDARE MAHKEMESİNDE) bedel artırım, indirim ve tespiti davaları
• Vakıf Davaları
• İmar Kanunu m. 17
• Aile mahkemesinin görevi dışında kalan tanıma ve tenfiz
• Kişilik haklarına saldırının önlenmesi
• Dernek feshi
• Yaş düzeltilmesi
• Adın ve Soyadın Değiştirilmesi
• Nüfus Davaları

Sulh hukuk mahkemelerinin görevi


MADDE 4- (1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;

a) Kiralanan taşınmazların,İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak  davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,

b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,

c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,

ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları görürler.

• Mirasçılık belgesi verilmesi, değiştirilmesi, iptali
 Mirasın reddinin tescili
• Kat Mülkiyeti Kanununa göre
• Kooperatif Kanunu m. 21/3 ‘e göre
• Dernekler Kanunu m. 27 (Kayyım Atanması)
• BK m. 91 (tevdi yeri belirleme), 92 (muhafazası masraflı, bozulmaya yüz tutan malların satım izni) uyarınca mahkemeye veya hakime verilen işler
 Vesayet hukukundan doğan davalar

Görev Kurallarının Özellikleri:


Kamu düzenine ilişkindir.

Kanunla düzenlenir.

Mahkemeye ilişkin dava şartıdır

Mahkeme görevli olup olmadığın her aşamada re’sen inceler.

Taraflar da davanın her aşamasında görevsizlik itirazını ileri sürebilir.

Görev sözleşmesi yapılamaz.

Yargıtay, görevi kendiliğinden inceler

Görev kurallarına aykırılık mutlak bozma nedenidir. Sulh Hukuk Mahkemesinde açılması gereken dava, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır ve görev itirazı olmadan / mahkemece fark edilmeden hüküm verilse dahi mutlak bozma nedenidir, bu durum bir istisna teşkil etmez.

YETKİ (YER BAKIMINDAN DAVAYA BAKABİLECEK MAHKEME)


Kesin Olmayan Yetki Kuralları
Genel yetkili mahkeme


1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.

Davalının, dava açıldıktan sonra yerleşim yerini değiştirmesi mahkemenin yetkisini etkilemez.

Tüzel kişilerde yerleşim yeri, kuruluş belgelerinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir.

Davalının birden fazla olması halinde yetki


MADDE  7-  (1)  Davalı  birden  fazla  ise  dava,  bunlardan  birinin  yerleşim  yeri  mahkemesinde açılabilir.

Ancak,  dava  sebebine  göre  kanunda,  davalıların  tamamı  hakkında  ortak  yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Bu durumda ortak yetkili mahkemenin yetkisi kesindir.

(2) Birden fazla davalının bulunduğu hallerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.

Türkiye’de yerleşim yerinin bulunmaması halinde yetki


MADDE  9-  (1)  Türkiye’de  yerleşim   yeri  bulunmayanlar  hakkında  genel  yetkili  mahkeme, davalının Türkiye’deki mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir. Ancak, diğer özel yetki halleri saklı kalmak üzere, malvarlığı haklarına ilişkin dava, uyuşmazlık konusu malvarlığı unsurunun bulunduğu yerde de açılabilir.

Türkiye’de Yerleşim Yeri Olmayanlara Karşı Açılacak Şahısvarlığı Haklarına İlişkin Davalarda Genel Yetki


İlgilinin yerleştiği ülkede açılamaması veya TC’de yetkili mahkeme bulunmaması: İlgilinin sakin olduğu yer mahkemesi, sakin değilse İlgilinin Türkiye deki son yerleşim yeri mahkemesi o da yoksa Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinde görülür (MÖHUK 28).

Türkiye’de yerleşim yeri olmayan yabancılar hakkında vesayet, kayyımlık, kısıtlanma, gaiplik ve ölmüş sayılma kararları ilgilinin Türkiye’de sakin olduğu yer, sakin değilse ilgilinin mallarının bulunduğu yer mahkemesince verilir (MÖHUK 28).

Özel Yetkili Mahkemeler


Özel yetki genel yetkiyi kaldırmaz; davacı seçim hakkına sahiptir.

Bir yerde geçici olarak oturanlara karşı açılacak davalarda yetki


MADDE 8-­‐ (1) Memur, işçi, öğrenci, asker gibi, bir yerde geçici olarak oturanlara karşı açılacak alacak veya taşınır mal davaları için, orada bulunmaları uzunca bir süre devam edebilecekse, bulundukları yer mahkemesi de yetkilidir.

Sözleşmeden doğan davalarda yetki


MADDE  10- (1)  Sözleşmeden  doğan  davalar,  sözleşmenin  ifa  edileceği  yer  mahkemesinde  de açılabilir.

Buradaki sözleşme, BORÇLAR HUKUKU’NA aittir; aile, kişivarlığı ve miras hukuku sözleşmeleri buraya girmez.

Sözleşmenin ifa yeri sözleşmeden açıkça anlaşılıyorsa sorun yok, aksi takdirde BK  m.  73’e  bakılır.

Mirastan doğan davalarda yetki


MADDE  11- (2)  Terekede  bulunan  bir  mal  hakkında  açılmak  istenen  istihkak  davası, terekenin yazımı ve tespiti zamanında mal nerede bulunuyorsa, orada da açılabilir.

(3) Mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davalarda, mirasçıların her birinin oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir.

Sigorta sözleşmelerinden doğan davalarda yetki


MADDE  15- (1)  Zarar  sigortalarından  doğan  davalar,  sigorta,  bir  taşınmaza  veya  niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse,  rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir.

(3) Bu hüküm deniz sigortalarından doğan davalarda uygulanmaz.

Karşı davada yetki


MADDE 13- (1) Kesin yetkinin söz konusu olmadığı hallerde, asıl davaya bakan mahkeme, karşı davaya bakmaya da yetkilidir.

Haksız fiilden doğan davalarda yetki


MADDE  16-­‐  (1)  Haksız  fiilden  doğan  davalarda,  haksız  fiilin  işlendiği  veya  zararın  meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.

Şubeler ve tüzel kişilerle ilgili davalarda yetki


MADDE   14- (1)   Bir   şubenin   işlemlerinden   doğan   davalarda,   o   şubenin   bulunduğu   yer mahkemesi de yetkilidir.

İş Davalarında Yetki


İşyerinin bulunduğu yer mahkemesinde de açılabilir.

Soybağına İlişkin Davalarda Yetki


Taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir.

Kesin Yetki Kuralları


Mirastan doğan davalarda yetki


MADDE  11-(1)   Aşağıdaki   davalarda,   ölen   kimsenin   son   yerleşim   yeri   mahkemesi   kesin yetkilidir:

a) Terekenin paylaşılmasına, yapılan paylaşma sözleşmesinin geçersizliğine, ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkisine, miras sebebiyle istihkaka ilişkin davalar ile mirasçılar arasında terekenin yönetiminden kaynaklanan davalar.

b) Terekenin kesin paylaşımına kadar mirasçılara karşı açılacak tüm davalar.

Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki


 Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar

 Taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.

o Tescil Davaları
o İstihkak Davaları
o Yolsuz Tescillin Düzeltilmesi Davaları
o Ortaklığın Giderilmesi (İzale-­‐i Şüyu)
o Paylaştırma (Taksim) Davaları
o Önalım (Şufa) Davaları
o Müdahalenin Önlenmesi

 İrtifak haklarına ilişkin davalar, üzerinde irtifak hakkı kurulan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.

 Bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da açılabilir.

Şubeler ve tüzel kişilerle ilgili davalarda yetki


MADDE  14- (2)  Özel  hukuk  tüzel  kişilerinin,  ortaklık  veya  üyelik  ilişkileriyle  sınırlı  olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.

Sigorta sözleşmelerinden doğan davalarda yetki


MADDE  15- (2)  Can  sigortalarında,  sigorta  ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir.

(3) Bu hüküm deniz sigortalarından doğan davalarda uygulanmaz.

Davalının birden fazla olması halinde yetki


MADDE 7- (1) Davalı birden fazla ise; ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.

İflas Davasında Yetki


İflas davası borçlunun işlem (muamele) merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılır (İİK m. 154).

Yetki itirazının ileri sürülmesi


MADDE  19- (1)  Yetkinin  kesin  olduğu  davalarda,  mahkeme  yetkili  olup  olmadığını,  davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir.

(2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.

(3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir.

(4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir.

Görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler


MADDE  20-(1)  Görevsizlik  veya  yetkisizlik  kararı  verilmesi  halinde,  taraflardan  birinin,  bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde,  bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.

(2) Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir.

Yetki sözleşmesi


MADDE  17-(1)  Tacirler  veya  kamu  tüzel  kişileri,  aralarında  doğmuş  veya  doğabilecek  bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle  yetkili  kılabilirler. 

Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.

Yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları


MADDE 18- (1)  Tarafların  üzerinde  serbestçe  tasarruf  edemeyecekleri  konular  ile  kesin  yetki hallerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz.

(2) Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak  yapılması,  uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır.

Adana boşanma avukatı
Adana boşanma avukatı
Adana boşanma avukatı
Adana ceza avukatı
Adana ceza avukatı
Adana ceza avukatı
https://avukat-mustafa-akcal-hukuk-burosu.business.site/

13 Ağustos 2018 Pazartesi

AVUKATLIK HİZMET SÖZLEŞMESİ

AVUKATLIK HİZMET SÖZLEŞMESİ


AVUKATLIK HİZMET SÖZLEŞMESİ

İŞ SAHİBİ     : ……… ……… ŞİRKETİ
ADRESİ        : …… ……… ……. ………/……..
AVUKAT      :
ADRESİ        : …… ……… ……. ………/……..

…. …… Şirketi ile Av. … …… arasında Avukatlık Kanunu uyarınca aşağıdaki şartlarla işbu sözleşme …/…/… tarihinde akdedilmiştir.
İş bu sözleşmede …… ……. Şirketi ‘ŞİRKET’, Av. ……. …… ise ‘AVUKAT’ olarak anılacaktır.

Madde 1- Kapsam;

Bu sözleşme imzalanmakla AVUKAT, şirket tarafından kendisine verilen, ŞİRKETİN leh veya aleyhinde açılmış ve açılacak davalar ile icra takiplerini tüm aşama ve gerekleriyle yerine getirerek avukatlık hizmetini icra eder.

ŞİRKET yetkililerinin ve çalışanlarının kişisel iş ve davaları bu sözleşmenin kapsamı dışındadır. Talep halinde bunların ücreti ayrıca değerlendirilir.

Madde 2- Ücret ve Avans;

Yukarıda belirtilen mesaisine karşılık olmak üzere ŞİRKET tarafından AVUKATA aylık olarak … -TL ödenecektir. KDV ve stopaj şirkete ait olmak üzere, serbest meslek makbuzu karşılığında ödenecek olan bu ücret en geç her ayın ….inci iş günü akşamına kadar ödenir.
Yapılacak hizmetlerin şehir merkezi dışında olması halinde (yol, yemek, konaklama.. vb.) giderler avukata peşin olarak ödenir. Avukatın ŞİRKETE ait iş sebebiyle bürosundan bir günden fazla ayrı kalması halinde ayrıca ............ -TL günlük ücret ödenir.

Bir sözleşme dönemi içinde avukatlık ücretinin ……. kez (…… ay) hiç ödenmemesi veya …. kez (…. ay) gecikerek ödenmesi halinde avukat tarafından sözleşmenin haklı sebeple fesih hakkı doğar. Bu durumda dönem sonuna kadar olan ücret alacakları muacceliyet kazanır ve yasal faiz ile talep hakkı doğar.

Ayrıca ŞİRKET, yapılacak işlemlerin masrafları için AVUKATIN isteyeceği avansı da zamanında ödemeyi yüklenmiştir. AVUKAT da, işlem(ler) gerçekleştikten sonra yapmış olduğu harcamaları gösterir makbuz ve sair evrakları -yahut tarafından onaylanmış birer örneğini- ŞİRKETE her aybaşında ulaştırmayı yüklenmiştir.

Madde 3- Çeşitli Hükümler;

a) AVUKAT bu sözleşme nedeniyle üstlendiği işi, yasalar ve meslek kuralları uyarınca sonuna kadar takip edecektir. Yapılacak iş, AVUKAT tarafından bizzat ve gerektiğinde yanında çalışan avukat ve katip vasıtasıyla yürütülür; ancak sorumluluk AVUKATA aittir. İşin tevkilen başka avukat tarafından yürütülmesi hali ayrı bir ücreti gerektirmez.

b) AVUKATIN yapacak olduğu iş, açılmış bulunan dava ve icra takiplerinde ŞİRKETİ temsil etmesi, ya da açılacak olan dava ve takiplerde ŞİRKETİ temsil etmesi, ya da her türlü resmi-özel kurum, kuruluş, özel ve tüzel kişiliklere başvurma, yazışma işlemlerini usulüne göre yerine getirmektir. Bunun için AVUKATA, ŞİRKETÇE hangi iş ile ilgili olarak görevlendirildiğine yönelik üst yazıyı içerir görevlendirme yazısı tebliğ edilmedikçe AVUKAT, o işi yapmakla sorumlu değildir ve ŞİRKET de o işten dolayı AVUKATIN, ŞİRKETİN bilgisi dışında işlem yapmasından sorumlu değildir.

c) ŞİRKET, bu sözleşmenin tarafı olan AVUKATIN yazılı muvafakatini almadan, görülmekte olan işleri başka bir avukata veremez. Aksi durumun gerçekleşmesi halinde, AVUKATIN sözleşmeden kalan ücretin tamamını isteme ve sözleşmeyi fesih hakkı doğar.

d) ŞİRKET, görülmekte olan dava ve takibin sulh, ibra veya feragatle sonuçlanmasını istediği takdirde bu talebini AVUKATA yazılı olarak beyan eder. Bu gibi durumlarda AVUKATIN ücretinden kesinti yapılamaz.

e) AVUKAT, takip ettiği tüm dosyalar üzerinde yapılan her bir kalem işlem hakkında öncelikle son durumları hakkında güncel bilgiyi –dava dosyalarında, onaylı duruşma tutanakları ile beraber- rapor olarak hazırlamayı ve akit tarihinden itibaren bir ay içerisinde ŞİRKETE ulaştırmayı; ardından her dosya üzerinde gerçekleşen ve gerçekleşecek olan tüm işlemler –güncel onaylı duruşma tutanakları dahil- hakkında her aybaşında rapor olarak bilgi vermeyi taahhüt eder. Aksi halde ŞİRKET, akdi feshederek, gerekli ilgili makamları haberdar ederek harekete geçirir ve yasal tüm haklarını kullanır.

Madde 4- Özel Hükümler;

a) ……………
b) ……………
c) ……………

Madde 5- Sözleşmenin Feshi;

Sözleşme ŞİRKETÇE tek taraflı olarak feshedilirse, AVUKAT sözleşme süresinden kalan ücretin tamamını isteme hakkını kazanır.
Ne var ki AVUKAT meslek kurallarına uymaz ve ŞİRKETE karşı sözleşme kapsamındaki sorumluluklarını tam olarak yerine getirmez yani; ŞİRKETİN haklarını korumaz, gerekli yazışmaları gerçekleştirmez, gerekli ihtarnameleri çekmez, dava ve icra dosyalarını gereken tüm aşamalarıyla takip etmez, dava ve icra takipleri kapsamındaki gerekli yazışmaları ve süreli işlemleri zamanında yerine getirmez, mazeretsiz olarak duruşmalara katılmaz, burada sayılmayan ve Avukatlık Kanununda belirtilmiş işbu sözleşmeye uyarlanabilecek diğer sorumluluklarını yerine getirmezse ve ŞİRKET açıkça AVUKATIN sorumluluğunu ihmalinden kaynaklanarak zarara uğramışsa ŞİRKET, ilgili makamları haberdar ederek harekete geçirir ve zararının AVUKAT tarafından tazmini için gerekli tüm yasal haklarını kullanır. Sözleşme bir daha akdedilmeksizin fesholunur.

AVUKAT üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçtiği ve haklı bir sebep olmaksızın vekaletten istifa ettiğinde hiçbir ücret isteminde bulunamaz. Peşin aldığı ücret ve varsa sarf etmediği gider avansını ve müvekkilin verdiği belgeleri geri vermeye mecburdur. Ayrıca AVUKAT, böyle bir durumda ŞİRKETİN hak kaybına uğramaması için gerekli bütün önlemleri alır ve bu konudaki tüm sorumluluğu üstlenir. Aksi halde doğacak zararı tazmin ile mükelleftir.

Madde 6- Yerleşim Yeri Adresleri, Sona Erme, Yasal Dayanak;

Tarafların bu sözleşmede yazılı adresleri, yasal yerleşim yeri adresleri olup, adres değişikliğinin mutlaka ve yazılı olarak bildirilmesi gerekir. Aksi halde, bu adreslere yapılacak tebligat, ilgilisine yapılmış sayılır.

Madde 7 – Uyuşmazlıkların Çözümünde Yetkili Mahkeme ve İcra Daireleri;

Bu sözleşmeden doğacak anlaşmazlıklarda …. Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesi gereğince iki nüsha olarak hazırlanan işbu sözleşme, …/…/…. tarihinden itibaren geçerli olmak üzere …. yıl için düzenlenmiş olup, …/…/… tarihinde sona erecektir.

Taraflar bu süre sona ermeden ……. (……………..) gün önce yazılı olarak sözleşmenin devamı yahut feshi konusunda anlaşmaya varırlar. Sözleşmenin yenilenmesi durumunda aylık avukatlık ücreti taraflarca yeniden belirlenir. Sözleşmenin yenilenmemesi yahut taraflarca anlaşma ile sona erdirilmesi durumunda taraflar, sözleşmenin geçerlilik süresi kapsamındaki hakları dışında maddi açıdan hiçbir hak talep edemezler.
Bu sözleşmede yer almayan konularda 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümleri uygulanır.

…… …….. ŞİRKETİ                                                         AVUKAT